Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yaşar Eyice

TATLI DİLDEN SONRA

1971 yılında başımdan geçen bir olayı anlatayım:
12 Mart 1971 darbesinden, daha doğrusu muhtırasından sonra İzmir Sıkıyönetim Komutanı Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Cemal Süer olmuştu.
Bir süre sonra ‘tanışmak’ için İzmir’deki gazetelerin yetkilileri ile bürosu bulunan medya kuruluşlarının temsilcilerini Konak’ta Atatürk Kültür Merkezi’nin karşısındaki karargâh binasına davet etti.
Demokrat İzmir Gazetesini temsilen beni gönderdiler.
Yani hiç kimse gitmek istememişti.
Bizi komuta kademesi çok iyi karşıladı…
İkramlarda bulundular…
Basın ile ilgili çok güzel laflar ettiler.
Sanki ağızlarından bal akıyordu…
Tabii benim gibi herkes memnun…
İçlerinde en genç ve tecrübesiz benim…
Çünkü spor muhabiri idim ve önemli olaylarda istihbarata hem yazı hem de fotoğraf desteği veriyordum.
Hem yazan hem de fotoğraf çeken birkaç kişiden biri idim.
Çünkü foto muhabirleri ayrı idi…
Onlar sadece muhabir ile birlikte gider, onun istediği şekilde görüntü alırlardı.
Bu yüzden sık sıkı muhabir ile foto muhabiri arasında dalaşma çıkardı.
Sonuçta muhabirin dediği olurdu ama herkes ve davet sahipleri ‘Gazeteci’ olarak fotoğraf çekeni kabul eder, ona daha fazla hürmet gösterirlerdi.
Çünkü gazeteye girecek görüntüyü o alıyordu.
Ama girecek kareyi seçen ya yazıişleri müdürü idi ya da muhabir idi..
Yıllardır bu böyle oldu, bu günlere gelindi…

*- ZEHİR GİBİ…
Davetliler ikramları aldıktan sonra, keyifler yerinde, Sıkıyönetim Komutanı Koramiral Cemal Süer’i dinlemeye, talimatları almaya başladık.
İlk ve son cümleyi söyleyeyim:
Sıkıyönetim Komutanı Koramiral Cemal Süer, ‘Arkadaşlar sizi çok seviyoruz. Sizinle çok iyi bir çalışma yürüteceğiz. Biz sizden sadece ricada bulunuruz. Ama bizim ricalarımız emirdir, emir!., İsterseniz yapmayın da (‘a…s…) diye okkalı bir küfür savurdu…
Birden buz gibi bir hava esti…
Kimsede çıt yok…
Kerli ferli diyeceğimiz büyüklerimizin o halinin görülmesini çok isterdim…
Yani kimse bir şey yapmadı, yapamadı…

*- ‘HAZIROL’ da TUTTUM
Ben ne yaptım?
Sıra fotoğraf çekimlerine geldi…
Ben ‘Selam verirken’ görüntü almak istedim…
Dinledi..
Sanki stüdyo çekimi yapıyor gibi, en az 3 dakika heykel gibi poz verdirdim..
En sonunda sabrı taştı ‘Yeter!’ dedi…
Halbuki benim işim belki de 10 saniyede bitmişti..
Peki olayı öğrenen gazetemiz o günler geçtikten sonra ne yaptı?
Koramiral Cemal Süer emekli olduktan sonra Konak’ta vilayet konağının hemen bitişiğindeki Yeni Karamürsel mağazalarının Genel Müdürü oldu…
Hemen her gün ‘Bakkal Cemal’den haberler yapılmaya başlandı.
Bu arada binanın kaçak olduğunu muhabirlerimiz belirlemişti.
Yayın üzerine yayın yapıldı ve bu bina yıkıldı, yönetim de ‘Bakkal Cemali’ ikinci kez emekli etti..
Yani işine son verdi…
Yani; insanlar bazen ellerindeki gücü karşısında çaresiz kalanlara karşı kötü bir şekilde kullanabilirler…
Ama sonuçta bir hiç olurlar…
Yıllar sonra bile bir şekilde dillendirilirler…
Yaptıkları ile kaldıklarını sanırlar ama hiç öyle değildir…
 

Yaşar Eyice

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

four + thirteen =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ