750 yıl önce bugün Dante Aligieri yazdığı İlahi komedya kitabı yüzünden çok sevdiği ve doğduğu Florensa şehrinden sürülmüştü. Kendisi şair, yazar, biraz da siyasetçi idi. Ben, Onu önce Cahit Sıtkı Tarancı’nın Otuz Beş Yaş şiirinin kahramanı olarak tanımış, daha sonra şiir romanını okumuştum. Anlamak için romanı bir kaç kez okumuş, oldukça zor anlamıştım. Anlayabildiysem. Hayal ettiği kurgu yerin derinliklerinde, Akdeniz’de bir adada ve gökyüzünde geçer. Yerin derinlikleri cehennemi, o ada Araf’ı, gökyüzü cenneti temsil eder.
Cehennem 9, Araf 7, cennetse 4 kata ayrılmıştır.
O sıralar Haçlı Seferleri tüm şiddeti ile sürdüğünden, kanaatimce hayal ettiği kurgu, İslamın tarif ettiği, Cennet- cehennem ikilemine çok uygundu ve büyük İslam alimi İbni Haldun’la da cehennemin en dibinde karşılaşmıştı. O, kendi düşün dünyasındaki suçluları o zamanki kendi yargıları ile cennet ve cehenneme dağıtmıştır; ve romandaki bir haftalık gezisinde tüm bu kişilerle şöyleşi ve suçlamalar yapmıştır. Ona göre en büyük suçlardan biri bölücülüktür. Hıristıyanlığı bölmek, herhangi bir statükoda ayrımcılık yapıp, ikilik çıkarmak bunlara örnektir. ( burada korkumdan yazamadığım şeyler var) Şimdi hem yürüyor hem bunları aklımdan geçirirken, ben çağdaş bir İlahi Komedya yazmaya kalksam. Cehennemi, cenneti, Araf’ı kaç kat hayal eder, sıralamada kimleri en derinlere, kimleri en yükseklere koyardım diye hayal etmekteyim. Mesela dünyayı idare eden o Yahudi aile grubunu nereye koyar, suçu üstüne yapışık Soros’u nereye atar, asrın ikinci lideri Trump nereye yerleştirir, asrın birinci liderini( ismini yazmaktan korkuyorum) nereye sallar, Elon Mask’ ne yapardım. Bunları düşünüyorum. Ama böyle bir roman ben yazamam, biliyorum; ama, örnek Orhan Pamuk yazabilir, ama yazmaz. O İstanbul’dan dışarı çıkamaz. Yaşar Kemal yazar mıydı? Yazamazdı. Yazardı da kitap 5000 sayfayı bulur. Hem ömrü yetmez, hem kitap tasvirle boğulurdu. Ama, bak Livaneli yazar. Bence.
Dünün geçici soğuğundan sonra Lodosun yüklenip geldiği sıcak hava doğayı ısıttı. Eldivenimi ellerimden sökünce kendimi biraz daha özgür ve mutlu hissetim, eve doğru yürüyorum. Arkamdan ağaçlar, çiçekler, otlar sanki onlar çok özgürmüş gibi kendi hallerine bakmadan koro halinde bana laf atıyorlar; “ hadi anca gidersin, korkak“diyorlar. Gülüyorum; korkaklık da cesur olmakta insanca bir duygu diyorum. İşte, teselli.
YORUMLAR