DOLAR 32,9789 0.3%
EURO 35,3188 0.09%
ALTIN 2.453,600,09
BITCOIN 20314041,04%
İzmir
32°

AÇIK

üst menü altı

HAKLI BİR ÖZET

ABONE OL
7 Kasım 2021 16:23
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Günün haber özetini bir ara İzmir’de önemli görüntüleri çekmesiyle tanıdığımız Fidel Severcan yapmış;

‘Kapitalizmin özeti: Para varsa zenginler paylaşır, borç varsa halk öder!’

Yanıtlarınızı ve fısıldaşmalarınızı duyuyorum:

‘Haklı bir özet’ diyorsunuz…

Bence de böyle!

Taşkın Çetin’in yorumu ise şöyle:

‘Bende şahsım adına kampanyaya katılıyorum; bordolu çalışan olarak bu ayki gelir vergimi, elektrik, su, doğalgaz KDV ve özel tüketim vergilerini ayrıca almış olduğum tekel ürünlerindeki vergilerimi, gıda ve temizlik ürünlerindeki vergilerimi bilimum ödemiş olduğum tüm vergilerle bu sürece destek veriyorum.

Biz bize yeteriz…’

Mustafa Yeliz Pekdemir’in de bazı yöneticilere bir önerisi var:

‘Bende kişi başına düşen milli gelir var ya hani 10.000 dolar (6 kişi. 4 çocuk) 60. 000 dolar yapar, benim kini versinler, 50.000 doları Onlara veriyorum.’

Mustafa Beyin bu önerisi için yetkililer de herhalde şöyle diyorlardır:

‘Senin annen güzel mi?’

Bizler bu cümleyi gençliğimizde bazı akıllı ya da uyanık arkadaşlarımız için söylerdik…

Demek ki, her zamanın sözü bu…

 

*- ‘ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ ALINMASIN’

 

Cumhuriyet Halk Partisi, 81 ilde eş zamanlı basın açıklamaları yaparak, asgari ücretten vergi alınamaması çağrısı yaptı.

Açıklamalarda, CHP’nin daha önce verdiği kanun tekliflerinin işleme sokularak, asgari ücretliden vergi kesintisine son verilmesi istendi.

CHP üyelerine sendika temsilcileri de destek verdi.

İl Başkanları özetle şöyle diyorlar:

‘Türkiye'de vergi kaçıranlar vergi affından yararlananlar düşünüldüğünde, açlık sınırı altında yaşayan asgari ücretliden vergi kesintisi yapılması en büyük adaletsizliktir.

Şu an asgari ücret brüt olarak 3.577 TL'dir.

Asgari ücretten yapılan vergi ve SGK kesintilerinden sonra bir asgari ücretlinin eline 2 bin 825 TL geçmektedir.

Çünkü asgari ücretten gelir vergisi, SGK işçi payı, işsizlik sigortası prim payı, damga vergisi olmak üzere yapılan aylık toplam kesinti miktarı 752 TL'dir.

Bir başka deyişle asgari ücretlinin kesintileri son verildiğinde asgari ücretlinin geliri 752 TL artıkla 3 bin 577 TL'ye yükselecektir.’

 

*- EN AZINDAN

 

Hükümetin CHP’nin asgari ücret düzenlemesine ilişkin kanun tekliflerini işleme sokmadığını savunan il başkanları, tekliflerin hayata geçirilmesi çağrısı yaptılar.

Başkanlar, vergi kesintisine son verilmesi çağrısı yaparak, sözlerini şöyle tamamladılar:

‘Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak asgari ücretliler vergi ödemesin, aldıkları ücretten herhangi bir kesinti olmasın, en azından asgari ücret insanca yaşayabilecekleri seviye çekilsin derken, AKP ve MHP ittifakı ısrarla ve inatla asgari ücretlilerin vergi yükü altında ezilmelerine, açlık sınırı altında yaşamalarına göz yummaktadır.

‘Adil bir dünya diyen, dünya beşten büyüktür’ diye sürekli sözüm ona dünyaya mesaj veren Cumhurbaşkanı ilk evvela kendi ülkesindeki adaletsizliğe son versin.

Yıllardır bekletilen kanun tekliflerimiz meclise getirilsin ve asgari ücretliden vergi kesintisine son verilsin.’

 

*-  VATANDAŞIN CEBİNE NASIL YANSIYOR?

 

CHP’nin açıklamalarına sendikalardan da destek geldi.

Sendika, meslek örgütü, siyasi parti ve derneklerden oluşan bir platformun sözcüsü olan Mehmet Ceylan, asgari ücretin en az 5 bin TL olması gerektiğini söyledi.

Ceylan, vergi kesintisine son verilmesinin asgari ücretlileri bir nebze rahatlatacağını söyledi.

Ceylan, ‘Asgari ücretle, bugünkü şartlarda hesaplandığında, bir insanın onurlu bir şekilde yaşayabilmesi gerekir.

Türkiye ortalamasında, minimum nüfus hesabı üzerinden, en az 4 kişinin giderini hesaplarsak, insanların aç kalmaması için 5 bin liranın üzerinde alması gerekir.

Ama maalesef ülkemizde 2 bin 700 lira (alıyorlar).

Vergi alınmazsa bir nebze belki düzeltilir ama bu çözüm değil. Türkiye’nin artık üreten bir ülke olması lazım.

Türkiye'nin temel sorunu üreten bir ülke olmaması.

Sadece inşaat projeleri ile bu ülkeyi kurtarmak, ülkenin sorunlarını çözmek maalesef mümkün değil’ diye konuştu.

 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Dönem Sözcüsü Nasır Demirkıran da vergi yükünün ağır olduğunu söyledi.

Demirkıran, Türkiye’nin asgari ücrette Çin’in bile gerisinde kaldığına dikkat çekerek, ‘Normal insanca yaşam standardı, en ucuz işgücü olan Çin'den bile geride kaldı.

300 doların altında bir ücretle çalışıyorlar.

Vergi kaldırırsa bir nebze olsun rahatlatır.

Sadece asgari ücretle çalışanlar değil kamu emekçileri de aynı durumda. Maaş bordromuz 12 bine yakın bir rakamla başlıyor, ele geçen maaş 6 bin liraya düşüyor. Bu konularda biraz daha iyileştirici bir etkisi olabilir’ şeklinde konuştu.

Bu arada işyeri sahipleri de vergi kesintisinin kaldırılmasını istiyorlar.

İşyeri sahibi

 

*- BARDAKLA YAĞ SATILIYOR

 

Asgari ücretten alınan verginin fazla olduğunu belirtenlerin söyledikleri şöyle:

‘Asgari ücretin en az 4 bin olması lazım.

5 kiloluk yağ artık alamıyorsunuz.

İnsanlar evlerine artık kiloluk yağ götürmeye başladı.

Pet bardaklarla insanlara yağ satılmaya başlandı.

Personelin maaşı 3 ve 6 aydan sonra vergi dilimine takılıyor.

Alınan maaş da gittikçe düşüyor.

Personel 3 bin, 3 bin 500 maaş alınca, Aralık ayına doğru bu 2 milyar 800’e düşüyor.

Arada 700 liralık bir fark var bu çalışan için çok fazla bir para!..’

 

*- BORNOVA’NIN MÜCEVHERİ

 

Notlarımı kurcalarken, yazılarını, belki de Bornova ile ilgili olduğu için keyifle okuduğum Altan Altın Bornova misketini anlatmış…

Bizim yaştakiler kokusuyla tadıyla ‘Bornova Misket Üzümünü’ anımsar.

Çam ağaçlı Bornova Kolej yolunun iki tarafı bağlarla süslü idi..

Hatta bir iki kez orada ‘bağ bozumu’ şenlikleri yapılmıştı..

Aynı ‘Bağ bozumu şenlikleri’ Bornova Metro İstasyonunun karşısında, üniversitenin bahçesinde de düzenlenirdi.

Önceki Belediye Başkanlarından, İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır bu konu üzerinde ciddiyetle durdu, çalışmalar yaptı, ‘misket üzümünü’ canlandırmaya çalıştı.

Acaba şimdiki atanmış AKP’li Rektör bunları biliyor mu?

Hem de ziraatçi…

Yani Bornova’dan diplomalı…

Mustabey’in bağlarını, Halit Bey ile Feyziye Hanım’ın Şaraphanesini bir gün unutulmaması için anlatmaya çalışacağım…

Şimdi ‘Moskhatos, Muskat, Bornova Misketi’ başlıklı yazıyı okuyalım:

 

*-  ANAVATANI BORNOVA

 

Misket üzümünün anavatanıdır Bornova…

Zafer Derin Hoca’nın kazı başkanlığında sürdürülen Yeşilova ve Yassıtepe höyüklerinde ortaya çıkarılan karbonlaşmış üzüm çekirdekleri bu toprakların üzüm kültürünün 5 bin yıl kadar eskiye dayandığını ortaya koyar.

Anadolu’nun şarap tarihinde de Bornova Misketi önemli bir yere sahip. Tarihin babası Herodot bir yazısında Smyrna'nın şaraplarını överek bölgeden geçen yolculara gül ve bal kokulu moskhatos içmelerini tavsiye etmiş.

Uzmanlar Herodot’un 2500 yıl önce bahsettiği ‘Moskhatos’ denilen bu üzüm türünün Bornova misketinden başkası olmadığını dile getiriyorlar.

MÖ.6. Yüzyılda Pers işgaliyle yerlerini yurtlarını terk edip Akdeniz’e açılan ve çok sayıda koloni şehirler kuran Foçalıların ticaret gemilerindeki yüklerden birinin de Bornova Misket üzümü çeliği olması kuvvetle muhtemel.

Ekibiyle birlikte 2600 yıl önceki bir Phokaia gemisinin replikasını yaparak Marsilya’ya kadar giden 360 derece Tarih Araştırmaları Derneği Başkanı arkeolog Osman Erkurt Bornova Misketinin büyük ihtimalle Foça gemileriyle Avrupa’ya dağılmış olabileceğini söylüyor.

Bu tezi mantıklı kılan önemli bir dayanak da Foçalıların Akdeniz’e açıldığı MÖ.6. Yüzyıldan önceki Avrupa kayıtlarında ‘Moskhatos’ ya da ‘Muskat’ diye bir üzüm türünün bulunmamasıdır.

Uzun yıllardan bu yana üzüm, şarap ve şarap tarihi konusunda çalışmalar yapan yazar ve arkeolog dostum Murat Yankı’nın Bornova Misketinin Akdeniz yolculuğu konusunda önemli notları var.

Onun kaleminden devam edelim…

‘Bornova Misketi Batı Anadolu’ya ait bir tür olup Avrupa’ya, büyük olasılıkla Foçalı göçleri sırasında taşınmıştır.

Bu taşınma uzun mesafeli olduğundan söz konusu asma bitkisinin özellikleri değişmeden taşınmış olması, olasılığı yüksek bir durumdur. Örneğin Foçalıların Akdeniz’de muhtemelen ilk önemli durakları olan Sicilya’nın batısındaki Noto bölgesinde yetiştirilen ve tatlı şarap üretiminde kullanılan üzümün Bornova Misketi ile aynı olması bu durumu göstermektedir. 

Yine Sicilya yakınlarındaki pantelleria adasının Moscato di Pantelleria adlandırmasının buna bir diğer örnek olarak gösterebiliriz.

Buradan kuzeye Marsilya’ya yönelen Foçalılar, Rhone Irmağı’ndan içeri girerek Avignon yakınlarına ulaşmışlar ve Misket üzümünü bu coğrafyaya tanıtmışlardır.

Nitekim günümüzde bu coğrafyada üretilen Muscat de Beaumes de Venise ve Muscat de Frontignan adlandırmaları Fransa’nın en önemli tatlı şarapları arasındadır.

İspanya’ya baktığımızda da Misket üzümünden üretilen şarapları, genelde deniz kıyısında olan ve eski dönemlerin Foça kolonilerine yakın bir konumda kurulmuş Valencia ve Malaga gibi bölgelerde buluruz. Bunlardan bir tanesi Moscatel de Valencia adlandırmasıdır.

Yine aynı şekilde Malaga ve Xerez bölgesindeki Sherry üretiminde de Misket üzümü Moscatel adıyla değerlendirilmektedir.’

 

*- BETON İLE BU İŞ BİTMİŞTİ…

 

Murat Yankı pek çok yazısında belirttiği gibi Bornova’dan çıkıp bütün Akdenize yayılan Misket üzümü özellikle 1970’lerdeki betonlaşma sürecinden sonra ne yazık ki anavatanında yok olup gitmişti.

Ancak CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır’ın Bornova Belediye Başkanlığı döneminde 5 dönümlük bir alana kurulan misket üzümü bağı ve Onun ardından göreve gelen Olgun Atila döneminde başlatılan coğrafi işaret çalışmaları ile yeniden anavatanına döndü.

Şükürler olsun ki Bornova Misketi Artık İzmir ve çevresindeki bağların da vazgeçilmezi durumunda.

Bornova Misketi İzmir’in ve Bornova’nın mücevheridir.

Kıymetini bilmek lazım…

*-

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP