DOLAR 32,2733 -0.22%
EURO 34,8437 0.04%
ALTIN 2.410,240,71
BITCOIN 2064796-0,16%
İzmir
22°

AÇIK

Prof. İrfan Palalı

Prof. İrfan Palalı

07 Mayıs 2023 Pazar

Gözat

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Uyandım; saat yedi. Gün henüz karanlık bir odada, yorganın altında derin derin uyuyor. Ama ben uyanığım. Tabii, onun yapacağı belli; uyanacak etrafı aydınlatacak, gittiği kadar gidecek, sonra cuppadak hadi yine yatak. Benim öyle mi? Önce kaybettiğim saatimi bulacağım. Hangi deliğe soktum o meredi. Güvenli bir yere kaldırayım da kolay bulayım demiştim, gerçekten çok güvenli bir yere sıkıştırmışım. Bulamıyorum. Sonra neler yapacağım neler. Önce “Saatli Maarif” takvimi almam gerek, yıl bitmekte, yaprakları azaldı. Ben onsuz yapamam ki! Sonra, sonra güneşin her gün yaptığı gibi sıradanlığa döneceğim ben de. Kahvaltı, vesaire vesaire. Asıl bu günümü kendimi düşünmeye zorlayarak geçirmek istiyorum. En zor iş. Bakalım bugün de becerir miyim? Her gün beceremiyorum çünkü. Her yer kapkaranlık…Güne bakıyorum, horul horul uyuyor. Seslensem de uyanmaz, biliyorum.

Şimdi zihnimde iki büyük şair var, ikisini de çok seviyorum. Biri Cumhuriyet'le lanetlenmiş, 'komünist' denmiş, ülkesinden kaçırtılmış; daha sonra, şimdilerde vatanperver olduğuna karar verilmiş, Şairi Azam Nazım. Diğeri daha az tanınan Anday. Melih Cevdet Anday. Bence ikisinin de ortak tarafları var; ikisi de ağaçları sevmekte, ikisi de metaforik olarak insanları ağaçlara benzetmekte. 

Nazım, '…hem bir ağaç gibi tek, hem bir orman gibi kalabalık', kardeş kardeş yaşamalı diyor. (Nasıl hayal ediyorsa artık!?) Anday ise, o bildiğimiz ağaç eğer sevmek nedir bilirse akibet kereste olmayı bırakır, bakın görün diyor. İçimden düşünüyorum da, 'bu öğütlerin şimdiki yaşamdan ne farkı var ki?' diyorum. Biz de öyle yaşamıyor muyuz? Birbirinin kuyruğuna basmadığımız sürece. Hadi bakıyım bir meyve ağacını çamın altına dik de gör kavgayı, gürültüyü. İstediği kadar sevgi emdir ağaca, güneşini suyunu paylaş, gör bak yaygarayı. Savaştan da barıştan da kaçınmak, hep sevgi dolu yaşamak hepsi insanın sınırları zorlanana kadar. ( Yoğun bakımdaki annemi göremiyorum, biliyor musunuz neden? Ben de hastalanmakta korktuğum için.)

Hem hırsla dolu, başarıya odaklanmış olacaksın; hem sonucu engelleyecek olayları yaşayacaksın hem de kardeşçe bir orman gibi yaşayacaksın! Nerde bu yoğurdun bolluğu! Tanrılar becerememiş kardeş kardeş yaşamayı. Zeus’un önünde her gün tanrılar arasındaki bir ihtilaf, bir anlaşmazlık, bir sürtüşme eksik olmazmış diyorlar. Yazmışlar. Ha gayret, sevgi dolu yaşamaya ha gayret!