KÜRT MUSTAFA

Kana kana su içiyorum; susamışım, içerken de hem güvercinin baharı müjdeleyen ötüşünü sayıyor hem de düşünüyorum. Bizim Mehmet Eti, rahmetli, 'Ard arda dokuz kere öterse bahar geldi sayılır' derdi. Hatırama Urfa’da anlatılan Kürt Mustafa’nın menkibesi geliyor.

Söylenen o ki; Mustafa önce Yemen askeri olup sonra Atatürk ile Trablusgarp savunmasına katılır, akabinde Çanakkale Savaşı'nda bulunur, Urfa’ya gelemeden bu kez Kurtuluş Savaşı'na çağrılır. İşte o sıralardan bir günde ilerdeki siperlerden birinde bir asker her akşam bir Urfa türküsü çığırmaktadır. 

Bu sesi kendi oğlunun sesine benzetir. Araştırınca gerçekten her gece siperde türkü söyleyen askerin oğlu olduğunu öğrenir. Ancak siperlerden çıkamayan Kürt Mustafa bir türlü oğluyla görüşemez ve bir gece türkü kesilince oğlunun şehit olduğunu öğrenir. Savaş biter, Mustafa Bozova'daki köyüne döner ve köyün girişinde kuyudan su çeken eşine rastlar ama bir bardak su istediği eşi kocasını tanımaz. Çünkü Sıla’dan 15 yıl ayrı geçen zaman Mustafa’yı çok değiştirmiştir. Bir tarafdan bu hikayeyi anımsarken diğer yandan dün Bay Kemal’in televizyon konuşmasındaki sözlerini hatırlıyorum.

Şöyle diyordu Kılıçtaroğlu: 'Evet Selahattin çıkacak, evet Kavala özgürlüğüne kavuşacak, evet Gezi mağdurları kurtarılacak. Ülkeye özgürlük gelecek.
Değerli dostlar yakında vatanımda doğacak demokrasi ışığı insanları, herkesi sırf insan olduğu için aydınlatacak, ısıtacak. Evet dostlar Mustafa Kemal’in Türkiye’sinde herkes gönülden eşit lütfen buna inanalım vesselam.