Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yaşar Eyice

NARLIDERE'YE YENİ PARK

– NARLIDERE’YE YENİ PARK

Narlıdere Belediyesi tarafından, merhum meclis üyesi Haydar Gültekin adına yaptırılan park alanı, düzenlenen törenle hizmete açıldı.

Duygusal anların yaşandığı törende, aile bireyleri ve sevenleri Gültekin ile ilgili düşüncelerini paylaştı.

Başkan Ali Engin ‘Adını verdiğimiz bu parkta çocukların sevinci, ağaçların meyveleri Haydar kardeşimizin anısını yaşatacak’ dedi.

*-OTELLER TAM KAPASİTE ÇALIŞIYOR

15. IF Wedding Fashion İzmir – Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı, yurtiçi ve yurt dışından 2 binin üzerinde katılımcı ile kent ekonomisine de hareketlilik getirdi.

Otellerde doluluk oranları yüzde 100’e ulaştı.

Restoranlardan kafeteryalara, ulaşımdan alışverişe kadar turizm ve hizmet sektörünün canlılığı pandemi nedeniyle zor günler geçiren esnafa nefes aldırdı.

*- TUR İÇİN SAHAYA ÇIKIYOR

İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Hentbol Kadın Takımı, EHF Cup 3. tur ilk maçında 6 sayı farkla mağlup ettiği Portekiz’in Madeira Andebol SAD ekibi ile 20 Kasım Cumartesi günü rövanşa çıkacak.

İzmir ekibi turu geçerse son 16 takım arasına adını yazdıracak.

*- GALATASARAY-FENERBAHÇE MAÇININ HAKEMİ

Spor Toto Süper Lig'in 13. haftasında Galatasaray Nef Stadyumu'nda ezeli rakibi Fenerbahçe'yi ağırlayacak. Galatasaray-Fenerbahçe maçının hakemi ise Halil Umut Meler oldu.

*- HEP AYNI HİKÂYE; ‘SEVİYORUM!’

Dergilere göz atarken gözüme takıldı!

İzmir’de sahne alanlar da, İzmirliler sayesinde mal mülk sahibi olanlar da, bir yerlere gelenler de, bir ağız etmişçesine ‘İzmir aşığıyım!’ diyorlar…

Acaba gerçekte öyle mi?

Bir zamanlar Amerikalı bir yat kaptanı vardı…

Yunanistan’da bir armatörü dolandırmış, yatını alarak kaçmıştı.

O zamanlar Yunanlılarla dostluk şarkıları söylemiyorduk…

Sadece bir iki Ege’nin kıyı kentindeki belediye başkanları ile bazı dernek yöneticilerinin şahsi girişimleri ile ön adımlar atılıyordu.

Bunun ilk adımını atanlardan biri de Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven idi..

Ama Dikili sahilindeki düzenlemede ‘kırmızı’ renkli taş kullandığı için ‘İşe komünistliğinin kanıtı!’ diye tanıtılıyordu…

İşte o dönemde, Amerikalı Yat Kaptanı ‘Kuşadası Limanına’ geldiğinde, İnterpol tarafından arandığı için yakalandı…

‘Ben Türk dostuyum!’ diye ifadeler verdi, Yunanlıları kötüledi…

‘Ben sizdenim! Yunanlılar yalan söylüyor!’ gibi laflar etmesine rağmen yargılanmak için Söke Cezaevi’ne konuldu…

Arşivlerden haberleri bulunabilir…

Birçok yetkili kişi gibi, nereden buldularsa bana da büyüğümüz ‘üstat gazeteci Aydın Bilgin’e Amerika’dan değişik isimlerle sayısız Amerikalı Kaptan’ın kurtarılması ve Yunanlılara teslim edilmemesi için teleks mesajları gelmeye başladı.

Hepsinde vurgulanan ‘Türk dostu’ olduğu idi…

Bakanlık ve genel müdürlüklerden izin alarak Söke’ye gidip bu Amerikalı Türk Dostu, Yunan düşmanı (!) Amerikalı Kaptan ile görüşme yaptım…

Hatta yasak olmasına rağmen Türk tatlıları götürdüm…

Yayınlar yaptık, görüşlerini anlattık…

Yani durumunu ağzından anlattık!

Biz de buna inanmıştık!

Sonuçta mahkeme Yunanlı Armatöre borçlarını ve ziyanlarını ödemesi şartı ile serbest bıraktı…

Ve o zaman belki de hayatımın en büyük hatalarından birini yaptığımızı anladım…

Çünkü bu Amerikalı Kaptan, Yunanlılarla birlikte olup Türkiye’yi ve cezaevlerini kötüleyen beyanat üzerine beyanat verdi…

Bir numaralı Yunanlı dostu olmuş, tabii ki bu arada bir numaralı Türk düşmanı da…

Görmesem, yaşamasam adamın anlattıklarına inanacağım…

Neler neler anlattı…

Amerika’daki gazetelerde de sözleri yayınlandı…

Bu hainliği ‘izmir dostuyum!’ diyen bazı kişilerde hatta siyasilerde de gördüm…

Menfaatleri gidince ‘İzmir’i terk edeceğim!’ diyenleri de…

Yakın zamanda da bunlardan örnek verebilirim…

Hatta hafızalarını biraz zorlayan İzmirliler bunları anımsayacaklardır.

Bir zamanlar bir Alman Müze soyguncusu Max vardı..

İri yarı dev bir Alman domuzu…

Aynen Amerikalı Kaptan gibi ikili oynamıştı…

Ona da cezaevlerinde ‘pozitif ayrımcılık’ yapılmıştı…

Nedense bizlerde hep yabancı hayranlığı vardır…

Türk misafirperverliği yalnız işyerlerimizde, konutlarımızda değil, resmi dairelerimizde de öne çıkmaktadır…

Duygusallığımız da…

İşte bundan yararlananlardan iki örnek vermeye çalıştım…

İçimizdeki yerli hainleri de çoğumuz biliyoruz…

Ama nedense ‘duygusallıktan (!)’ görmezden, duymazdan geliyoruz…

Napolyon’u seviyoruz da ondan, herhalde…

Ya da ‘yeşil’ renkle kağıt parçalarını…

Yaşar Eyice

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 × 5 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ