DOLAR 32,2489 -0.04%
EURO 34,6941 -0.1%
ALTIN 2.396,40-0,15
BITCOIN 1997504-1,92%
İzmir
23°

KAPALI

üst menü altı
AK Partili Ceyda Bölünmez Çankırı ile A'dan Z'ye

AK Partili Ceyda Bölünmez Çankırı ile A'dan Z'ye

ABONE OL
13 Nisan 2022 09:50
AK Partili Ceyda Bölünmez Çankırı ile A'dan Z'ye
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Yerel Yönetimler Ege Bölge Koordinatörü ve İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntının küresel ekonomik gelişmeler ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle gelişen durumların etkisiyle oluştuğunu belirterek, sıkıntıların farkında olduklarını, hükümet olarak ekonomik tedbirler alarak bu sürecin sonlandırılması için tüm mekanizmaları harekete geçirdikleri söyledi. Kendisiyle gerçekleştirdiğimiz söyleşide ülke ve kent gündemine dair sorularımızı yönelttik. Seçimin zamanında yapılacağını, erken seçimin gündeminde olmadığını belirten Milletvekili Çankırı, ekonomik sıkıntıların küresel gelişmelerden bağımsız olmadığını ve gereken mücadeleyi verdiklerini belirterek, ihtiyaç sahibi vatandaşlara yönelik sosyal yardımları arttırdıklarını ve sosyal devlet olmanın tüm gereklerini yerine getirdiklerini söyledi. 

DEMOKRAT GÜNDEM-Ekonomik krizin küresel piyasalardan bağımsız olmadığını belirten Milletvekili Çankırı, “Biz gerçekten samimi bir şekilde bir irade ortaya koymaya çalışıyoruz. Bir yandan çiftçiyi desteklemek, tarımda yapılacak reformları gerçekleştirmek gibi. 2 yılda pandemi yaşadık. Tedarik zincirinde bir sıkıntı yaşanmadı. Ta ki şu küresel kriz gelene kadar. Şu anda dünyada da Rusya’nın kendini içe kapatmasıyla beraber, bizim doğalgaz kaynaklarımızın oraya bağlı olması söz konusu, bir küresel ekonomik daralma, kriz var. ABD’de bile doğru enflasyon rakamları açıklanmıyor. Ben şu süreçten sonra atlatabileceğimizi düşünüyorum. İnşallah bunun geçişini sağlayacağız. Tabi ki şu anda fırsatçılar da var. Antalya vekiliyle konuştum dün, tarlada 3 lira olan domates markette 15 lira, 30 lira bazı yerlerde. Bu olacak şey değil. Burada yüzde 100 kar ettiğin zaman bile bu rakamlar olmaz” dedi.

SOSYAL DEVLET OLMANIN TÜM GEREKLERİNİ YERİNE GETİRİYORUZ

Sürekli sahada olduklarını, vatandaşları dinlediklerini kaydeden Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, “Bizler de ortada bir sıkıntı olduğunun farkındayız. Vatandaş da anlatıyor, dert yanıyor bize. Sürekli sahadayız. İzmir’de sahada yoğun bir biçimde vatandaşla olmayı tercih ediyoruz. Ya esnafa ya bir derneğe, stk’ya gidiyoruz, ya bir ev ziyareti yapıyoruz. Onları dinliyoruz, sosyal yardımları arttırıyoruz. Bu süreç geçecek. Sayın Cumhurbaşkanımız da yoğun bir mücadele veriyor.  Elimizde ihtiyaç sahibi kişilerin verileri var. Ekonomide yaşanan sıkıntılardan kaynaklı ihtiyaç sahiplerinde bir artış var. Sosyal yardımlaşma vakıfları, belli kriterlere bakarak, gerekli yardımları yapıyor. İçinde bulunduğumuz şartlar altında daha fazla kişiye nasıl ulaşılırın derdindeyiz. Sosyal devlet bu demek zaten. İhtiyaç sahibi olanların yanında olmak ve onlara ulaşmak. Sosyal devlet olmanın tüm gereklerini yerine getiriyoruz. Biz iyi günde kötü günde hep vatandaşlarımızla birlikteyiz, beraberiz” ifadelerini kullandı.

SEÇİM ZAMANINDA YAPILACAK, ERKEN SEÇİM GÜNDEMİMİZDE YOK

Muhalefet partilerinin erken seçim çağrılarının anlamsız olduğunu savunan Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, “Muhalefet sürekli erken seçim ısrarında bulunuyor.  Ama erken seçim kesinlikle gündemimizde yok. Erken seçimi gerektirecek bir şey de yok. Seçim zamanında yapılacak inşallah” diye konuştu.

PAYLAR HER KENTE OTOMATİK VERİLİYOR

İzmir’in ödediği vergi oranında yatırım alamadığı eleştirilerini de yanıtlayan Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, “Bu mümkün değil ki. Bu sistematik olarak mümkün değil zaten. Niçin bunu kalkıp bir Eskişehir Belediyesi söylemiyor mesela? Eskişehir Büyükşehir Belediyesi de CHP’li değil mi? Yine kalkıp bir Aydın söylemiyor. İzmir söylüyor sadece. Algı yönetimi bu. Mümkün değil böyle bir şey. Paylar her kente otomatik olarak veriliyor zaten. İşini layıkıyla yapanlarda ses yok. Hizmetini de veriyor, payını da alıyor” dedi.

""

 

Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ile gerçekleştirdiğimiz röportajın tam metni:

DEMOKRAT GÜNDEM-Ana muhalefet lideri sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun TÜİK ile başlayan geçtiğimiz gün Et ve Süt Kurumu ile devam eden talep ettiği bilgilere yanıt alamadığı için bu kurumlara gittiği ve buralarda yaptığı açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI: Ben bunların bilinçli olarak yapıldığını düşünüyorum. Çünkü biz AK Parti iktidarı olarak 2002’den bugüne kadar gözle görülür elle tutulur şekilde nasıl bir sosyal devlet anlayışı içinde olduğumuzu gösterdik. Bu çok net ortada. Bu, hem rakamlarla hem fiziki olarak ortada. Bir işi yapmak, bir binayı yapmak gerçekten çok zordur, ama yıkmak çok kolaydır. Değerli şairimiz Mehmet Akif’in, “Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen, iki kazma kürek, iki de ırgat gerek, ancak hadi gel yapalım şunu geri desen, bir Sinan bir de Süleyman gerek” cümlesini bilirsiniz. O yüzden ortaya çok güzel işler koyduğumuzu düşünüyorum. Hizmet verilmeye çalışılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu anlamda inanılmaz bir mücadelesi söz konusu. Ama bunu örselemek, yıpratmak çok kolay.

Siz bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanısınız, eğer o kuruma telefon açıp keşke deneseydiniz size bilgi verilirdi. Mesela TÜİK başkanını arayıp, ‘Ben CHP genel başkanıyım, bilgi almamı gerekiyor’ deseydi, çok daha şık olurdu. Bir liderin yapması gereken bu. Ama 'Hadi biz oraya geliyoruz, bakalım alacak mısınız almayacak mısınız, bilgiyi net verecek misiniz vermeyecek misiniz?' demek, bunlar siyaseten uygun tavırlar değil. Bir lidere yakışacak hareketler değil. İstese bu bilgilerin hepsi çok net şekilde veriliyor zaten. Et balık kurumuna gitmek, ziyaret etmek, bunlar olmaması gereken şeyler. Bence muhalefetin de üstte kalması gerekir. Yapılan güzel şeyleri takdir ettiğiniz zaman belki daha fazla puan kazanabilirsiniz. O yüzden ben doğru bulmuyorum.

""

D.G: Et ve Süt Kurumu indirimli et satışlarına başladı. Piyasaya müdahalelerle yüksek fiyat artışları düşürülmeye çalışılıyor, sizce bunlar sonuç verecek mi?

C.B.Ç: Biz gerçekten samimi bir şekilde bir irade ortaya koymaya çalışıyoruz. Bir yandan çiftçiyi desteklemek, tarımda yapılacak reformları gerçekleştirmek gibi. 2 yılda pandemi yaşadık. Tedarik zincirinde bir sıkıntı yaşanmadı. Ta ki şu küresel kriz gelene kadar. Şu anda dünyada da Rusya’nın kendini içe kapatmasıyla beraber, bizim doğalgaz kaynaklarımızın oraya bağlı olması söz konusu, bir küresel ekonomik daralma, kriz var. ABD’de bile doğru enflasyon rakamları açıklanmıyor. Ben şu süreçten sonra atlatabileceğimizi düşünüyorum. İnşallah bunun geçişini sağlayacağız. Tabi ki şu anda fırsatçılar da var. Antalya vekiliyle konuştum dün, tarlada 3 lira olan domates markette 15 lira, 30 lira bazı yerlerde. Bu olacak şey değil. Burada yüzde 100 kar ettiğin zaman bile bu rakamlar olmaz.

"BİZ DE ORTADA BİR SIKINTI OLDUĞUNU BİLİYORUZ"

D.G: Siz sahada yoğun mesai harcayan AK Partili bir kadın milletvekili olarak neler gözlemliyorsunuz? Yüksek enflasyon oranı ve zamlara vatandaşın yaklaşımı nasıl, size neler aktarıyorlar?

C.B.C: Bizler de biliyoruz ortada bir sıkıntı olduğunu. İzmir’de sahada yoğun bir biçimde vatandaşla olmayı tercih ediyoruz. Ya esnafa ya bir derneğe, stk’ya gidiyoruz, ya bir ev ziyareti yapıyoruz.  İzmir’de sahada yoğun bir biçimde vatandaşla olmayı tercih ediyoruz. Ya esnafa ya bir derneğe, stk’ya gidiyoruz, ya bir ev ziyareti yapıyoruz. Sosyal yardımları arttırıyoruz. Bu süreç geçecek. Sayın Cumhurbaşkanımız da yoğun bir mücadele veriyor. Biz iyi günde kötü günde, hep beraber sahada onlarla beraberiz.

Şu anda dünya artık sosyal medya üzerinden yönetilmeye başlandı. Algı yönetimi dediğimiz bir şey var. Algıyla yönetmeye çalışıyorlar. Bunların algı yönetimi olduğunu düşünüyorum. Ortada bir problem var evet, bunu inkar etmiyoruz, Cumhurbaşkanımız da farkında. Hiç kimse bunu inkar etmiyor. Ama şu anda bu algının üstünden gidilmeye çalışılıyor. Hiçbir şekilde, kovid sürecinde bile tedarik zincirinde bir sıkıntı yaşamadık. Şimdi 20 temel ihtiyaç ürününde fiyatları sabitliyoruz. Petrol, doğalgaz gibi küresel piyasalarda temin ettiğimiz ürünler dövizden kaynaklı fiyat artışı sözkonusu. Meyve, sebze, gıda ürünlerinin yükselmesini görüyoruz. Küresel düzeyde ürün arzındaki denge bozuluyor ve her yerde fiyatlar yükseliyor. ABD’de bile son 40 yılı en yüksek enflasyonu yaşanıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da fiyatların dengeye ulaşması için çeşitli mekanizmaları devreye sokuyor. Üreticinin yüksek elektrik nedeniyle sıkıntısı var. Elektrik de bizim dışa bağımlı olduğumuz en büyük kalem maalesef. Ama bu nedenle fiyatların artması da tek başına anlamlı değil. Ortada bir art niyet de var. Bunu bertaraf etmek için uğraşıyoruz.. 

"BUNA ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

D.G: CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bayramdan sonra yeniden Milletin Sesi mitinglerine başlayacaklarını duyurdu. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Erken, zamanında, baskın seçim tartışmaları da sürüyor. Değerlendirmeniz?

C.B.Ç: Muhalefet sürekli erken seçim ısrarında bulunuyor.  Ama erken seçim kesinlikle gündemimizde yok. Erken seçimi gerektirecek bir şey de yok. Seçim zamanında yapılacak inşallah. Topluma bu mesajları vererek, oraya alınmadım, bunu şöyle yaptım ya da memurları tehdit ederek olmaz. Bir proje var aslında. Halk o kadar bilinçli ki, bunların farkında. Kurgulanmış bir proje var. Seçime giden bütün ülkelerde başkası tarafından kontrol edilen, kumandası başkasının elinde olan bir sistem var. Bizde de şu anda o kumandanın kanallarıyla oynanmaya çalışılıyor. Ama buna müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz.

""

D.G: Muhalefet partilerinin temsilcilerinin sosyal yardım alanların sayısındaki artışın ülkede yaşanan derin yoksulluğun göstergesi olduğu eleştirilerine yanıtınız?

C.B.Ç: Elimizde ihtiyaç sahibi kişilerin verileri var. Ama tabi ekonomik olarak şartların birazcık daha kötüleşmesinden kaynaklı, ihtiyaç sahiplerinde bir artış var. Sosyal yardımlaşma vakıfları, belli kriterlere bakarak, gerekli yardımları yapıyor. İçinde bulunduğumuz şartlar altında daha fazla kişiye nasıl ulaşılırın derdindeyiz. Sosyal devlet bu demek zaten. İhtiyaç sahibi olanların yanında olmak ve onlara ulaşmak. Sosyal devlet olmanın tüm gereklerini yerine getiriyoruz. Muhalefet kalkıp da 'Biz daha fazla vereceğiz' diyor; bu ülkenin bir de bütçesi var, bakanlıkları var. Yapılabilecekler noktasında milli savunma ve eğitimden sonra en büyük bütçeyi sosyal yardımlaşma vakfı alıyor.

"HEPİMİZ SÜREKLİ SAHADAYIZ"

D.G: AK Parti İzmir'de son seçimlerde önemli bir oranına ulaştı ancak partinizin yöneticileri de sık sık 'İzmir'e kendimizi daha iyi anlatmalıyız, eksiklik varsa bizdendir' gibi açıklamalar yaptı. İzmir'de AK Parti teşkilatının çalışmalarını ve performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

C.B.Ç: Hepimiz sürekli sahadayız.. Kendi teşkilatlarıma baktığımda, her ilçede hakimler, herkese ismiyle hitap ederek gidiyorlar. Gün oluyor, arabayla bir yere giderken, biriyle göz göze geliyoruz, iniyoruz, ilçe başkanımız Ahmet abi nasılsın diye hitap ediyor. İl başkanımız tüm ilçe yöneticileriyle her Perşembe ‘karınca modeli’ diye bir modelle eş zamanlı toplu halde çalışma yapıyor. İl yöneticileri de her ilçeye dağılarak ilçe başkanlarıyla program yapıyor. Bakıyorum bunu yapan kimse yok. Hiçbir partide AK Parti gibi bir teşkilat da yok zaten. 11 milyonu aşkın üyemiz var. Genel başkan yardımcımız Hamza Dağ dahil, milletvekillerimiz, haftada en az 2 gün İzmir’de olmaya dikkat ediyor. Bütün bu çalışmaları karşılığını alıyoruz, daha fazlasını da önümüzdeki süreçte göreceğiz.

D.G: Muhalefetin ya da yerelde iktidar olan CHP mensubu yerel yöneticiler, İzmir'in ödediği vergi oranında yatırım almadığı eleştirisini getiriyor.

C.B.Ç: Bu mümkün değil ki. Bu sistematik olarak mümkün değil zaten. Niçin bunu kalkıp bir Eskişehir Belediyesi söylemiyor mesela? Eskişehir Büyükşehir Belediyesi de CHP’li değil mi? Yine kalkıp bir Aydın söylemiyor. İzmir söylüyor sadece. Algı yönetimi bu. Mümkün değil böyle bir şey. Paylar her kente otomatik olarak veriliyor zaten. İşini layıkıyla yapanlarda ses yok.. İşini yapanda sıkıntı yok. Hizmetini de veriyor, payını da alıyor. Bir kere dertlenmesi lazım bir belediye başkanının. Elimde on lira var, bununla ne yapabilirim, kar edip, o kardan kar etmek var, bir de o on lirayı çarçur edip sistemi çalıştıramamak var.

"CHP'Lİ BİR BELEDİYE BİRŞEY TALEP ETTİĞİNDE, 'HAYIR' MI DEDİK"

D.G: İzmir'deki AK Partili belediyeler de CHP'li yönetimlerden yeterli desteği görmedikleri serzenişinde bulunuyor.

C.B.Ç: Belediyelerimize yönelik çok net bir şekilde ayrımcılık var. Gidin bir CHP’li belediyeye AK Partili bir başkandan ayrımcılık görüyorum diyemez. Depremde de o samimiyeti ortaya koyduk. Tüm belediyeleri Çevre ve Şehircilik Bakanı çağırdı. Bir ilçe, CHP’li belediye bişey talep ettiğinde, hayır mı dedik?! 'Biz senin işini yapmıyoruz' deme şansımız olur mu Allah aşkına. Ben Narlıdere’de oturuyorum. Başkan Ali Engin bir şey istediği zaman, 'Tabi ki' diyorum. Bu ilçede bu insanlara hizmet etmek adına bizler de yardımcı oluyoruz, oluruz.

""

D.G: Depremzedelerin uygun faizli kredi başta olmak üzere talepleri var. İzmir'de yaşanan tartışmaların ardından Ankara'ya da geldiler…

C.B.Ç: Evet Geldiler, sayın Kılıçdaroğlu ile görüştüler. Arkasından Binali Başkan kabul etti, görüştüler. Bizden kaynaklanmayan, bazen enflasyonla beraber bir sürü inşaat kaleminde artış oluyor, sıkıntılar var, biliyoruz. Müteahhitlerin de beklentisi dışında oldu. Binali Başkan bunların giderileceğine dair kendilerine gereken mesajları verdi.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ UYGULAYAN BİR TANE BİLE ÜLKE YOK"

D.G: İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararı kadın örgütlerinin büyük tepkisini çekti. Sizce doğru bir karar mıydı? AK Parti içinden de tepki var diye biliyoruz.

C.B.Ç: İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan bir sürü ülke var ama bunu uygulayan bir tane bile ülke yok. Sözleşmeden önce 6284 sayılı yasa var. Bu yasa aslında hiçbir sözleşmeye bağlı kalmadan, bütün yükümlülükleri yerine getiren bir yasadır. Aslına bakarsanız hiçbir uluslararası anlaşmanın da yapılma zorunluluğu ya da yaptırım gücü de yoktur. O yüzden İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasıyla kaldırmaması arasında çok bir şey fark etmedi aslında. 

D.G: Kentsel dönüşüme gelelim. İzmir’in önceliği, ihtiyacı, talebi, sorunu. İZBETON devreye sokuldu büyükşehir tarafından. Aziz bey, 'Bizim dönemimizde kenti planladık, dönüşüm yapılacak alanlar hazır, ama iktidar buralar yerine, dağın tepesine yapmak istiyor, anlamsız' demişti gazetemize verdiği demeçte. Süreci takip ediyormusunuz, merkezi ve yerel hükümet işbirliği önemli değil mi?

C.B.Ç: Yeterli değil. Kesinlikle. Ama biz o samimiyeti gösterdik Karabağlar’da. Karabağlar 5 yıl boyunca buna hiç yanaşmadı. İmar planlarını yapıyorsunuz, arka taraftan kalkıp askıda iken bir itiraz süreci başlıyor. Tekrar tekrar süreç uzadı uzadı uzadı. Halbuki herkese ada bazlı yerinde dönüşüm hakkı verilmişti. Yapılmak istensin yeter ki. Ama bunu yerel yönetimlerle beraber bizim aynı samimiyetle olmamalarından kaynaklı çözülemedi. Her çözülemediği gün üstüne kat be kat ekleniyor maalesef ve vatandaş mağdur oluyor.

Ama bunu şimdi gel, niçin Narlıdere Belediyesi yapıyor. Ve yerinde yapıyor. Şimdi bunu yapabilen var o zaman. Yapabilen birisi var demek ki. Deprem zamanı Çevre ve Şehircilik Bakanımız İzmir’in 30 ilçe belediye başkanını çağırdı, görüşmelere CHP İl Başkanı Deniz Yücel’in, ilçe başkanlarının gelebileceği de belirtildi. Açıklıkla tüm imar planları yapıldı ama herkes o hakkını kullanmadı, kullanmak istemedi. Çünkü, bu sanki AK Parti eliyle yapılıyor, diye bakılıyor. Tek başına yapamazsın. Oysa hep dediğimiz bir şey var, birlikten kuvvet doğar. E ne yaptı? Yıllarca Karabağlar için milletvekillerimiz uğraşmış, ama yapılmamış. Şimdi bakın Narlıdere’ye. Tüm konutları çıkardı başkan, hak sahiplerini belirledi ve kentsel dönüşüme başladı, yapıyor ve iki seneye kadar da biter. Peki o yaparken diğerlerinin yapmaması niye? Burada bir soru işareti koyalım. Herkes dönüp kendisini bir check etmeli.

"BAŞARILI OLACAKLARINI DÜŞÜNMÜYORUM"

D.G: Büyükşehir belediyesi İzmir'de kentsel dönüşümde İZBETON'u devreye soktu. Bu olumlu bir adım mı?

C.B.Ç: Bence başarılı olamazlar. Başarılı olacaklarını düşünmüyorum. Orada sadece 'biz de yapabiliriz' mesajı verilip, bir göz boyama var.

""

"ÇEŞME HİZMETSİZLİKTEN ÇEKİYOR"

D.G: İzmir'de tartışma yaratan Çeşme Projesi hakkındaki süreci takip ediyor musunuz? Nasıl değerlendiriyorsunuz eleştirileri?

C.B.Ç: Sanırım istenmiyor. 20 yıl önce de İzmir'e kimse gelmesin isteniyordu. İstanbul’a gelenlerin kenti ne kadar kötü hale getirdiğini belirtiyorlar. Oysa Çeşme Projesi'nde, ilçede artacak yükü kaldırabilecek altyapı zaten kurulacak. Hiç sıkıntı olmaz. Çeşme hizmetsizlikten çekiyor. İlçede 40-50 bin nüfus var. Şimdi ben de gidiyorum hafta sonları, hala çöp kutularının etrafında çöp var. 40 bin kişide bu varsa, iki ay sonra bir milyon kişi geldiğinde burası çekilmez hale geliyor. Ne trafik ne çöpünden geçilmiyor. Hiçbir şekilde de alternatif yaratılmaya çalışılmıyor. Ben mesela pandemi zamanı hep ben ‘şu belediyenin yerinde olsam, sokağa çıkma yasağı var, 2 günde bütün ara caddeler yapılır’ diye düşüyorum. Hemen izin alıp, çalışmaya başladın mı, biter. Biz 2 yılda köprüler yapıyoruz. Ama bakıyorsun ki İzmir’de 2 senedir hala yolu çözülememiş ara sokaklar var. Konak’ta da var. Neler yapılırdı bu iki yılda İzmir’de. Ama biraz dertli olmak lazım sanırım. 3-4 hafta üst üste büyükşehirin araçlarını gördüm çalışırken, sanki sesimi duymuşlar gibi. Aradım, dedim ki, ‘Valla tebrik ediyorum’. Büyükşehir yetkililerini aradım

D.G: Büyükşehir belediyesinin 3 yıllık sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

C.B.Ç: Haberlerde 3 yılda 12 milyarlık iş yapılmış gibi haberler var. Elle tuttuğunuzda, ben şimdi tüm davetiyeleri çıkartayım buraya, bir iş yok. O 12 milyar nerede? Bece başarılı bir belediyecilik sergilenmiyor.

"BELEDİYELERİMİZİN İYİ ÇALIŞTIKLARINI DÜŞÜNÜYORUM"

D.G: İzmir'de Adalet ve Kalkınma Partili belediyelerin performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

C.B.Ç: Partimizin mensubu belediye başkanlarıyla senede iki kez toplantı yapıyoruz, Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkanımız Mehmet Özhaseki önderliğinde. Hatta bu sene 4 bölgede yaptık. En sonunda sayın Cumhurbaşkanımızla beraber Kızılcahamam’da toplandık. Bölge toplantılarında özellikle belediye başkanları kendi aralarında istişare edip, neleri nasıl yaptıklarını tartışıyorlar. Bizde belediye başkanları arasında, kendi içlerinde rekabet var. O onu yaptı, bu bunu yaptı, ben bunu yaptım şeklinde. Kendi başkanlarımıza İzmir özelinde baktığımda, 6 belediye başkanımız birbirleriyle çok iyi iletişim halinde. Yapmış oldukları projelerde paylaşımcı bir yaklaşım sergiliyorlar. Ankara’dan aldıkları desteklerde de kimse 'ben az aldım ya da eksik aldım, diğeri neden fazla aldı' gibi cümleler kurmaz. Birbirlerini öne çıkartırlar hep. Bizim belediyelerimize büyükşehirden daha fazla destek verilse daha da fazla hizmet yaparlar. Bakıyorsunuz büyükşehire ait olan bir yerde, parası pulu var belediyenin, bir hizmet binası, gençlik merkezi, kadın merkezi yapmak istiyor ama belediye ile bunu sanki o yaparsa daha çok puan alırlar gibi düşünerek izin verilmediği, meclis kararlarında çıkmadığı pek çok durum var. O yüzden ben iyi çalıştıklarını düşünüyorum. Yerelde güçlü olmak çok önemli bir şey. Bizim için de önemli. Menemen, Bayındır, Bergama, Kınık, Aliağa, Kiraz’da siz yerelde güçlü iseniz zaten vatandaşta karşılığını çok rahat görüyorsunuz.

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP