Değerli okurlar, Size şimdi 2010 yılında ‘Dünyanın en iyi şiiri’ seçilen şiiri hatırlatacağım.
Şu ana kadar ismi bulunamayan, ancak bir Afrikalı çocuk tarafından yazıldığı söylenen şiir şöyle:
“Doğduğumda Siyahtım
Büyürken siyahtım
Güneşe çıktığımda siyahtım
Korkunca siyahtım
Hastayken siyahtım
Öldüğümde hala siyahım
Ve sen beyaz çocuk
Doğduğunda pembesin
Büyürken beyaz
Güneşte kalınca kırmızı
Üşüdüğünde mor
Korktuğunda sarı
Hasyayken yeşil
Ve öldüğünde grisin
Sen şimdi bana renkli mi diyorsun?”
Değerli dostlar sevgili okurlar ben bu şiiri öğrenip okuduğumda bir farkındalık çukuruna düşmüştüm.
O sırada ülkemdeki ırksal, etnik kimlikleri kaldırmaya, eşitlemeye çalışan bir çözüm süreci başlamış, ben de karınca misali katkıya çalışmıştım.
Olmadı.
Neyse ne, şimdi bu yeni sürecin sadece başlaması bile, sekteye uğrasa da ülkemiz adına, Türkiye Cumhuriyeti adına, Anadolu halkları adına bir kazanımdır. Artık hiç ilerlemese, başlatanların bir katakullisi olduğu ortaya çıksa bile müthiş bir kazançtır.
En azından sorunun “Benim Kürt komşum vardı, iyi geçinirdik, askerde bir Ermeni ile iyi arkadaştık” söylemleri ile geçiştirilemeyeciğinin anlaşılması olur.
Değerli okurlar, ben ortaokula başladığımda Urfa’da ‘Temur Sokak’ta ismini önemsemediğimiz ‘Kürt Bakkal’ vardı; lisedeyken ‘Köprü Başında’ falakaya yatırılmış Kürt köylü vardı.
İstanbul’da okurken ‘Türkçe Konuş vatandaş’ sloganı modaydı. Şimdi yolculuğun sonundayım hala ‘ Kürt Sorunu’ başat.
Değerli dostlar, ben Urfa’da doğmuş olduğum için hayatımın belki on yılını Kürt olmadığımın ispatı için çabaladım. Ben öz be öz Türküm demekle uğraştım.
Kim çözerse, kim bu konunun seçim rantını toplarsa toplasın, hakkıdır, alsın; yeter ki bu sorun çözülsün vesselam.
YORUMLAR