DOLAR 32,3450 -0.05%
EURO 34,8277 0.09%
ALTIN 2.384,82-0,48
BITCOIN 19918585,36%
İzmir
24°

PARÇALI AZ BULUTLU

Yaşar AKSOY

Yaşar AKSOY

12 Mayıs 2021 Çarşamba

EDEBİYAT, 'EDEB' SÖZÜNDEN KAYNAKLANIR

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edebiyat, dilimize Arapça’dan geçmiştir, kökü Edep sö­züne dayanır.. Edebin anlamı ise, terbiye, incelik, görgü, ah­laklılık, usluluk, karşılığıdır ama daha üstün bir kavram ola­rak kullanıla gelmiştir.

Edebiyyat (Edebiyat) ise, geniş anlamında söz ve yazı sa­natlarının, bu sanatlarla ilgili bütün eserlerin toplu ismi­dir. Edebi değerde olabilen, estetik duygularımızı etkileye­bilen her tür ve biçimdeki eserler bu kavramın içindedir.

Edebiyatçı, edebiyatla uğraşan kişi ya da edebi yazı ya­zan, konuşan insan demektir. Romancı, şair, hikayeci (öy­kücü), denemeci, eleştirmen, edebiyatçı sayılır. Edebiyat öğ­retmeni, öğretmenliğin dışında edebi eserler üretirse edebiyat­çıdır, yoksa öğretmendir.

Yazar ise, muharrir (gazete yazarı), romancı, hikayeci, edip (şair), araştırmacı, sanat eleştirmeni, kitap sahibi, ka­lem sahibi kişi demektir.

Bazı edebiyat öğretmenleri hem gerçek edebiyatçıdır, hem de öğrencileri arasından özenle edebiyatçı yetiştirirler. Örneğin Fikri Çalışkan isimli bir edebiyat öğretmenini ele ala­lım. Bir gün sınıfa girer. “Önce ekmek” der.. Sınıf bir tepki vermez. Sessizlik derindir. Öğretmen devam eder: “Önce Ek­mek, bir kitap adı çocuklar. Kitabın yazarı Orhan Kemal’dir. Türk Edebiyatı’nın en seçkin yazarının bu kita­bını edinmenizi öneriyorum”.

Öğrencilerden Hasan, ilçenin biricik kırtasiyecisine gi­der, kitabı ısmarlar. Ama en az 10 adet sipariş verilirse ki­tabın geti­rilebileceği yanıtını alır. Öğrenci üzülür ve du­rumu hocasına anlatır. Fikri öğretmen, derste Hasan’a söz verip, durumu ar­kadaşlarına aktarmasını sağlar. Hemen 30 kitap isteğinin lis­tesi hazırlanır. Bir hafta sonra kitaplar ge­lir. Hasan Dinçtoygar, uzun yıllar sonra yayınladığı edebi­yat dergisindeki yazısında, Orhan Kemal ile, Önce Ekmek ile ilk ciddi tanışması­nın böyle başla­dığını, sonra edebiyat denizine yelken açtı­ğını, hatta kendi gibi daha sonra edebiyatçı olan Veysel Çolak, Timuçin Özyürekli’nin de hocaları Fikri Çalışkan’ın büyük katkısı ile yetiştiklerini anlatır. Hatta Veysel Çolak ile Necdet’in Orta Park’taki Camlı Kahve’de kitabına pastıra oynadıklarını da sözlerine ekler (Kasaba Sanat, Fikri Çalışkan Özel Sayısı, Güz – 2010).

Edebiyatçı tanımına tam oturan Selim İleri’ye kulak ka­bartalım: “Yazarak para kazanılabileceği sanılıyor. Oysa çok az insan bu işten para kazanır. Yalnızca edebiyat yapa­rak ge­çinen fazla insan yok..”

Selim İleri haklı.. Bizim ülkemizde edebiyatla para ka­za­nan birkaç kişidir. Ben de yazarak geçiniyorum hayatım bo­yunca, ama geçimim gazetecilik yazarlığıdır, edebiyattan bir şerbet bile içememişimdir..