Ekrana ressam Bedri Baykam’ı çıkarmışlar. Sanki ilk bakışta ben ressamım diyen, saçlarının önü beyaza, arkaları yoğun kahverengiye boyanmış bir tablo gibi yüzle konuşuyor. Sanki sanatçı değil de kırk yıllık duayen siyasetçi gibi, “Kılıçtaroğlu’nun yerine ben olsam istifa ederim” diyor. “O gitsin ben geleyim” demiyor ama ‘olsa da reddetmem’ diyen bir hava ile klasik Atatürk bezirganlığı yağıyor.
Kemal, “Atatürkçü düşünenleri devre dışı bıraktı seçimi o nedenle kaybetti” diyor. Gitsin diyor. Haddini bilmez tavırla, kanaatimce Kemal’e oy vermeyenlerdendir, ( Allah bilir) ahkam kesiyor.
Hala Atatürk bezirganlığı ve Kemalizm ile bir yere varılamayacağını bile hesaplayamayanlardan.
Kılıçdaroğlu’nun Türkiye için uygarlığı getirme çabalarını, denize düşenin yılana bile sarılabileceği gerektiğini anlamayanlardan. Konuşuyor da konuşuyor, o konuştukça “Kemal gitsin de parti parçalansın, biz de yerel seçimleri kolay alalım” deyip ellerini oğuşturanların ekmeğine yağ sürüyor.
Olsun, CHP böyle bir parti. Kurucusunun nefesi üstünde.. “Bu badireyi de atlatacaktır” diyorum.
Efendim, Büyük Alman düşünürü Hegel Estetik sıralamasında birinci sıraya şiiri koyarken, bence, maalesef ikinci sıraya resimi koymuş. Yani sanattın iki büyük dalını belirlemiş. (Oysa göksel orkestrayı dinleyen müzisyeni arka sıralara bırakmış.) bence yanlış yapmış.
Değerli dostlar sanatçılar toplum üstü yaratıcılık, sanatı sanat için yapmalıdır. Kısır yerel siyaset içine girmeden evrilmelidir. “ ..Karlı Kayın ormanı” bestelemeli, belediye başkanı olmaya kalkmamalı. Rahmetli Fatma Girik Başkanlığı ile mi yoksa filmleriyle mi anılıyor. Bir düşünelim.
Kılıçdaroğlu istifa edip ayrılsa, yarın bu Atatürk bezirganları “Enini boyunu düşünmeden ayrıldı, partiyi başsız bıraktı, parti o nedenle parçalandı” demezse ben de ne olayım.
YORUMLAR