Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Prof. İrfan Palalı

Kemal Kılıçdaroğlu ve Babala TV

Evet ‘BABALA TV’nin Bay Kemal’in katıldığı programı şu ana kadar 8 milyon kişi tarafından izlenmiş. Müthiş bir başarı, dehşet bir propoganda. Düşünsenize 8 milyon, çoğu gencecik iyi niyet dolu beyin. Kirlenmemiş, katakulli bilmeyen temiz, kimi karışık, kimi az bilgili, kimi coşkulu vatan bekası için çırpınan, vatanını seven, çoğu Atatürk sevdası yüklü zihinler. Bunlar akıllarına gelen, zihinlerinde çözüm bekleyen sorularını sınırsız, denetimsiz soruyorlar ve verilen cevapları tartışabiliyorlar.

Alışılmadık, tam demokratik bir ortamın çoğulcu rüzgarlarının estiği bir salon ve anında on milyonlara ulaşan bir bilgilenme ağı. Digital devrimin mucizesi. Henüz tam farkındalığına girmediğimiz SOSYAL MEDYA mucizesi. Ben yazarım, bir sürü hikaye, roman, makale yazdım Kaç kişi okudu? Beni bırakın, NOBEL’li yazar Orhan Pamuk’u dünyada kaç kişi okumuştur.

Oysa BABALA kanalını ve onun yaratıcı sahibi OGUZHAN’ sadece bu proğramla 8 Milyon belki de daha fazla genç tanıyor ve o programdan etkileniyor. Kendime soruyorum ve sorunken de programda sorulan bir soruyu ve bu soruya cevabı düşünmekteyim. Gencin birisi seçim güvenliği ile ilgili bir soru soruyor Bay Kemal’e ve Kılıçdaroğlu ona cevap veriyor.

Ve şöyle diyor, “Biz sandık güvenliğini niye konuşuyoruz” ve o an salon alkıştan kırılıyor. Hatta Oğuzhan müdahale ediyor. Alkışı dindirmek için. Herkes, en azından salondaki herkes, minik bir soru ve mini mini bir cevapla sandıkların neden güvensiz olduğunu öğreniyor. Daha önce sandık güvenliği ile ilgili tüm tartışmaları, çabaları, toplantıları ıskartaya düşürüyor.

Dijital dünya, dijital mucize böyle bir şey. Özetle, sözün özü, Kılıçtaroğlu bu seçimi kazanırsa BABALA TV’deki saniyeler içinde milyonlarca gence, zihinlere ulaşan bu programın da etkisi olacak diye düşünüyorum vesselam.

Prof. İrfan Palalı

1950 yılında Şanlıurfa’da doğdum. Tıp eğitimimi tamamlayarak profesör unvanına ulaştım. Üniversite yıllarında başladığım edebiyat yolculuğum, özellikle toplumsal meseleleri ele alan romanlarla devam etti. 2002 yılında yayımlanan "Tehcir Çocukları" adlı ilk romanım, Türkiye’de tabu olan Ermeni sorununu gündeme taşıdı ve büyük yankı uyandırdı. Ardından "Taşların Ağıtı" (2005), "Sünnet Çocukları" (2008) ve "Özgürlük Düşleri" (2016) adlı romanlarımı yayımladım. Şu anda İzmir’in güvenilir gazetesi Demokrat Gündem bünyesinde yeni romanım "Testosteron" üzerinde çalışıyorum.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ