ÇOCUKLARI SEVİNDİRELİM

Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı…

Kutlu olsun!

Tabii ki gönlümüzün istediği şekilde kutlayamıyoruz…

Çocuklarımızı bu bayram günü hediye ile mutlu etmeliyiz.

Peki en güzel 23 Nisan Hediyesi nedir?

Bu soruya sanıyorum her birey başka başka yanıt verir.

Tabii ki çocuklarımız da…

Yaş grupları da bu ‘hediye’ konusunda değişik isteklerde bulunacaklardır.

Oyuncaktan tutun da kitap ya da giyim eşyasına kadar…

Ama ailelerin durumu nasıl?

Çocuğuna bir paket çikolata bile alamayan, yavruları uyuduktan sonra evine girebilen, o ana kadar sokakta kapının önünde bekleyen babalar çocuklarını nasıl sevindireceklerdir?

Kabartma yazıya mahkûm olan az gören çocuklar, kendileri için hazırlanan özel görsel kitaplarla mutluluktan havalara uçtu.

O kadar mutlu olmuşlar ki, ‘havalara uçtular’ demek bile bazen hafif kalıyor.

Düşük okuma hızı ile akademik başarısızlık arasında kuvvetli bir bağın olduğuna dikkat çeken Erke Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde Kurucu Temsilcisi Gizem Kaya, az gören eğitim çağındaki öğrencilerin kabartma yazı kullanmaya mahkûm etmenin yanlış olduğunu söyledi. Eğitimci Kaya, ‘Türkiye’de az gören öğrencilerin okuma hızını artırmaya yönelik sınırlı sayıda araştırma var.

Bu çocuklarımızın akademik başarı yakalayacak düzeyde okuma hızına kavuşabileceği teknikleri gelişmiş ülkelerde mevcut.

Büyüteç kullanma ve uyarlanmış bilgisayar teknolojisi kullanılarak yapılan düzenlemelerinin az gören öğrencilerin okuma hızı üzerindeki etkisi var ama pahalı bir teknoloji gerektiriyor.

Biz de punto büyütme tekniğini az gören öğrencilerimizde uygulayarak okuma hızlarını artırdık’ diyor…

Ama bu imkân kaç çocuğumuza sağlanabiliyor?

Katkı sağlayan Ayhan Kindik, Türkiye'deki tüm yurttaşların akademik bir başarıya ulaşması için toplum olarak seferber olunması gerektiğini söylüyor.

Söyledikleri şu:

‘Az gören çocuklarımızın kitabı ellerinde hissetmesine, onun kokusunu alarak okumasına imkân sağlayabildik.

Bunu İzmir'deki çocuklarımızın daha çok yaşayabilmesi için onlarca kitabı okurlarına ulaştırdık.

Bu ne güzel 23 Nisan hediyesi söylemleriyle çocuklarımız ve aileleri mutluluklarını bizlerle paylaştı.

Alacağımız geri dönüşümleri değerlendireceğiz. Sonuçları üzerinde yapacağımız analizler bizi az gören çocuklarımıza özel bir kütüphane kurmaya yöneltebilir’ dedi.

Bunu her belediye başkanı ya da odalar başarabilir…

 

*- TİYATRO OFİSİ ‘ÇOCUK ŞENLİĞİ’

Anımsatmak istiyorum:

24-25 Nisan tarihlerinde Tiyatro Ofisi sosyal medya hesabında canlı yayınlar ile gerçekleşecek.

Pendemi süreciyle birlikte dijital platformda özellikle ‘Evde Tiyatro Festivali’ gibi Online alanda yaptığı etkili ve önemli projelerle adından sıkça bahsettiren Tiyatro Ofisi bu kez çocuklar için ‘Ofiste Çocuk Şenliği’ ile ekranlarımıza konuk olmaya geliyor.

İsteyen çocuklarda yayına katılabilecek. 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı sebebiyle, gerçekleşecek etkinlikte birbirinden eğlenceli ve dopdolu bir dizi etkinlik çocuklarla buluşacak.

Kukla tiyatrosu, illüzyon gösterisi, çocuklar için atölye, çocuk şarkıları, masallar, gösteriler, balon show ve pantomim gösterisi çocuklar için ekranlarda olacak.

İsteyen çocuklarında yayına katılacağı etkinlikler bu hafta sonu saat:14.00 ile 18.00 saatleri arasında Tiyatro Ofisi sosyal medya hesabında gerçekleşecek.

 

*-  YASAKSIZLAR

Bir iki kez yazmıştım…

‘Küçük ama etkili!’ sözcüğünü çok sevdiğimi…

Uzun uzun da anlatmaya çalışmıştım…

Ama küçükler büyüyünce büyük oluyor…

İşte örneği:

 

*- TEDBİR ALINMIŞTIR

İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü öğle saatleri içinde şu açıklamayı yaptı:

‘23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23.04.2021 tarihinde Cumhuriyet Meydanı’nda yapılacak olan çelenk sunma töreni ile kutlanacaktır.

Tüm basın mensuplarımız davetlidir!’

Saat 09’daki törenin programı da şöyle:

Çelengin sunulması, Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı,  Şiirlerin okunması, .        Şeref defterinin imzalanması, Törenin sona ermesi…

Demek ki, bir noktada ‘sokağa çıkma yasağı’ delinmiş oluyor…

Şiirler okunacağına göre…

Peki bu çocukları yolda polis durdurup, ‘Nereye gidiyorsunuz?’ diye durdururlarsa kendilerini nasıl ifade edecekler?

Ya da hangi araçlarla Cumhuriyet Meydanı’na sabah saat 09,00’da ulaşacaklar?

Burada önemli bir noktaya değinmek istiyorum…

İzmir’de en azından beş bin kişide, bir şekilde temin ettikleri devletin ‘Basın kartları’ bulunuyor…

Bir de bunu Türkiye genelinde düşünün..

Kaç kez yazdım:

Medya ile ya da habercilikle yakından uzaktan hiç ilgisi olmayan, ama medya patron ya da sözde üst yöneticilerinin akrabaları, çoluk çocukları, sevgilileri, hatta şoförlerinde bile kılıfına uydurularak alınmış, hem de yasal basın kartları bulunuyor.

Hani ‘görevli kartları’ ‘Gri pasaport’ ile yurt dışına gidip gelmeyenler gibi…

Onlar da paralarını ödemişler, lüks bir şekilde yurt dışına gitmişler…

Şimdi peşlerine düşüldü galiba…

Düne kadar sözde gazeteciler de üyesi oldukları dernekler aracığıyla bu pasaportları alıyor başta Yunan adaları olmak üzere keyif sürmek için yurt dışına gidiyorlardı…

Neyse ki yanlıştan dönüldü…

Şimdi herkes gibi bu sözde gazeteciler de ‘davetli’ olduklarını ya da ‘görevli’  olduklarını ispatlamadan bu pasaportu alamıyorlar…

Çünkü verilmiş hakları kötüye kullanan çok kişi oldu…

İstiyorsan, imkanın varsa, herkes gibi, benim gibi yapar normal pasaportunu ve vizeni alır istediğin yere gidersin…

Devleti de kandırmaz ve kazıklamazsın…

Bunlar sıradan aklıma gelenler…

Asıl demek istediğim şu:

Nasıl pasaportu olduğu halde ‘turistim’ diye keyfi bir şekilde ellerini kollarını sallayarak gezenlerin, yani yasakları çiğneyenler olduğu belirlendiyse, aynı şekilde, ‘gazeteciyim’ diyerek sokaklarda gezenler, yasakları delenler de engellenmelidir.

Kimse kendine verilen özel yetkileri, keyif için harcayamaz…

Bence;

Polis ya da görevli, elinde devletin verdiği, daha doğrusu bir şekilde aldığı basın kartı olanlara da, şunu sormalı;

‘Görevin nedir?’

Ya da şu anda ‘Ne görevin var, nereye neden gidiyorsun?’

‘Hangi medya grubunda çalışıyor, ya da ne iş yapıyorsun?’

Çünkü onlarca da benim gibi emekli var…

Bunların meslek ile ilgileri çoktan kopmuş…

Dahasını söyleyeyim:

‘Adını yaz!’ desen yazamaz…

İşyeri güzergahının dışında olanlar, akılları sıra keyif sürenler, görevlerini kötüye kullananlar…

İşte bunlar sokakları doldurmaya, hastalığı yaymaya devam ediyorlar…

Bunlara da engel olunmalı, hem de kesinlikle..

Öyle ki, kartları bile gerekirse iptal edilmeli…

Ama bunu söyleyecek, uygulayacak kaç babayiğit var merak ediyorum…

Bizler eğer ‘Bize dokunmayan yılan bin yaşasın’ diye ipe sapa gelmez lafları benimsiyorsak bize de yazıklar olsun…

 

*- 23 NİSAN'A ÖZEL

İzmir Valiliği, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla ödüllü resim yarışması düzenledi.

23 Nisan konulu yarışma, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’in, @yskosger twitter hesabından; ‘Sevgili çocuklar, sizin bayramınıza özel bir resim yarışmamız var! 23 Nisan’ı daha anlamlı kılacak resimlerinizi, velileriniz belirtilen tarihe kadar bu tweet’in altına eklesin, jürimiz değerlendirsin, hediyeleriniz vali amcanızdan’ şeklindeki mesajını ve duyuru görselini paylaşmasıyla başladı.

Yarışmaya, İzmir’de ikamet eden 12 yaş altı tüm çocukların katılabileceğini kaydeden Vali Köşger, ‘Koronavirüs salgını nedeniyle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını arkadaşlarıyla bir arada kutlayamayacak olan İzmirli çocuklarımızın; bayrama ilişkin duygu ve düşüncelerini, sonsuz hayal güçlerini, bu resim yarışmasında ortaya koymalarını bekliyoruz. Çocuklarımız, serbest teknikte ve kendi yapacakları resimler ile 30 Nisan 2021 Cuma gününe kadar yarışmamıza katılabilecek. Sonuçları ise, 5 Mayıs 2021 Çarşamba günü valiliğimiz internet sitesinde açıklayacağız.’ dedi.