Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yaşar Eyice

UNUTMAMAK, UNUTTURMAMAK İÇİN…

‘Vefa’ hasletimizi unutmayanları, unutturmayanları sevgi ile anıyor ve kutladığım gibi paylaşarak okuyucularıma tanıtmaktan mutluluk duyuyorum.

İşte bir yenisi:

Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı, Kitaplığın Onursal Üyesi değerli Psikolog ve Akademisyen Prof. Doğan Cüceloğlu anısına oluşturulan Doğan Cüceloğlu Köşesinin açılışını gerçekleştirdi.

Açılışı eşi Yıldız Hacıevliyagil Cüceloğlu ve kızı Umay Divi ile birlikte TÜRGÖK Yönetim Kurulu Başkanı Tülay Yazgan yaptı.

Açılışta konuşan TÜRGÖK Başkanı Tülay Yazgan, Kitaplıklarının onursal üyesi olan Prof. Doğan Cüceloğlu’nun ülkesine alanında büyük katkılar yaptığına dikkat çekerek, unutulmaması için kitaplıklarında kendisi için bir köşe oluşturduklarını söyledi.

İşte bu!

Ne diyor, Başkan Tülay Yazgan, ‘Ülkesine büyük katkılar yapan bu değerimizin unutulmaması için…’

İşte püf noktası burada düşüncenin ve görüşün…

Nasıl sevdiklerimizi unutmuyor, unutamıyorsak, topluma mal olmuş isimlerimizi de mutlaka ve mutlaka unutturmamamız lazım…

Gidin Fransa’ya, gidin Rusya’ya ya da bir başka ülkeye hatta Cezayir’e bile çok sevilen, çok aranan, hizmet erbabı kişilerin, yani ‘liyakat sahiplerinin’ isimlerinin parklara, caddelere, binalara, hatta ağaçlara bile verildiğini görürsünüz.

Yanlarında bir de tabela üzerinde anlatım vardır?

‘Neden ve kim?’ soruları yer alır bu levhalarda…

 

*- 100. YAŞINDA, İZMİR KADINLAR KONGRESİ

Bir başka güzellikten de söz edeyim:

Kadim kent İzmir’de, 100 yıl önce, Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından 2 Şubat 1923’te düzenlenen Kadınlar Kongresi’nin anısına, 2 Şubat 2023’te BASİFED tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi ve TÜRKONFED desteği ile yeniden gerçekleştirilen Kadın ve İktisat Kongresi’nin kitabı Folkart’ın desteği ile yayımlandı.

İki oturum halinde gerçekleşen Kongre’nin ilk oturumu, Anadolu’nun 50’den fazla üretici, yaratıcı ve girişimci kadınını temsil eden STK’lara ev sahipliği yaptı.

İkinci oturum, İktisat ve Kadın teması etrafında oluşturuldu.

Panellerde; İktisat ve Kadın; Demokrasi ve İktisat; Ekoloji; İnovasyon; Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konuları ele alındı.

Uzman konuklar, 21. Yüzyılın perspektifiyle konuları tartışarak toplum için yeni ufuklar çizdiler.

Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi kadın sorunu çözülmedikçe; Modern bir toplum, üretim toplumu ve gelişmiş bir toplum olamazsınız. Evet, günümüzde yaşadığımız sorunların neredeyse tamamı da Bunlardan oluşuyor.

Bu yönüyle, ihtiyacımız olan yapısal reformların ilk sırasında ‘Kadın Sorunu’ olmalıdı, dostlar…

Bu toprakların umudunun 100 yıl sonra bir kez daha, Cumhuriyetin özgür kadınlarının ellerinde yükseldiğine dikkat çekmeliyiz…

Şunu da unutmayalım:

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının ancak ekonomik uçurumları azaltmakla mümkündür.

Kadınlar için yeni olanaklar, teşvik edici uygulamalar, yeni ticaret fırsatları yaratılması ve yönetim kurullarında daha fazla kadının yer almasıyla mümkün olur.

Maalesef Türkiye’de kadının iş gücüne katılım oranının yüzde 32 gibi çok düşük bir seviyede bulunuyor.

Büyük Dahi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, hassasiyetle üzerinde durduğu konularından birisinin de Türk kadınının hak ettiği yere ulaştırılması olduğunu herhalde bilmeyenimiz yoktur.

 

*- AZ BİLİNEN TOPLANTI

Mustafa Kemal Atatürk, 17 Şubat 1923’deki Birinci İktisat Kongresi öncesinde, toplumsal kalkınma sürecinde kadının yeri ve önemine dikkat çekebilmek için 2 Şubat 1923 tarihinde İzmir İktisat Kongresi’nin yapılacağı binada Kadınlar Kongresi’ni gerçekleştirdi.

Bu az bilinen toplantıda Gazi Mustafa Kemal’in eşi Latife Hanım’ı’ İzmirli kadınlara tanıtmasının ardından kadınların sorunları ve Lozan hakkında konuşuldu.

Katılanların çoğunun kadın olması nedeniyle bu toplantılar tarihe ‘Kadınlar Kongresi’ olarak geçti.

 

*- HAFTANIN GÜNLERİNİN ANLAMLARI

Aslında bizim çoğunlukla ve hatalı olarak Batı medeniyetlerine atfettiğimiz ve bir türlü anlam veremediğimiz haftayı Pazar ile başlatmak.

Ortadoğu’da da (en azından bir zamanlar) oldukça yaygınmış!

Haftanın günlerinin neredeyse tamamı Farsçadan birebir alınmış.

Pazar ba: yemek, zar: yer. Yemek yeri. (Yeri gelmişken, lalezar: lale bahçesi, gülizar: gül bahçesi demek!)

Pazartesi Pazar’ın ertesi. (Ertesi ise tamamen Türkçe kökenli) Salı İbranicede üçüncü anlamına geliyor.

Ayrıca Arapçada da ‘selase’ üç, üçüncü anlamında kullanılıyor.

Çarşamba Çar’ı şimdiye dek defalarca yazıldı, bunu ‘kendiniz çıkardınız!’ diye umuyorum.

Ama ‘şenbe’ Farsça’da ‘gün’ demek, ki bu birçok şeyi açıklıyor.

Çar + şenbe= Çarşamba, dördüncü gün!

Perşembe yine Farsça kökenli, penç + şenbe =  penç ‘beş’, şenbe ‘gün’,  Perşembe; ‘beşinci gün’ demek.

Cuma, ‘Toplanmak, birleşmek, bir araya gelmek!’ anlamlarına gelen bu kelime, ibadet amaçlı toplanmayı anlatıyor.

Bu ipuçlarını verirken, dikkatinizi bir noktaya çekmek istiyorum:

Araplar ile Yahudiler bir noktada ‘akraba’ gibiler…

Bunları ‘kardeş çocukları’ gibi değerlendirenler de vardır.

Ama ‘düşman kardeşler!’, bazıları için…

Ya da bundan yarar sağlamak isteyenler için…

Olaya İran’ı ve hatta Türkiye’yi de katmak isteyenlerin sayıları da az değil…

Unutmayalım:

Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizim çizgimizi açıklamıştı:

‘Yurtta sulh, cihanda sulh!’

*-

Yaşar Eyice

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 × five =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER