Milli Yükümlülük kanunu 1921 Temmuzunda gönüllülük esası üzerine çıkarılmıştı. Halktan isteyenler evindeki malzemenin yarısını taarruza hazırlanan orduya yardım olarak verebilecekti. Örneğin iki kazmanın biri, beş çorabın ikisi, iki battaniyenin biri, üç çarığın ikisi, iki yaygının biri, iki mavzerin biri gibi… Başarılı da oldu. Anadolu insanı, başta Anadolu kadınları, mili mücadeleye yardım ve yataklık ettiler. Bu kadınlardan cepheye mermi taşıyan, lojistik desteğe yardım eden kadın kahramanlar doğdu. Kara Fatma, Şerife Bacı, Nezahat Onbaşı bunlardan aklıma gelenler. Nice sonra Mustafa Kemal, “Ben ‘Tekalifi Milliye’ kanununu Anadolu ruhunu savaşa katmak için planlamıştım” diye izah edecekti.
Nice sonraları benim de şahit olduğum küçük çapta böyle girişimler olmuş, bazıları da tutmuştur. 27 Mayıs ihtilalini yapan zatlar halktan altın istemişlerdi de benim babam da nişan yüzüğünü vermişti diye hatırlarım. Şimdilerde mevcut iktidarda da ekonomik krizden kurtulma çabalarına eski yaşanmışları örnekleme çabası var.
Ama tutmaz. Neden mi? Basit…
Siz halkı ikiye bölecek birine ‘sürtük’ ötekine ‘bacım’ diyeceksiniz, sonra da kalkıp halktan yardım isteyeceksiniz, olmaz. Hayır, olmaz. Ülkenin milli beraberlik ruhunu bozdunuz, katiyen olmaz.
YORUMLAR