0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

2

Sokak hayvanlarına yönelik yasa tasarısının Meclis’e geleceği konuşulurken tartışma konusu olan ‘uyutma’ teklifine, İzmir’de de tepkiler çığ gibi büyüdü. Peki İzmir’de durum ne? Kaç sokak hayvanı var, kaç barınak var? Barınakların durumu nasıl? Teklifin yasalaşması ve sonrasındaki hukuki boyut nasıl? Bu soruları muhataplarına sorduk, yanıtlarını dosya haberimizin ikinci bölümünde okuyabilirsiniz…

DEMOKRAT GÜNDEM-ÖZEL HABER DOSYASI-İKİNCİ BÖLÜM-(YELİZ ŞENYERLİ)-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayati tehlike oluşturdukları gerekçesiyle kurmaylarına verdiği talimatıyla hazırlanan yasa teklifindeki ‘başıboş hayvanların barınaklara gönderilmesi, 30 gün içinde sahiplendirilmesi, sahiplendirmenin 30 gün içerisinde gerçekleşmemesi durumunda ise uyutma yöntemi kullanılması’ maddeleri, kamuoyunda ve sosyal medyada büyük tepki topladı.

Kanun teklifindeki söz konusu maddelere, 450 bin yani en çok köpeğin sokakta olduğu İzmir’de de ses yükseltildi, buradaki sokak hayvanlarının durumu anlatıldı.

HAYTAP, İZMİR BAROSU VE KENT KONSEYİ’NDEN SERT TEPKİ

Sosyal medyada “SokaktayımYanındayım” başlığıyla açılan ve kısa sürede TT olan, #SokakHayvanlarıSahipsizDeğil başlığıyla başlatılan ve dalga dalga yayılan kanun teklifine büyük tepki gösteriliyor.

İzmir’deki sokak hayvanlarının durumunu anlatanlar arasında yer alan Hayvan Hakları Türkiye Aktif Güç Birliği Platformu (HAYTAP) İzmir Temsilcisi Esin Önder, İzmir Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu Kolaylaştırıcısı Fatma Şimşek ve İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, Demokrat Gündem Gazetesi’ne (www.demokratgundem.com) konuştu.

ESİN ÖNDER: BELEDİYELER GÖREVİNİ YAPMADI

HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder, “2004 senesinde çıkan kanuna göre; tüm belediyelere sokak hayvanlarını kısırlaştırma görevi verildi. Belediyeler, görevini yapmadığı için hayvan popülasyonu arttı” dedi.

“ÇÖZÜMÜ ÖLÜMLE BULACAKLAR”

Belediyeler, üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmediği için bedelinin masum hayvanlara ödetildiğini söyleyen Esin Önder, çözüme yönelik yaptığı açıklamada, “Kaç senedir çiftlikler kapatılsın, popülasyonun artmasının önüne geçilsin ve barınaklardan yuvalandırma özendirilsin diyoruz; ama olmuyor. Çünkü para, birilerine tatlı geliyor. Şimdi çözümü ölümle bulacaklar. Mümkün mü?” dedi.

“İZMİR, HAYVAN HAKLARINA EN DUYARLI ŞEHİR”

İzmir’de 450 bin köpek sokakta, Türkiye’de en fazla burada, buna rağmen hayvan hakları konusunda en duyarlı şehir İzmir, diyen HAYTAP Temsilcisi Esin Önder, 15 senedir belediye başkanları, vali ve kaymakamlarla görüşerek 30 ilçenin 28’inde kısırlaştırma merkezi kurdurduğunu, İzmir’de hayvanların öldürülmek yerine kısırlaştırıldığını söyledi.

Bu konuda başkent Ankara’nın yetersiz kaldığına da değinen Esin Önder: “İzmir’de 450 bin sokak köpeği olmasına rağmen geçen yıl 25 bini kısırlaştırıldı. Ankara’da 90 bin köpek, sokakta olmasına rağmen 7 bin kısırlaştırma yapıldı. O yüzden sokaklarda popülasyon çok arttı” dedi.

“KISIRLAŞTIRMA MERKEZLERİ YETERLİ”

İzmir’deki 30 ilçenin 28’inde kısırlaştırma merkezi olduğu bilgisini veren ve bu merkezlerin yeterli olduğunu belirten Esin Önder, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de PAKO, Işıkkent ve Seyrek olmak üzere üç büyük geçici barınağı var. Şopengazi, Islak Burunlar ve Çandarlı Dostları diye üç de gönüllü bakımevi de var. İzmir, diğer illere göre çok iyi” dedi.

“İHTİYAÇ; KULÜBE, KURU MAMA DESTEĞİ, MOBİL KISIRLAŞTIRMA”

İzmir’de kısırlaştırma merkezleri yeterli olsa da sokak hayvanlarının başka ihtiyaçlara de değinen Önder, “Soğukta, yağışta, İzmir’de köpeklerin sığınabilecekleri kulübeler yok. Gönüllüler de yemek artıklarını sokaklara bırakıyor ve ortaya pis bir görüntü çıkıyor. Yerine kuru mama bırakılsa daha iyi; ama çok pahalandığı için belediyelerin destek olması gerekir” sözleriyle ihtiyaçların neler olduğunu belirtti.

İzBB’nin mobil kısırlaştırma için köylere gittiğini ve kedilere kısırlaştırma yapıldığını söyleyen HAYTAP Temsilcisi Önder, “Mobil kısırlaştırmayı yıllar önce gündeme getirdiğimizde Veteriner Odası yok, dedi. Valimiz, tamam dediği hâlde hayata geçmedi. Kediler mobilde, köpekler barınakta kısırlaştırılıyor. Mobil kısırlaştırmanın etkin yapılması gerekli” diyerek hayvan popülasyonunun daha fazla artmaması için mobilin aciliyetini bildirdi.

FATMA ŞİMŞEK: ÇÖZÜM KISIRLAŞTIRMAK

Kanun teklifindeki ‘uyutma’ maddesinin öldürmekle eşdeğer olduğunu dile getiren ve uyutmanın çare olmadığını vurgulayan İzmir Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu Kolaylaştırıcısı Fatma Şimşek, en kolay çözümün kısırlaştırma olduğuna dikkati çekti.

İKK Hayvan Hakları Çalışma Grubu Kolaylaştırıcısı Fatma Şimşek, İzmir’de yoğun bir kısırlaştırma seferberliği yaptıklarını söyleyerek bu yasaya geçit vermemek için mücadeleye devam ettiklerini ifade etti ve “Hem Menderes hem Karabağlar hem de büyükşehirle çalışıyorum. Grubumuzdaki arkadaşlarla yoğun bir kısırlaştırma yapıyoruz. Bu yasa tasarısını çıkarmamak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” dedi.

“İZMİR’DE BARINAK YOK”

İzmir’deki barınakların yetersiz olduğunun altını çizen Fatma Şimşek, “İzmir’de şu an PAKO var sadece. Onun dışında sokaktaki köpekleri toplayabilecekleri bir barınak yok. Menderes ve Karabağlar’ı örnek alırsak hasta ve kısırlaştırılacak hayvanları uzun süre tutacak yeri olmayan ilçeler” sözleriyle şehirdeki barınak meselesine ayna tuttu.

“BARINAK ÇÖZÜM DEĞİL”

İzmir’in barınak yapılması için 6 bölgeye ayrıldığını söyleyen İzmir Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu Kolaylaştırıcısı Fatma Şimşek, barınağın çözüm olmadığını, “Çözüm için hayvanları ‘uyutma’yı tercih eden ülkeleri örnek almak yerine hayvanların yaşama hakkını korumayan, refahı için çalışan ülkeleri örnek alsak, hayvan polisleriyle yasal üretim yerleri olarak kullanılsa barınak çözüm olurdu” sözleriyle ifade etti.

“HAYVAN DAVRANIŞLARI EĞİTİMİ ŞART”

Kanun teklifinde farklı ülkelerdeki ‘uyutma’ uygulamasının örnek alınmasına da defaatle tepki gösteren İKK Hayvan Hakları Çalışma Grubu Kolaylaştırıcısı Fatma Şimşek, “Anaokulundan başlayarak üniversiteye kadar öğrencilerimize hayvan davranışları eğitimleri veriyoruz, bu yaygınlaştırılmalı. Bir köpekle karşılaştıklarında onun yürüyüşünden, yatışından, bakışından ve kuyruk sallayışından köpeğe nasıl tepki verilmesi gerektiği öğretilmeli.

Bu sayede hayvanlar ve insanlar, birlikte yaşamayı öğrenebilir” diyerek Karabağlar’da eğitim yaptıkları, Menderes’te de başlayıp mahalle meclisleri aracılığıyla halkta da bu eğitimleri yaygınlaştıracakları bilgisini verdi.

2 Haziran’da hayvan hakları için İzmir, Ankara ve İstanbul’da saat 13.00’te eş zamanlı eylem yapılacağını, İzmir’de Gündoğdu Meydanı’nda toplanılacağını hatırlatan Şimşek, yasa tasarısının çıkmaması için ellerinden geleni yaptıklarını vurguladı.

SEFA YILMAZ: ‘UYUTMA’ CİNAYETTİR

İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz da ‘uyutma’ teklifine büyük tepki gösterenler arasında yer aldı. Tepkisini “Hayvanları öldürmek yerine yaşatmanın yollarını bulmak gerekiyor, her canlı yaşamı hak ediyor. Sokak hayvanlarının 30 gün sahiplendirilememesi sonucu ‘uyutma’ dedikleri bir cinayettir, yüzlerce hayvanı katletmektir” diyerek ifade etti.

“OY UĞRUNA GÖZ KIRPILMAMALIYDI”

Yerel yönetimlerin ihmalkârlığına da değinen İzmir Barosu Başkanı Yılmaz, “Uzun yıllar önce yerel yönetimlerin hayvanlara karşı sorumlulukları hakkında çıkarmış oldukları yasaların uygulanması, hayvanların kısırlaştırılması gerekiyordu” açıklamasını yaptı.

Yılmaz, “Oy uğruna siyasal iktidarın birilerine göz kırpmaması gerekiyordu. Uyutma, kolay seçilen bir yöntem. Sadece bir kesimin memnun olması yönünden hazırlanan yasal bir düzenleme” ifadeleriyle belediyelerin görevini yapıp yapmadığının yönetim tarafından takip edilmediğine ve ihmalcilere caydırıcı cezalar verilmediğine atıfta bulundu.

“HAYVANLARI KORUYABİLİRLERDİ”

İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, hayvanların yaşama hakkının garantisi olarak Hayvan Hakları Kanunu’nun 6’ncı maddesini işaret etti, “’Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanunu’nda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaktır ‘ maddesini işler hâle getirerek hayvanları koruyabilirlerdi” dedi.

“İNSANİ OLMAYAN HUKUKİ DE OLMAMALI”

İzmir Barosu Başkanı Yılmaz, ‘uyutma’ teklifinin hukuki boyutu hakkında da bilgi verdi. Yasa onaylanırsa hukuki olarak uygulanmasının mümkün olduğunu ifade etti, “İnsani olmayan bir davranışın hukuki de olmaması lâzım. Umarım bu konuyla ilgili olan alanlarda iptal davaları açılır ve yapılması gereken yapılır” diyerek İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu’nun da bu uygulamanın hayata geçirilmesine sonuna kadar karşı olduklarını belirtti.

“İNFİAL YARATACAK EYLEM YOK”

Sosyal medyada yasa tasarısına karşı yükseltilen sesleri de değerlendiren İzmir Barosu Başkanı, “Geçmişte yaşanan münferit olayların sanki şikâyetler artmış gibi bir duruma dönüştürülmesi, sosyal medyanın etkisiyle oluyor. Oysaki hukuki açıdan artan bir şikâyet yok” dedi.

“BU KONUDA UZMANLARIN GÖRÜŞÜNÜ ALSALARDI…”

Baro Başkanı Sefa Yılmaz, sokak hayvanlarına yönelik yasa tasarısını hazırlayanların bu konuda uzman olan, söz söyleyebilen ve pratiği olan insanlardan görüş almasının önemine vurgu yaptı.
“O zaman bu tür sorunlar yaşanmazdı; ama ne yazık ki her şey bir kişinin iki dudağı arasından çıktığı için ülkemizde böyle olumsuz sonuçlara sıkça rastlar olduk. Böyle olmamalı” diyen Yılmaz, bu ifadeleriyle de yönetime taşı attı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Sokak hayvanları uyutulacak mı? Çözümü HAÇİKO Derneği Kurucu Başkanı Ömür Gedik ve HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder, Demokrat Gündem’e anlattı

“VATANDAŞIN DAVA HAKKI YOK”

İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, yasa teklifi onaylandığında vatandaşın iptali için dava açması hâlinde neler olabileceği hakkında da bilgi verdi.

Yapılacak yasal düzenlemeyle ilgili vatandaşın dava hakkının ve iptali yönünde taraf ehliyeti olmadığını söyleyen Yılmaz, “Ancak Meclis’teki partiler, anayasa aykırılık iddiasıyla ilgili yaşam hakkının sonlandırılmasına ilişkin yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürecekler” diyerek hukuki sürecin nasıl işleyeceği hakkında bilgi verdi.

“VATANDAŞ, BİRLİK OLMALI”

Dava hakkı yoksa da vatandaşın yapması gerekenler olduğunu anlatan İzmir Barosu Başkanı, “Vatandaş; sivil inisiyatif gösterecek, ilgili kurumlara müracaat edecek, birlik olacak” ifadeleriyle kamuoyu oluşturmasının önemine vurgu yaptı.

İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu da böyle bir yol izleyeceğini ifade ederek bunun sebebini, “Kamu tüzel kişisi olmamıza rağmen taraf ehliyetimiz yok. Gerek hayvan haklarıyla gerek toplumu ilgilendiren davalarda kurumsal olarak müdahil olma yönünde taleplerimiz, hukuki menfaatiniz yok denerek reddedildi” şeklinde açıkladı.

İlginizi çekebilir: Sokak hayvanlarını ‘uyutma’ gündemde, yasa teklifi hazırlanıyor