Bizim Recep’e çok üzülüyorum. Çünkü bizim evde mahkum hayatı yaşıyor.
Kendisi kedidir; ama kediliğini bilmez. Ne fareyi tanır, ne pıt ağaca tırmanmayı, ne de dört ayak üstüne düşmeyi öğrenmiştir. Çocuklara her gün olmasa da en az haftada bir dillendiririm.
“Ne suçu var bu hayvanın, bırakın hayvanlığını bilsin hayvan, vahşilik nedir tanısın, şartları kadar yaşadığı kadar yaşasın; suçunu açıklayın birader. Ne yaptı oğlan? Kedi doğması onun suçu mu? Bizim evin bahçesinde doğması kendi seçimi mi? Derim derim de beni dinleyen kim? Herkes kendi dünyası, kendi kaosunda yaşamakta. Hayvanseverler bile bu hayvan esaretini görmezden gelmekte.
Değerli okurlar bana göre değerli beyin, genç, yakışıklı Selahattin Demirtaş da bizim Recep gibi evrensel değerlere göre bir suçu yok, açık bir suçla suçlanmıyor. Göz göre göre bin suçsuzu öldüren Hamas bazı elemanları kadar bile suçlu değil. Farazi suçlarla suçlanıp muktedirlere karşı duruşu nedeniyle esarette. Uzun yıllardır.
Yargı kararı bile olsa üstüne yüklenen suçlarla bu kadar yatmazdı . Bence.
Değerli okurlar, işte böyle, kendi zevkimiz, kendi ikbalimiz, şahsi ezikliklerimiz yüzünden ister iki ayaklı, ister dört ayaklı olsun tüm canlılara evrensel değerler dışında eziyet insan işi. Hele muktedirler cahil olursa. Vesselam.
YORUMLAR