YETKİLİYKEN YAPMADIKLARINI, BAŞKAN OLURSA YAPACAKMIŞ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adayı olmak için istifa etti.

Bir süredir, bazı medya kuruluşları ve İzmir’de belediyenin musluklarını kestiği bazı kişiler tarafından, ‘Tu kaka!’ ilan edilen Tunç Soyer’e düşmanlıklarını ilan edenler tarafından adeta pompalanıyor. Hatta CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘adamı!’ olarak lanse ediliyor.

‘Yemek yediği kaba!…’ diye başlayan bir ata sözümüz var.

‘Şehir Plancısı’ olduğu belirtilen Buğra Gökçe, Ankara’dan paraşütle İzmir’e ‘Genel Sekreter!’ olarak gönderilmişti.

İzmir’e hiç ama hiçbir katkısı olmadı, hatta İstanbul’a bir yıl kadar önce gönderilince ‘Kurtulduk!’ diyenler vardı, bunu da yazmış, ‘İzmir’in Ballıkuyu ya da Kadifekalesi’nde bıraksanız, ne Konak’ı ne de belediye binasını bulur!’ denildiğini anlatmıştım.

Şimdi ise söylediği şu:

‘Kaybedecek bir saniyemiz olmadığını biliyoruz!’

Peki İzmir’in kaybedecek bir saniye değil, beş yılı olabilir mi?

Başkan Ekrem İmamoğlu söylentilere yanıt verdi:

‘Buğra gibi yüzün üzerinde belediye çalışanımız kendilerine siyasette yeni yol arıyorlar. Hepsine söylediğim şu, ‘Siyasette pozitif ayrımcılık yapmam!’

Yani bir noktada, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘Buğra’ya söz verdi!’ sözünün geçerli olmadığını da anlatmış oluyor.

İzmir’de CHP’nin adayı kim olursa olsun kazanma şansı çok fazla.

Yani, İzmir’de, başkandan sonra gelen ve en etkin ve yetkili Genel Sekreter Dr. Buğra Gökçe için bir ara çalıştığı mesai arkadaşlarına ‘Ne diyorsunuz?’ diye sordum, ‘Yorum yok!’ dediler.

Yani biri bile ‘İyi olur’ demediği gibi pozitif bakmadı…

Zaten iki dönem Milletvekilliği yapan ve özellikle taban tarafından desteklenen Gazeteci Atilla Sertel ile doğma büyüme İzmirli, Bornova önceki belediye başkanlarından çok genç Mimar- Mühendis Olgun Atilla da adaylığını resmen açıkladılar.

Her şeye rağmen Tunç Soyer’in ikinci dönem için şansının oldukça fazla olduğu anketler de gösteriyor.

Şunu da belirteyim:

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 6-14 yaş arasında çocuğu olan ihtiyaç sahibi 20 bin 139 ailenin İzmir Şehir Kart’larına 1000’er TL’lik beslenme çantası desteği ödemesi yaptı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, kentteki hiçbir çocuğu temel ihtiyaçlarından mahrum bırakmama hedefiyle hayata geçirdiği ‘beslenme çantası’ desteği, ihtiyaç sahibi ailelerin İzmir Şehir Kartlarına yatırıldı.

Yani verilen sözlerin hiçbiri havada kalmış değil..

Emine Elat anımsattı, İzmirlilerin şöyle bir sözü var:

‘Kötülerin kazanması için iyilerin seyirci kalması yeterlidir!’

Ben de ilave edeyim:

‘Büyük hayal kırıklığına uğramamız, ‘gelen gideni arattı!’ demememiz için İzmir milletvekillerine ve CHP Genel Merkezi’ne ‘Halkın sesini’ duyurmamız gerekiyor.

Arabanın tekerleği kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur…

Birilerinin değil, halkın istek ve dileği yerine gelmelidir.

*- ‘ÖDEME YAPACAĞIZ’

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu (İEKKK) toplantısında kentte yaşanan deniz taşkınına değinerek “Aralık ayı içinde esnafın hasarlarını gidermeye yönelik ödemelerini yapmış olacağız. Kısacası bu mağduriyeti yaşayan arkadaşlarımızın yanında olacağız” dedi

*- İLK LEZZETİ: URLA MANTISI (KULAKLI MANTI)

Mutfak kültürü ve gastronomisi ile ön plana çıkan Urla’da Urla Belediyesi Aryom Kültür Merkezinde Doğal Sofra Urla gönüllülerinin gerçekleştirdiği Geleneksel Yemek Atölyelerinin ilk etkinliğinde Urla Mantısı (Kulaklı Mantı) sofradaki yerini aldı

Urla Mantısı; et ve nohutun birlikte haşlandıktan sonra havanda ezilmesi, karabiber ve maydonuz ile lezzetlendirilmesi ile hazırlanan iç; un, su, tuz ile yoğurulan ve incecik açılan yufkalara konulurken özel şekli “kulaklı mantı” verilerek yapılıyor.

Önce Ayçiçek yağında kızartılıp ardından et suyu ile kabartılan mantılar sarımsaklı yoğurt ve tereyağlı kırmızı biber ile servis ediliyor.

Urla’nın geleneksel yemek kültürünü deneyimlemek amacıyla bir araya gelen katılımcılar keyifli bir günün ardından bir sonraki atölyenin konusunun ne olacağı merakı ile atölyeden ayrıldılar.

Bu arada ben de Urla’da ‘Şef Nilay Balaylar’ dan davet aldım…

Çok yıllar önce misafiri olmuştum…

Hatta bir televizyon programındaki ‘yemek’ saatinde konuk olmuş, anlattığı tarif ile yaptığı yemeği tatma imkanım da olmuştu.

Mutfak üzeri bıkmadan yoğun çalışmalar yapan Nilay Balaylar’a söz verdim, ‘İmkan yaratırsam yanınızdayım!’ diye…

Urla ‘gastronomi’ ya da ‘mutfak sanatları’ üzerinde büyük atılım içinde, bir iki ünlü şef dostumun da bu güzel kente yerleştiğini öğrendim.