Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Prof. İrfan Palalı

Aşı ve komplo teorileri üzerine…

Bilişim ve biyolojik teknolojilerindeki gelişmeler o kadar hız kazandı ki, biz sıradan insanlar onların getirdiği refah ve kolaylığa yetişemeyip, yanlış yorumlama eğilimine girdik. Komplo teorileri üretiyoruz. Yaşadığım şu kısa ömürde benim anneme tahminen on bağlantı istasyonu ile ulaştığım haberleşme zamanlarımdan Çin’de çalışan evladımla görüntülü konuşma lüksüne kavuştum. Ve ayrıca altı ayda yeni bir teknoloji ile yeni bir aşı üreten gelişmiş bir bilimin içinde yaşamaktayım. (mRNA tekniği ile aşı)

Bu durum benim gibi sıradan insanların için kolay hazmedilemez bir şey olduğundan ötürü bu gelişmelere komplo kulpları uydurmaya başladık. ( hoş, komplo da olsa, ben bu gelişmeleri insanlığın artısı saymaktayım.) Bir sınıf arkadaşım, sanki şimdi çoğunluk robot değilmiş gibi 'Liberal yaklaşım insanları robotlaştıracak' demiş. Bir başkası sabah ki fikir üretiminde 'iyi ki Karşıyakalıyız' diye şükür beyan etmiş. ( oysa ben Karşıyaka’yı seviyorum ancak orada doğmadım. Ben şimdi daha mı çok şükredeyim?)  Gerçekten bu hızlı bilimsel gelişmeler bizleri şaşırtmakta. Şimdi kendi kendime düşünmekteyim; herkese soruyorum, komplo teorisine göre çip konacak belki yedi milyar insandan nasıl bir veri sağlanacak?  Onlar uygarlığın yolunu değiştirecek kıymetli ne biliyorlar da robotlaştırılmak istensinler? Bunları hesaba katmadan, can hıraş liberal sisteme karşı çıkmak niye? Bana da ona da konan çip uygarlığa nasıl bir veri sağlar anlamak zor. Kökleşmiş paradigmaları yıkmak kolay değil.. Oysa o arkadaşım da ben de yola çıkarken, ben Zap Suyu'na yazılmış şiirleri okurken beraber duygulanırdık. Bize ne Zap Suyu'ndan demez evrenselleşme yapısının altına bir taş daha taşırdık. 

Sokağa çıkma yasağı zaten sesiz olan buraları nefesini tutan insana benzetmiş. Bu saatte hava kıpırdamadan yorgunluk çıkarır gibi. Ben de havaya katılıp penceremden çevremin dinginliğini yudumlamaktayım. Konumuza döneceğim ama aklıma ilk gelen şeyle devam etmekten, afaroz edilirim diye de korkuyorum. Filozof  Nietzsche nasıl ayırt edilebileceğini söylemeden, “Averaj altılara emek vermeyin, onlar averaj üstünün hakkını yiyor” demekte. Ben söylemiyorum; Nietzsche diyor. Ali’nin her gün yazdığı gibi, koronasız günlere sevgiyle ulaşın… 

Prof. İrfan Palalı

1950 yılında Şanlıurfa’da doğdum. Tıp eğitimimi tamamlayarak profesör unvanına ulaştım. Üniversite yıllarında başladığım edebiyat yolculuğum, özellikle toplumsal meseleleri ele alan romanlarla devam etti. 2002 yılında yayımlanan "Tehcir Çocukları" adlı ilk romanım, Türkiye’de tabu olan Ermeni sorununu gündeme taşıdı ve büyük yankı uyandırdı. Ardından "Taşların Ağıtı" (2005), "Sünnet Çocukları" (2008) ve "Özgürlük Düşleri" (2016) adlı romanlarımı yayımladım. Şu anda İzmir’in güvenilir gazetesi Demokrat Gündem bünyesinde yeni romanım "Testosteron" üzerinde çalışıyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

16 + 11 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ