Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yaşar AKSOY

KİTABIN KİTAPLIĞI

Herkesin vazgeçemediği kitapları vardır.

Özdemir İnce döne döne okuduğu demirbaş kitapları­nın en önemlilerini şöyle sıraladı (6.3.2011, Hürriyet):

Siyasetname (Nizamülmülk), Bir Zamanlar İstanbul (Ba­lıkhane Nazırı Ali Rıza Bey), Kabusname (İlyasoğlu Mercimek Ahmed), Ziyafet Sofraları (Gelibolulu Mustafa Ali), Seyahat­name (İbn Fadlan “Bedir Yayınevi – Bu kitap İstiklal Yayınevi tarafından daha önce “Bin Yıl Önce Türk­ler ve Ötekiler” adıyla da yayınlanmıştır)

Kitabın yerine hiçbir şey geçemez..

Roma İmparatorluğu’nda vaktiyle İtellius isimli çok zen­gin bir tüccar varmış.. Her akşam sofrasında impara­torluğun en seçkin insanları bulunurmuş. İtellius, cahil bir adammış, kitap okumayı ve konuları aklında tutmayı hiç beceremiyor­muş. Bunun üzerine bir Canlı Kütüphane kur­maya karar ver­miş.  100 tane kölesini kenara çekmiş ve her birinin bir kitabı ezberlemesini emretmiş. Kimi köle İlyada’yı, kimi ünlü antik çağ filozoflarının kitaplarını ez­berlemeye başlamış.

Sonunda İtellius, akşamları sofrasına topladığı aristok­ratlara ve zenginlere caka satıyor, kölelerinin ağzından ki­tap­ları meze diye sunuyormuş. Birgün yine sofrasında, kölebaşına, İlyada’nın okunmasını emretmiş.

Kölebaşı, ıkına sıkına yanıtlamış:

“-Kusur kalmayın efendimiz, İlyada dün gece sizlere ömür!..”

Kitabın yerine hiçbir şey geçemez..

Benim “kitabı anlatan kitaplarımın” yerine de hiçbir şey ge­çemez..

Yani yalnızca kitap konusunu anlatan kitaplarım var­dır ve bunlar bir kitaplık oluştururlar ve en önemli biriki­mimi sağlarlar.. Nedir bunlar?..

Şöyle ki:

1-“Kitabın Evrimi”. Orhan Öcal.. Favorimiz bu kitaptır ar­tık..
2-“Müteferrika Dergileri”. 4 ayda bir çıkan bu Kitabiyat der­gisine bayılırım. Ne güzel yayınlardı. Sa­hibi ve So­rumlu Yazı Müdürü İ.Lütfü Seymen’e te­şekkür.
3-“Kitapla İlgili Özlü Sözler”.. Çiğdem Mercangil’in yaz­dığı ve 1963’te Ankara’da basılan bu eserde 230 özlü kitap sözü açıklanıyor. Haydi kitabın sayfalarını çe­virelim ve Haldun Taner’in özlü sözünü dinleyelim: “Yüzyılımızın en kuvvetli silahı artık ne tank, ne tüfek, ne makinalı tüfek, ne siyasi iktidar, ne sermayedir. Bütün bunların sindiremediği, sindiremeyeceği, tersine onların hepsini birden sindiren ki­taptır”.
4-“Türk Kitap Tarihi”.. Sevgili dostumuz Alpay Kabaca-lı’ nın hazırladığı bu kitap 1969 yılında Cem Yayınevi tara­fından basılmıştır. En başarılı kaynak kitaptır.
5-“Can Çekişen Kitap”.. Rahmetli Demirtaş Ceyhun dostu­muzun bu kitabı, yazar, yayıncı, kitap, kitapçı kavram­ları üzerine denemeleri kapsar. Cem Yayı­ne-vi’nce 1985’te yayınlandı.
6-“Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine”..
7-Schopenhauer’in bu eseri Şule Yayınları tarafından 2005’te basıldı. Ki­taptan bir cümle alıyorum: “Bir kü­tüphane çok geniş ola­bilir; fakat eğer düzensiz ise küçük ama derli toplu bir kütüp­hane kadar kullanışlı ve yararlı değildir. Benzer şekilde, bir insan çok büyük bir bilgi yığı­nına sahip olabilir, fakat kendi kendisine üzerinde düşüne­rek bu bilgiyi gerektiği gibi işle­memişse, tam olarak üze­rinde düşünülmüş çok daha küçük bir bilgi miktarından daha kıymetsizdir.”
8-“Kitap”.. Necip Asım Yazıksız’ın 1893’te İstan­bul’da bası­lan bu ilginç eseri, 1993’te yeniden tıpkı ba­sım ola­rak İletişim tarafından basıldı. Ünlü Türkolog ve dilbi­limci Necip Asım, bu eserinde kitap, yazı, al­fabe, harf, kağıt, rakam, kalem, kurşun kalem, kütüp­hane, tercüme ve mühür üzerine derli toplu bilgiler ver­mekte.
9-“Kitap Üzerine Anatomi Dersleri (Kalemşörlere ve Hayalpe­restlere Dair)”.. Yapı Kredi Bankası Yayınla­rınca basılan bu eser Salı Toplantıları’nın zabıtlarını içermekte. 1993 yılında basılan eserde, seçkin ente­llektüelle-rimizin kitap üzerine aforizmalarını okuyo­ruz. Enis Batur, Hulki Aktunç, Fahri Aral, Seyfettin Gürsel, Mario Levi, Mete Tuncay, Ahmet Oktay, Gü­ven Turan, Atilla Birkiye, Ünsal Oskay, Ahmet Ce­mal, Mehmet Ali Kılıçbay, Tomris Uyar, söyleşilerde boy gösteriyorlar..
10-“Yazı Odasında Yolculuklar”.. Paul Auster’in bu ilginç ki­tabı Can Yayınlarınca 2007’de basıldı. Bir ya­tak, bir yazı masası ve bir iskemle. Tek kapı, tek pen­cereli oda. Yaşlı bir adam, bu odada belleğini yitirmiş ola­rak uyanır. Kim olduğunu bilmez ve sürekli izleni­yordur. Gizemli metin akar gider..
“Odamda Seyahat”.. 1941’de İstanbul Maarif Matba­ası’nda basılan bu eseri Xavier De Maistre yaz­mış. Genç bir adam düello neticesinde 42 gündür ha­piste­dir ve kaleme sarılır. 1794’te Paris’te basılan eser, ki­taba olan özlemi anlatır.
11-“Evimizin Kütüphanesi”.. Muzaffer Gökmen yazdı. Ak­şam Kitap Kulübü’nün 1966’da Tan Matba­ası’nda basıp yayınlandığı bu kitap, kitapların kitabı olarak üniversite yıllarımda başucumda dururdu, hala öy­lece aynı yerde durur.. Benle uyur, benle uyanır.. Ki­tabın yayınlanma­sında emeği geçen rahmetli Bilgin Peremeci ağabeyimi rahmetle anıyorum.
12-“Dünya Edebiyatından Tercümeler”.. Klasikler Bibliyog-raf­yası olarak tanımlayabileceğimiz bu eseri yazan Ad­nan Ötüken, 1940-48 yılları arasında ülkemizde yayın­lanan klasik eserleri tanıtıyor. Klasikler’in yayınlanmasını Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel başlatmıştı. Adnan Ötüken’in bu eseri 1949 yılında Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bastırıl­mış. Fransız, Yunan, Alman, Rus, İspanyol, İngiliz, Latin, İslam, Macar, İtal­yan, İskandinav, Çin, Hint, Amerikan, Eski Türk ve Babil klasiklerini kitapta bu­luyoruz.
13-“Kitaplar ve Portreler (Mehmet Akif’ten Günü­müze)”.. Ni­hat Sami Banarlı.. Kubbealtı Neşriyatı, 1985.. Ki­tapta herkes var.. Yahya Kemal.. Halide Edip.. Yakup Kadri, Orhon Seyfi Orhon ve diğerleri..
14-“Kitap Şuuru”.. Nevzat Kösoğlu.. Ötüken Yayı­nevi, 1994.. Yazar şunu buyuruyor: “Milli Kültür ha­reke-timiz tabii ve zaruri olarak Kuran’dan başlaya­caktır. Bunun için Türk aydını, Kuran ile doğrudan temasa geçirilmeli ve bol bir neşriyat ile bu tema bes­lenme-lidir”. Neden zaruret kelimesini koymuş ya­zar?.. Bu söylediğinin tam tersi olamaz mı?.. Evrensel, ulusal ve yerel kültürü özümsemiş bir Türk aydını, adım adım Kuran’a yakla­şıp, en güçlü donanıma sa­hip ol­duğu zaman Kuran’ı kavrarsa, daha sağlıklı, daha sağlam, daha mantiki, daha insani, daha gerçekçi ol­maz mı?.. Boş kafaya Ku­ran dolduracak yerde, dolu kafayı Kuran kucaklasa, daha anlamlı olmaz mı Nev­zat Efendi?..
15-“Kitapsız Toplum”.. Olcay Yazıcı.. Ötüken Yayınevi, 1994.. Kitapta Fotokopi Aydınları diye bir bölüm var. Ülkemizin kültürel sığlığını, Fotokopi Aydınları, Vitrin Aydınları, Ansiklopedik Aydınların oluştur­duğu bir saçayağının egemenli­ğine bağlayan yazar, hafifliğin da­yanılmaz ağırlığı al­tında ezilen bir aydın tipini kitaplara bağlı olarak çö­zümlüyor.
16-“Çınaraltı Kitap Sohbetleri”.. Dursun Gürlek.. Timaş Ya­yınları 2005.. Nefis bir kitap.. Anlaşılır bir Osman­lıca kültürle, yine anlaşılır bir eski dil yardı­mıyla ya­zılmış olan kitap bizi eski kültürümüze ke­yifle ilerle­tiyor. Ki­taptan bir anekdot alıyorum: “Ab­dullah Cev­det, bir gün Süleyman Nazif’in kabrini ziyarete gider. Ünlü şair aşağıdan seslenir: Ey Abdullah Cevdet Efendi!.. Hayatta iken seninle hiç iyi geçinemedik. Fakat zi­yaretin­den dolayı çok memnun oldum. Bu yetmez, tez za­manda seni gece yatısına bekliyo­rum!..”
17-“Yazmak Eylemi”.. Ferid Edgü.. Yapı Kredi Ya­yın-ları, 1996.. Bu müthiş keyifli kitabı bana, Sevinç Ha­nım arma­ğan etmiş.. “Sevinç’ten sevgiyle.. 13 Eylül 1996” diye im­zalamış. Bu Sevinç Hanım, çok eskiden bana güzel ki­taplar alıp, kitapların bazı satırlarının al­tını çizerek he­diye eden esrarengiz bir kitapseverdi, ne demek istedi­ğini anlayamazdım, hiç de sormaz­dım, önceleri ürker­dim kendisinden, çünkü ünlü bir adamla evliydi, ama çok uzun yıllar sonra arkadaş ol­duk. Değerli, yardımse­ver bir yüreği olan, kültür dostu, bir insanoğlu insan­mış.. Şimdi geceleri, Facebook’tan ona “Ayol Sevinç, yine entel dantel mi takılıyorsun?” diye matrak mesajlar atıyorum. Hiç kızmıyor vallahi.. Bu kitap onun hatırası­dır..

 

Gelelim Ferid Edgü’nün “Yazmak Eylemi” kitabına..

Bu kitapta bir kitap yazımının nasıl sonsuz biçimleri ola­cağı belirtiliyor. Yani deniyor ki, bir kitap binlerce deği­şik üs­lupla yazılabilir..

Raymond Queneau’nun Exercises de Style (Üslup Alıştır­maları) isimli kitabı önce örnek veriliyor. Raymond Efendi, Paris’te bir otobüste geçen düşsel bir olayı, 100 değişik üs­lupla anlatmış.

Edgü de, kendi uydurduğu bir öyküyü 101 farklı bi­çimde yazıp bize sunuyor. Aynı amacı taşıyan 101 farklı metin olabi­liyorsa, 1001 farklı metin de olabilir diyor. Çok ilginç..

İlk yazdığı ana metin şöyle:

“Beyoğlu.. Tüm dükkanlar kapalı.. Hemen hemen tümü. Açık olanlar yalnız banka ve sinemalar. Anarşistlerin marifetiy­miş. Es­nafı tehdit etmişler. Esnaf da korkmuş, açmamış kepen­gini. Bu­günkü gazetelerde konuyla ilgili bir haber yok..”

Ferid Edgü, bu ana metinle işe başlıyor ve bize 100 tane daha bambaşka metin sunuyor. İnsanın ağzı açık kalı­yor. Üs­lup o kadar faklılaşıyor ki.. İnanılmaz.

Ferid Beyefendi’nin son sözü şu: “Üslup kişinin kendisi­dir sözü doğruysa, her üslubun da bir kişiyi yarattığı varsayıla­bilir.. Kandilli.. Mart, 1980”

Yaşar AKSOY

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 × 1 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ