Sıkıntılar bitmiyor.. Birbirlerini suçlamalar da… Özellikle AKP tarafına bakın! Hemen her gün CHP’li belediyeler ve yönetimler için arka arkaya suçlamalar

1971 yılında başımdan geçen bir olayı anlatayım: 12 Mart 1971 darbesinden, daha doğrusu muhtırasından sonra İzmir Sıkıyönetim Komutanı Güney Deniz

‘Dolar düşüyor, yem yükseliyor. Bizim halimiz ne olacak?’ Bu soruyu Torbalı’dan bir çiftçi söylemiş. Aslında geçen hafta içinde konu özellikle

‘Yok olma!’ tehlikesiyle karşı karşıya kalan ‘çömlekçilik!’ sayılı ustaların elinde yaşatılmaya çalışılıyor. Anadolu’da M.Ö. 6 binli yıllarda ortaya çıkan bu

Yalan dolanla, iftira ile bir yere varılabilinir mi? Sanmıyorum! Menemen’de siyasi çekişme ve sataşmalar ile iddialar olabildiğine sürüyor. CHP’lilerin kendi

Manşet şu: ‘Çocuğu kim alacak davası!’ ‘Acaba sele kapılan çocuklar vardı da, bunları kurtarmak için kendilerini tehlikeye atanlar mı?’ diye

KORKU İLE YAŞIYORUZ Yok pandemi, yok deprem, yok sel felaketi… Biri bitmeden diğeri önümüze, yolumuza çıkıyor… Korku ile yatıyor, korku

 KORKU YAYILIYOR! Bir süre önce Bornovalı Hüseyin Altınay’dan küçük bir not almıştım. Hüseyin Bey, ‘Sizinle görüşmek istiyorum, telefonunuzu verir misiniz?’

Yandaşlar olmasa bazı gerçekleri nasıl öğreneceğim… Onlar sayesinde AKP’nin her yere nasıl yerleştiğini de görüyoruz. İşte son ve küçük gözüken

Genelde hafta sonları, alınan olumlu ya da olumsuz kararların, ‘Pazartesi’den itibaren’ yürürlüğü gireceği haberini almaya alışığız. Bu güne kadar bunları

Hepimiz evimizde olduğumuza göre önce gülelim… İzmirli ‘aykırı avukat’ Senih Özay beni anlattıklarıyla güldürdü. Tabiat, çevre ve hayvanların da avukatı

Lal Medya’dan arkadaşım Nurhayat Talay hafta içinde İzmir Mutfak Kültürü Derneği toplantısına davet etti. Perşembe günü saat 11.00’de pandemi sürecinde

Yıldırım gibi olmasa da yine de bu harekete şapka çıkarılır. Gelişen olaylar nedeniyle birkaç gün de olsa geç seslendirdiğim, dikkat

Konuya hangi tarafından gireceğim, bilemiyorum. Ok ne zaman yaydan çıktı, oradan başlayayım; Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat genelde güne ‘komşum!’

1948 yılında çekilmiş fotoğrafa bakıyorum… Daha doğrusu inceliyorum. Kazım Karabekir Paşanın cenaze töreni… Tabutuna çok eski bir bayrak sarılmış. ‘'Koskoca

Bornovalı Ayfer Özçevik bir mucizeye tanık olmuş! Kapısının önündeki sokak köpeğini severken, ‘Benim adıma sen konuşur musun?’ deyivermiş…(!) Siz inanmayın

İki arkadaş; Fotoğrafçı Zeki Pordoğan ile Gazeteci Adem Dalgalı sohbette, ‘Bilselerdi yapmazlardı…’ dediler. Konu neydi? Onlar akşam haberlerinde, çocuğuna; kızan,

24 Ocak 1993 yılında bombalı saldırı sonucu aramızdan koparılan Uğur Mumcu ve katledilen aydınlarımızı andığımız Adalet ve Demokrasi Haftası nedeniyle

Kim ne derse desin, 2023’den önce, hatta bu yılın içinde mutlaka, ne ad verilirse verilsen ‘seçim’ olacak… Biliyorsunuz, ‘Başkanlık dönemi’

‘Cumhuriyetçi Kadınlar!’ diye örgütlü bir dernek var… Kuruluşundaki kişiler ve yönetimler değişti. Bir ara karşılıklı suçlamalar da olmuştu… Sanıyorum iki

Gelen haber gönlümüze su serpti! Mehmet Özdoğru ile Bilgin Önder gelişmeleri öğrenip bana iletmişler. Kadir Şeker'in tutuksuz yargılanması için bir

Mevlüt Kaleli ‘Fısıltı Gazetesi’nde (!) yazmış… Hatta yazının girişine de şu notu koymuş: ‘Yaşı 50/70 arası olanlar mutlaka okuyun!’ Sonra

Bir zamanlar İzmir’in Erdal Göndem isminde ünlü bir foto muhabiri vardı. Erdal Göndem bildiğimiz standart ya da klasik foto muhabirlerinden

Merak ediyorum; Siz okuyucularımız da kimsesizlerin kimsesi olan Erhan Çokkeçeci gibi mi düşünüyor musunuz? Yani uzaktan sadece ‘Vah vah!’ diyerek