*- 14 MAYIS’TAN SONRA!
Sevgili okuyucularım;
Arzu ettiği bir isteğin olmasını isteyen kişi bunun gereğini yapmalıdır.
Yani çalışmalıdır.
Hepimizin başından geçti;
Sınavda başarılı olmak isteyen öğrencinin derslerini çalışması gibi.
İnananlar için bu ‘dua’ yerine de geçer.
Yani bizler için sadece çalışmanın karşılığı vardır.
Ama karşılığını her zaman alıyor muyuz?
Çünkü karşımıza çoğu zaman öyleleri çıkıyor ki, bırakın çalışmanın, emeğin karşılığını almak, elimizdeki avucumuzdakilerini de hortumluyorlar.
Bir de şöyle çalışanlar var!
Bunun bir örneğini de Canan Kaftancıoğlu’ndan dinleyelim;
Şaka değil, gerçek!
‘Akşam akşam çaresizlikten düştükleri duruma biraz da gülelim diyerek bir vaka paylaşayım sizlerle’ diyerek şöyle devam ediyor Canan Kaftancıoğlu;
‘Yer Sultanbeyli’nde bir matbaa…
CHP logosuyla ‘İktidar olduğumuzda Apo’yu çıkartacağız’ diyerek sözde parti broşürü, Sticker bastırmışlar.
Komik kısmı şimdi geliyor:
Matbaa sahibi ve yöneticileri, ne hikmetse siparişi ve parayı verenin kim olduğunu bilmiyor.
Kim bilir belki de uzaylılar!
Güldük eğlendik bu sözlere..
Şimdi asıl söyleyeceğimize gelelim;
*- AÇIKLAMAYA DİKKAT!
CHP logosunu yalanlarına, algılarına kim alet ediyor ve aracı oluyorsa nefesimiz enselerinde olacak.
Sahte broşürü basanlar ve bastıranlarla ilgili yargı sürecini başlatıyorum 14 Mayıs itibariyle bu kişiler ve benzeri işlere kalkanların alabilecekleri en yüksek cezaları almalarının bizzat takipçisi olacağım…’
Biliyorsunuz;
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu konuda bir konuşma yaptı ve CHP Genel Başkanı, 13’ncu Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, kesinlikle yalanladı.
Aynı şekilde;
Camii mitinginde, kürsüden bir iddiada bulunan Erdoğan ne demişti?
‘CHP iktidar olunca Diyanet’i kapatacak!’
Var mı böyle bir girişim ya da konuşma, belirti?
Kılıçdaroğlu bu konudaki soruya da şu yanıtı verdi, kameraların önünde;
‘Yok böyle bir şey! Diyanet’i kuran CHP’dir.
Diyanet’i kapatmaya hiç kimsenin gücü yetmez…’
Bu arada anımsatayım:
CHP lideri ile birlikte tüm Millet İttifakı lider ve yöneticileri, stokları iyice azaldığı için, KIZILAY’ımıza ‘Kan bağışı’ çağrısı yapmayı sürdürüyorlar.
Hastalara ve yakınlarına da şu bilgiyi vereyim;
Kan fiyatları da arttı.
Buna rağmen, dünya kan verme rekortmeni ‘Bornovalı Bahadır’ gibi yiğitlerimizin sayılarının artması gerekiyor.
*- HİZMETLERİNİ HALA SÜRDÜRÜYOR
Bornova’dan söz edince, sevgili eşinden dolayı ‘Hemşehrim’ diye hitap ettiğim bir ‘spor adamı’ndan, Bahri Vreskala’dan söz etmek istiyorum.
Gerek İzmir, gerekse İstanbul Beden Terbiyesi Bölge Müdürü iken Türk sporuna yaptığı hizmetlerden, kazandırdığı spor tesislerinden, hatta Urla’daki TSYD (Türkiye Spor Yazarları Derneği) olimpik havuzundan falan söz edecek değilim.
Yerinde duramayan, bir ara ısrarlara dayanamayarak siyasete de soyunan, doğru ve düzgün insan Bahri Vreskala sürekli okuyucularımdan.
Önceki yazımı dikkatli bir şekilde okuduğunu, tespitlerimin yerinde olduğunu belirttikten sonra hepimizin bildiği gibi ‘Ne yazık ki, İzmir’de ileriye göremeyen yöneticilerin’ (Hem siyasilerin hem de teknokrat ve bürokratlar ile iş başında olanlar) gelip geçtiğini belirtti.
Tabii ki, bunlara yalnız İzmir’de değil Türkiye’nin her yöresinde, yerleşim merkezlerinde görüyor, biliyoruz.
*- TANIK ÇOK
Şimdi sizi bir zaman yolculuğuna çıkaracağım…
Ünal Tümin’le, Erol Akıncılar’la, Murat Eştürk, Remzi Göçmen, Ali Günaydın, Yusuf Düvenci ile 1994 yılına gidelim ve o tarihte yapılan yerel seçimlerde aday olan Bahri Vreskala’ya sözü verelim:
Ben biliyorum ama siz de ‘Dur durak bilmeyen’ hizmet aşkı ile dolu Bahti Vreskala’nın ağzından dinleyelim;
‘1994 Konak Belediye Başkan adaylığımda olmayacak hiçbir vaatte bulunmadım.
O kadar ki; ‘benim gecekondum ne olacak?’ diyen seçmene ‘YIKILACAK’ dedim.
2005 İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığımda;
Ulaşım için çizdirdiğim ve Sasalı’dan başlayıp tamamen sahilden geçen ve önce İzmir Teknoloji Üniversitesine kadar ( 65 km) devamında Çeşmeye kadar gidecek toplam 100 km.lik tamvay hattını anlatırken ne yazık ki rakiplerim benimle dalga geçtiler, ‘hayal alemindesin!’ dediler.
‘Bu kadar yalan olmaz!’ dediler.
Bazıları da, ‘Bostanlı Üçkuyular arası denize tünel-köprü yapacağız!’ dediler.
Ama hiçbiri olmadı.
Siyasette dürüstlük esastır ama maalesef yok!
Bu zihniyet devam ettiği süre de olmayacak!
Yerel yönetici 10-20 yıllık projeler değil en az 80-100 yıllık projeler yapmalıdır.
Ama oy korkusu ile ileriyi görememe ve kısa vadeli düşünceler buna izin vermiyor.’
*- BAHRİ VRESKALA ANIMSATTI
Bahri Vreskala bana yine İzmir’in ‘Efsane Başkanlarından İhsan Alyanak’ın bir seçim vaadini anımsattı;
İhsan Alyanak ağabey ne demişti?
‘Belkahve’den bir yumurta bırakacağım, hiç sapmadan kıvrılmadan, kırılmadan düz geniş bir şerit yoldan Konak’a, denize kadar gidecek!’
Bir sözü de neydi?
‘Konak’tan Çeşme’ye elektrikli hızlı tren çalıştıracağım…’
Ömrü değil, başkanlık ömrü yetmedi, askeri darbe oldu, koltuğundan aldılar.
Düşünebiliyor musunuz?
Hastalığında, ameliyatını yapacak parası bile yoktu, o kadar dürüst ve düzgün bir insandı, binlerce kişiye ekmek kapısı açmasına rağmen…
Yine anımsadığım kadarıyla, siyasette rakibi Başbakan Süleyman Demirel, ‘İhsan’ın her türlü masrafı bana aittir’ demişti.
Acaba şimdi siyasetçiler böyle mi?
Dün televizyonda gördüm;
Bir toplantıda liderler yan yana geliyor, aralarında sadece bir sandalya var. Ama birbirlerini görmezden geliyorlar, birbirlerine ne selam veriyor, ne da ellerini sıkıp hal hatır soruyorlar…
Ne günlerden ne günlere geldik?
Şunu da belirtmeden edemeyeceğim;
Şu anda birçok spor dalında, örneğin jimnastik gibi ferdi müsabakalarda birçok Avrupa ve Dünya şampiyonları, altın madalyalı gençlerimiz çıkıyorsa, bunların tohumları Bahri Vreskala zamanında atıldı, diyebilirim.
Her yönetici günü değil geleceği görmelidir.
Hayalleri gerçek yapmalıdır.
Lafla vakit geçirmemelidir.
*-
News
