DOLAR 32,2002 0.05%
EURO 35,0429 0.13%
ALTIN 2.500,08-0,40
BITCOIN 22900366,11%
İzmir
27°

AÇIK

Tolga Nasuh Aran

Tolga Nasuh Aran

09 Şubat 2023 Perşembe

STRES YÖNETİMİ

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Stres, acı ya da tatlı bir istemi karşılama durumudur. Stres hem kendimizi keşfetmenin, potansiyelimizi kullanmanın ve geliştirmenin bir parçası, hem de arttığında insanın verimliliğini düşüren ve en önemlisi hayattan aldığı zevki azaltan bir kuvvettir.

Yaşantımızda bizi etkileyen ölümler, doğumlar, evlilikler, boşanmalar, başarılar, işten çıkarılmalar, yükler, borçlar, yerine getirilmesi mümkün olmayan talepler, psikolojik ya da fiziksel baskı, yetişebilme kaygısı gibi hemen her olay bir stresördür.

Boşanma, eşlerin ayrı yaşaması, eşin ölümü, hapse girme, yakın aile bireylerinin ölümü, kişisel zarar görme ve hastalık, evlilik, İşten atılma, evlilikte barışma, emekliye ayrılma, aile bireylerinden birinin hastalığı, hamilelik, cinsel güçlükler, aileye yeni birinin katılması, işyerine uyum sağlama, mali durumda değişiklik, yakın bir arkadaşın ölümü, farklı bir göreve atanma, eşle geçimsizlik, sık sık tartışma, büyük borca girme( Ev, işyeri, araba alma vb.), ipotek, iş yerindeki sorumluluklarda değişiklik ( yükselme, vekalet gibi.), çocuklardan birinin evden ayrılması, eşinin ailesiyle sorunlar, olağan üstü kişisel başarı, eşin işe başlaması ya da ayrılması, okula başlamak yada bitirmek, yaşam koşulunda değişme, kişisel alışkanlıkların değişmesi, amirle sorun yaşama, çalışma saatlerinde ve koşullarında değişme, konut değişikliği, okul değişikliği, dinlenme alışkanlıklarında değişme, dinsel etkinliklerde değişme, sosyal etkinliklerde değişme, aile bireylerini görememe, uyku alışkanlığında değişme, yemek yeme alışkanlığında değişme, tatile çıkma, yılbaşı, bayram etkinlikleri, küçük yasa dışı işler yapma gibi stres yaratan olaylardır.

Stresle başa çıkmak ve yaşam kalitesini arttırmak amacıyla, durumu değiştirme ya da duruma verilen tepkileri değiştirmeye "stres yönetimi" denir. Bu yöntemler; çevresel, zihinsel, duygusal ve ruhsaldır. Stres yönetimi çerçevesinde “kötü” stresi bireysel yararımız için “iyi” strese dönüştürme becerisi ise ancak “pozitif stres yönetimi” çalışmaları ile gerçekleşebilir.

Özetlersek stres; bizi zorlayan, kısıtlayan ve engelleyen olaylar, durumlar karşısında verdiğimiz tepkilerin tümüdür. Bir çok insanın düşündüğü gibi sadece üzerimizde hissettiğimiz baskı ve gerginlikle de sınırlı değildir. Stres; keskin stres, ard arda gelen stres ve kronik stres şeklinde görülebilir.

Keskin stres şeklinde yaşamımız değiştiğinde meydana gelir. Streslerin en belirginidir ve vücut dengemizi bozan bir şeydir. Alışkanlıklar bırakılmak durumundaysa yani vücudumuz ve aklımız alışılageldik rutinden çıkarsa, önce değişimi tadarız, ardından ise stresi gelir.

Ard arda gelen stres şeklinde yaşamımızda inişler çıkışlar olur. Olaylara bağlı stres, pek çok keskin stresin –başka bir deyişle pek çok yaşam değişikliğinin- belli bir süre boyunca bir arada bulunmasına benzer. Bu tür stres yaşayan biri bir trajedi kurbanı gibi görünür. Kimi zaman bu stres türü daha ince bir biçimde, örneğin, “kaygı” şekilde ortaya çıkar. Kaygı; gerçekleşme şansı çok az olsa bile, önceden bir stres ya da değişiklik icat etmek, denebilir. Kaygı daha az kronik ama hiç nedensiz insanın tüm vücut enerjisini tüketir. Aşırı kaygı dediğimiz bu durum anksiyete bozukluğu diye DSM 5 tanı kriterlerinde tanımlanır. Kaygılarımızın %40’ı hiçbir zaman gerçekleşmez, %30’u herkesi memnun etmekle ilgilidir, %10 sağlığımızla ilgilidir, %12’si olan olmuştur ve %8’i gerçek kaygılardır.

Kronik stres yaşamımız mahvolursa olan durumdur. Kronik stres, keskin stresten çok farklıdır, fakat yine de uzun dönemde etki yaratır. Kronik stresin değişimle ilgisi yoktur. O insanın bedeni, aklı ve ruhu üzerinde uzun dönemli, devamlı, aman vermez strestir. Kronik streste insanlar ona o kadar alışırlar ki, bu durumdan nasıl çıkabileceklerini görememeye başlarlar. Yaşamın hep böyle acılı, stresli ya da hüzün verici geçmek zorunda olduğuna inanmaya başlarlar.

Stresin tüm biçimleri bir arada olunca fiziksel, duygusal ve ruhsal bakımlardan aşağı doğru giden bir hastalık, depresyon, endişe ve ruhsal çöküntü spirali yaratır. Stres büründüğü bütün biçimlerde vücudun kendisini dengeli ve “normal” hissetmesini sağlayan 3 önemli hormonu üretme sistemine müdahale eder.

Serotonin; epifiz bezi tarafından üretilir ve bir gün boyunca önce melatonine dönüşür, sonra tekrar serotonine dönüşerek vücut saatimizi kontrol eder. Serotonin çevrimi güneşin çevrimiyle eşgüdümlüdür.

Noradrenalin; adrenal bezin salgıladığı, adrenalinle ilgili bir hormondur. Stres anında bize ek bir hayatiyet kazandırır. Çok fazla stres, noradrenalin üretimi bozar ve tam bir enerji yokluğu ve motivasyonsuzluk içine iter.

Dopamin; endorfin salgısıyla ilgili bir hormondur. Stres altında dopamin ve endorfin salgısı azaldığında daha çok ağrı hissederiz. Dopamin yaşamaktan mutlu olmamızı sağlar. Dopamin azalırsa, o zaman hiçbir şey gözümüze keyif ve zevk verici görünmez.

Stres vücudumuzun serotonin, noradrenalin ve dopamin üretimini bozabilir. Bu kimyasalların yetersizliği depresyona yol açar. Psikiyatri uzmanına gittiğinizde vücudunuzun dengesine kavuşması için anti-depresan ilaç kullanmanızı ve psikoterapi önerebilir.

Stres ne kadar inatçı olursa olsun, etkili pozitif stres yönetimi teknikleri de aynı derecede inatçıdır. Yaşantımızdaki “kötü” stresi yönetmek, hatta ortadan kaldırmak “Bizim” elimizdedir.

Stres aynı rüzgar gibi görülemez ancak her ikisinin de etkileri görülür. Bu durumda stresin sizde oluşturduğu semptomları tanıyın, yaşam biçiminize bakın ve neleri değiştirebileceğinize karar verin.

Pozitif stres yönetimi; İnsanın gücünü aşan, belirgin iç ve dış kaynaklı stresi düzenlemede bilişsel ve davranışsal bir çabadır. Bireyin kendisi için stres verici olaya karşı direnmesini (güçlüğü yenmesini) belirtir. Stresle başa çıkmanın kısa, orta ve uzun vadeli amaçları vardır. Amacımız tümüyle stresten uzak bir yaşam sürdürmek değil, stres ile etkin bir şekilde mücadele etmeyi öğrenmek olmalıdır.

Her gün stres kaynaklarımızı yazıya dökmek yani bir nevi günlük tutmak,  yaşamımızdaki strese göre kendimizi ayarlamamızı sağlar. Hiç bilmediğimiz stres kaynakları ve modellerinden haberdar oluruz. Stresimiz ve onu ele alış biçimimiz ile ilgili yazılarımız, stres yönetimi stratejilerinin ne zaman işe yaradığını, ne zaman yaramadığını anlamamızı sağlar. Ayrıca yaşamımızdaki stresin ve stresi yönetme çabalarımızın bizde yarattığı duyguları keşfederiz. Yazdığımız zaman stresin varlığını kabullenmek durumunda kalır, durum kronikleşmeden önlem alabiliriz. Strese saldıranlardansanız, ona kalemle saldırmak sonradan pişmanlık duyacağınız sözler ve davranışlardan daha sağlıklıdır. Yıkıcı davranışlar yerine kağıt üzerinde karşılık vermek daha sağlıklıdır. Her boyutta olabilir (hatta bilgisayar bile olabilir) yeter ki sevin. Her gün yazma alışkanlığı edinin. Sadece stres durumlarını değil, iyi anları da not edin (şükran defteri).

Sevgili okuyucularım stres dediğimiz yaşamın varlığıdır aslında. Stresin yok olması değil stresi iyi yönetmemiz önemlidir.