Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yaşar Eyice

MUTLAKA HESAP SORULACAKTIR

Herhalde bizi test ediyorlar.

Ya da sabrımızı sınıyorlar!

Bunlar sınıfta kalmadı, yerin yedi kat altına indiler.

Şu interneti ve telefonları bağlayan, daha doğrusu bu işten katrilyonlar kazanan 2-3 şirketten söz ediyorum.

Bırakın büyük şehirleri, ilçeleri, semtleri deprem bölgesinde bile bu kadar beceriksiz, bilgisiz, hazırlıksız olunur mu?

PTT sayesinde bu altyapı ne zaman yapıldı söyleyeyim:

Bornovalı Y. Elektrik- Elektronik Mühendisi rahmetli Ergun Orçun zamanında.

Türk Heyetinin başında iken Amerika’da sözde yardım eden ve ellerindeki hurdaları bize kakalamaya çalışırken, bakanların, müsteşarların, en üst yöneticilerinin ‘idare et!’ sözlerine rağmen ekibiyle birlikte Türkiye’ye dönen ve Amerikalıların, sözde dost devletlerin asıl niyetlerini rapor eden büyük Türk evladı!

Emekliliğinde dahi elinden kitap düşürmeyen, tüm yenilikleri anında takip eden iki tanıdığımdan biri PTT Genel Müdür Yardımcısı, teknik işlerden sorumlu Bornovalı Ergun Orçun’u yürekten rahmetle anıyorum.

Nerede Ergun Orçun gibi Türkiye’nin alt teknik yapısını hazırlayan ama sonrasında nedense yarım kalan insanlarımız?

Acaba bu büyük telekomikasyon şirketlerinde çok ama çok büyük paralarla iktidar ya da devlet adına bulunanlara ‘Sen neden bunlara göz yumdun?’ diye hesap sorulacak mı?

Söyledim:

Hala internet iki dakikada bir kesilir mi?

Aylık ödemeleri iki hatta üç misline çıkardılar…

Sinekten yağ çıkarmayı biliyorlar ama depremde de gördük, şimdi de yaşıyoruz bir silkinme, bir düzelme yok!

Umarım bakanlık bu konuları göz ardı etmez ve gereken önlemleri alır!

*- KENDİ KAZANCINDAN, MAAŞINDAN VER

Çarşamba gecesi neredeyse tüm televizyonların belli bir kanaldan yaptıkları yardım programını seyrettik.

Güzel yanları var…

Ama vatandaşlar gibi ben de soruyorum…

Önce ‘yandaş’ olarak bilinen bir yazarın görüşünü aktarayım:

Fatih Efendi diyor ki;

‘Bağış toplamak da ve bağış yapmak da saygıdeğer bir davranış!

Ve şahane bir iş!

Ama zaten kamuya ait olan kurumların ve bankaların, kamuya ait olan paraları, bir televizyon kampanyası aracılığıyla yine kamuya bağışlamaları ne kadar makul ve yasal?’

Profesör arkadaşım Pınar Hanım’ın dediği gibi, ben de ‘Kumbarasını bağışlayan minikleri yüreklerinden öpmek istiyorum!’

Murat Eştürk arkadaşım not almış:

‘Haziran ayında kasasına 60 milyar TL. koyduğumuz kamu bankaları toplam 39 milyar, Merkez Bankası ise 30 milyar TL: bağış yaptı.

Yani böylece her Türk vatandaşı otomatik olarak 811 TL. bağış yapmış oldu.’

Murat Kardeşin notu şöyle:

‘Dürüst çalışıp, kazandığı parayı bağış yapanı anlarım ama kamu banları, kurumları kimin parasını bağış yapıyor?’

*- FARK VAR MI?

Daha önceleri yazmıştım;

‘100 bin liralık saatle, bin liralık saat aynı zamanı gösterir!

İçinde huzur yoksa; milyonluk malikane ile bir kulübe arasında fark yoktur.

İkinci el bir araba da, son model lüks bir araba da sizi aynı yere götürür!

Ölünce herkes için toprakta açılan çukur aynıdır.

Önemli olan kim olduğunuzu unutmadan yaşayabilmekte!’

Celal Şengör’ün şu sözünü de unutmayalım:

‘Senin cahilliğin, benim yaşamımı etkiliyor!’

*- HERKESE İHTİYAÇ VAR

Hülya Hanım yazmış;

‘Ne biçim bir döneme denk geldik!’ diyen çok şu sıra!

Cevabı Epiktetos vermiş;

‘Sen seçtiğin anda doğmadın!

Dünyanın sana ihtiyacı olduğu anda doğdun!

İnsan yerküreye, var oluşa, dünyanın devrine hizmet eder!

Önemli olan burada olduğun zamanlarda üzerine düşeni yapmaktır.’

Sezen Hanım’la devam ediyorum:

‘Hayatı bir dakika bile ertelemem artık!

Hayıtı bir dakikada biten, yitip giden onca insan varken!

Zaman ayırırım sevdiklerime; zaman bizi ayırmadan!

Küs uyumam, kırgın göçüp gitmek istemem bu dünyadan…

Dedim ya, ‘Kaybedecek bir dakikam bile yok!’ artık…’

*- ÇOK GÜVENMEYİN

 

Ben de bugün okuduklarımdan ilave edeyim:

‘Ey giysilerine bürünüp kenara çekilenler!

Kalk da uyar!

Temizle giysilerini,

Uzaklaştır kendinden kirliliği,

Yaptığın iyiliği çok bularak başa kakma!

Daha fazlasını elde etmek için, bağışta bulunma,

Yaptığın iyiliği başa kakma ki, daha fazla iyilik yapabilesin!

…Çok zorlu, çok çetin bir gündür!

Küfre batmışlar için hiç de kolay değildir!

Hesapsız bir malı olanlar, alabildiğine imkanları bulunanlar, bunlara rağmen hırsa kapılarak, kapılarını hayırlara kapatanlar, kalplerinde hastalık olanlar, yani küfre ve hırsa kapılanlar bilsinler ki, bir gün hesabı mutlaka sorulacaktır…

Yoksulu yedirip doyurmayanlar!

Devletten, milletten kaçıranlar!

Sanmasınlar ki, bilinmiyorlar!

Ve bir gün mutlaka hesabını bir şekilde vereceklerdir…

Bunu kitaplar da yazıyor, büyükler de söylüyor, ben de inanıyorum..

Boş lakırdılara karnımız tok!

Suçluları af edecek halimiz de yok!

Ben de herkes gibi biliyorum;

Bu tipler paralarına, ellerindeki bu güce, mal ve mülklerine güveniyorlar.

Ya da politikacı dostlarına…

Ama şu atasözünü hatırlatmak istiyorum:

‘Güvendiğiniz dağlara da kar yağacaktır!’

Hem de Mart karı…

Yaşar Eyice

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

19 − fifteen =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ