Tam tarihini vereyim:
03 Nisan 2020 akşamı Süleyman Serhat Köksal’ın bir mektubunu okumuştum.
Söylediği, daha doğrusu tenkit ettiği şuydu:
‘Sizin bir yazınızda bizim gazi olamadığımızı, bu konuda çalışmalarımızın olduğunu yazmıştınız.
Hâlâ gazi olamadık.
Ama ben adım ve soyadımın sonuna ‘GAZİ’ ismini ekledim.
Ve her yerde yayınlıyorum.
Çalışmalarımız sonucunda, Üç adet kanun teklifi komisyonda bekliyor. Bir parti hariç her partinin Genel Başkanı ile birebir konuştuğumuzda ‘çıkacak!’ diyorlar!
Maalesef, sadece ‘çıkacak!’ diyorlar…
‘Gazi!’ Süleyman Serhat Köksal’ın mektubu pandemi ve kaybettiğimiz doktorlarımızla ilgili görüşü ile devam ediyordu…
O günden bu yana ne oldu?
‘YİNE UNUTULDUK (MU?)
CHP’nin büyük farkla kazandığı Menemen Belediye Başkanlığı makamını, tarihe geçecek bir gün olan 13 Ocak 2021 Çarşamba günü ‘kura ile’ AKP adayına kaybedildiği, ya da tabiriyle bir noktada ikram edildiği saatlerde yine bir mektup aldım ve okudum…
‘Verilen sözlerin üzerinden bir yıl daha geçti, şimdi hatırlanmak için yine 19 Eylül gaziler gününü mü bekleyeceğiz?’ diye başlayan mektupta bu kez, Malul Sayılmayan Gaziler Derneği Genel Başkanı Mesut Kılıçaslan’la birlikte Ege Bölge Temsilcisi olan S.Serhat Köksal’ın imzaları vardı.
Toplumu bilgilendirmemiz için özetle şöyle diyorlardı:
‘Ben ve benim gibi vatan sevdalısı arkadaşlarım Devletimizin bekası ve ülkemizin bölünmez bütünlüğü için 1994 yılında bölücü hanin terör örgütü ile verilen mücadelelerde yaralandık,
Kimimiz uzvunu kaybetti benim gibi!
Kimimiz de bağrına hainlerin kurşunları ile yaşıyor!
Ama maalesef ‘gazi sayılmadık’, sebebi ise Sosyal güvenlik kurumu SGK’nın bizleri santim santim milim milim ölçesi…
Sakatlık derecemizin Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 1953 yılında çıkarmış olduğu 1053 sayılı nizamnamedeki belirtilen değerlerin altında olması sebebi ile bizler Malul-Gazi sayılmıyoruz!
Bizlerin yaralandığı yıllarda doğan çocuklar büyüdü asker polis oldu onlarda tıpkı bizler gibi bölücü terör örgütleri ile mücadele ettiler yaralandılar, Malul-Gazi olamadılar!
Bu sorun Türkiye'nin kanayan yarası hatta kangren haline geldi ama bir yetkili çıkıp da sorunun çözümüne yaranın sarılmasına merhem olmadı…’
Benim görüşüm, bu gidişle olmaz da…
BİZİM SAYEMİZDE DUYURMAK İSTİYORLAR
Çok önem verdiğim için, Malul Sayılmayan Gaziler Derneği Genel Başkanı Mesut Kılıçaslan’la, Ege Bölge Temsilcisi olan S. Serhat Köksal’ın sözlerine kulak vermeyi düşündüm ve sizinle paylaşıyorum:
‘Sadece 19 Eylül Gaziler Günlerinde hatırlanıp sonra unutulduk.
Buradan başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum;
‘Sayın Cumhurbaşkanım zatıalinizin talimatı ile Aile bakanlığımızın ev sahipliğinde Milli savunma bakanlığı İç işleri bakanlığı ve Maliye bakanlığınca ortak bir komisyonun kurularak ivedilikle bir çalışma yaparak; Bölücü ve yıkıcı terör örgütleri ile verilen mücadelede yaralanmış tazminat almaya hak kazanmış 20 bin malul sayılmayan gazimizin Malul-Gazi sayılarak geçte olsa hak ettikleri onurlarının verilmesiniz zatialinizden arz ederim.
‘İSABETLİ DEĞİLDİR!’
Buradan ayrıca Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli'ye seslenmek istiyorum;
Bir kahramanımızın aldığı yaranın oran ve büyüklüğüne bakılarak değerlendirme yapmak, dahası Gazi olup olmayacağına karar vermek manevi tarihi ve ahlakı açıdan isabetli değildir.
Bu kapsamda Malul sayılmayan kardeşlerimizin ‘gazilik unvanı’ mutlaka verilmeli, hak yerini bulmalı, adalet tecelli etmeli.
‘1 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yasama yılına başlaması ile bu konunun bir an önce ele alınmasını istiyorum!’ Sözlerini hatırlatarak 20 bin malul sayılmayan gazimize desteklerini bekliyoruz gereğinin yapılmasını arz ederim. (Mesut Kılıçaslan – Malul Sayılmayan Gaziler Derneği Genel Başkanı)
News
