BETÜL'E MEKTUPLAR; BURALARI BİLSEN, GÖRSEN HAK VERİRDİN

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Günaydın canım. Biliyorum uzun zamandır sana yazamadım, ama haklıyım da; buraları bilsen, görsen, hak verirdin. 
Şu anda gezegenimizde kozmik bir kaos var. Örneğin, hep korktuğumuz nükleer savaş burnunu gösterdi gibi; birisi biraz tecrübeli emperyal, Putin, nükleer silahların stand by haline gelmesi emri verdi, petrol ve diğer enerji fiyatları uçtu, falan filan, laf uzayacak. 

Ben baştan alayım. 
Önce sana bizde, sonra dünyada olanları anlatayım. Dün bu ekonomik kriz, bu hayat pahalılığı arasında ülkemizde demokratik  bir şölen yaşadık. Muhalefetteki altı parti, ülkede artık mumla bile görünmeyen demokrasi, adalet, laiklik, liyakata sahip çıkacaklarını bildiren bir deklerasyon imzaladılar. Tören çok etkileyici oldu. İçime bir coşku doldu ki sorma gitsin. Demin ucundan kenarından bahsettiğim Ukrayna-Rusya savaşı beş gündür, bu gün altı,  tüm şiddeti ile sürüyor. Ben ilk defa Ortadoğu dışında Batı topraklarında bir savaş izliyorum. Anam dilim varmıyor ama, bir başka pencereden bakınca dilim varmasa da 'Bunların savaşı bile uygar' diyesim geliyor. Ukrayna topyekün, kadınları da da dahil savaşıyor.  Savaşın içinde bile uygarlık pırıltıları var bize göre. Ne ironi değil mi? Savaşta uygarlık! Bizim gördüğümüz savaşlarda kadın doğurur, erkek kaçar. Bunlarda manken gibi kızlar yurt savunmasına soyunuyor, deme gitsin. Demokrasi şöleni nasıl evrilir, Batı'daki savaş nasıl durur ben bilmem ama, dün gece bu haberlerin arasına senin sevdiğin 'Yasak Elma'  dizisinin kareleri de girince salonda uyumuşum. Şafak kulağıma fısıldayınca ancak uyanmışım, şimdi sana yazmaktayım. 
Sen gittiğinden bu yana ne güneş tadında doğmakta, ne rüzgar eski keyfiyle dans edip dedikodu yapmakta, ne ağaçlar çiçekler koro halinde her sabahki ‘yurttan sesleri' çığırmakta. İşte böyle böyle…