Konunun detayına girmeden evvel her dilin bir dil ailesine mensup olduğunu ve aynı ailede, özellikle de aynı kolda olan dillerin birbirlerine öge dizilimi açısından benzerlik gösterdiklerini ifade etmek gerekmektedir.
Dil öğrenme sürecinde baz aldığımız dört temel yeti olan okuma-anlama, dinleme-anlama, yazma ve konuşma beraber yürütülmesi gereken ve birbirlerine sıkıca bağlı bir zincirin halkaları gibidir. Hangisinden bahsedersek bahsedelim öncelikli olarak yapmamız gereken hedef dildeki cümle ögelerinin hangi paternleri kullanarak dizildiğini anlamaya çalışmaktır.
Türkçe genellikle özne-yüklem-nesne sıralaması ile giden (devrik cümle olmaması kaydı ile; düz ifade cümleleri bazında) bir dildir. Cümlenin zamanının, kipinin ve öznesinin yüklemde birleştiği ‘sentetik dil’ ailesine mensup bir lisandır. Bu tarz birden fazla unsurun tek bir ögede toplandığı dillere ‘sentetik dil’ adı verilmektedir.
Öte yandan yukarıda saymış olduğumuz unsurların tek tek ve ayrı olarak konumlandığı dillere ise ‘analitik dil’ denmektedir. Özne, yapılan eylem (cümlenin fiili) ve cümlenin zamanının birbirlerinden ayrı pozisyonlarda durduğu bu dillere ise Almanca güzel bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Nasıl ki insanların karakterlerini bilmeden doğru bir iletişim kuramıyorsak, ana dilimizin ve öğrenmek istediğimiz dilin de karakteristiğini ve sistemini anlamak durumundayız. Her dil canlı bir yapıdır ve sürekli değişim ve dönüşüm halindedir.
İyi ilişkiler içi dolu gözlemler ile başlar.
YORUMLAR