Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yaşar Eyice

*- ZELENSKİ’ye DANK ETTİ!

Şu komedyen Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski var ya, hani ülkesinde çoluk çocuk, kadın yaşlı herkese rezillik ve ölümle sonuçlanan dramı yaşatan adam az önce şu açıklamayı yaptı:

‘NATO'ya üye olmayacağımız duyduk, kabullenmemiz gerek!’

‘Günaydın mı?’ desem, ne desem?

Geçenlerde yazdım:

Savaşın sona ermesi AMERİKA ve elindeki NATO’nun elinde…

Tahrik edilen Putin’in elinde değil…

Amerika şimdi yalnız dünya silah piyasasını ticaretini değil, ekonomisini de eline geçirdi.

Öyle ki Avrupa ülkeleri de onun su yoluna girmek zorunda kaldılar.

Tekrarlıyorum:

‘NATO geri çekiliyoruz!’ açıklamasını yaptığı an, Rusya’da, kendi ülkesindeki aykırıların istedikleri gibi geri çekilir.

Zaten hep söyledikleri nedir?

‘Bizim hiç kimseyi ele geçirme ve işgel etme planımız yok!’

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski yaptığı açıklamada, “NATO’ya üye olmayacağımızı duyduk. Gerçek bu. Bunu kabullenmemiz gerek” açıklamasını yaptı.

Yakında yıkımların durdurulması için benzer açıklamalar yapacağını söyleyebilirim.

Nasıl herkesin yıllardır korkulu rüyası olarak bilinen ve tanıtılan Rusya’da ‘Savaşa hayır!’ diyenler olduğu gibi Ukrayna’da da dolaylı yönden Avrupa ülkelerinin tutumu yüzünden önemli tepkiler var..

Ama bunlar yansıtılmıyor…

Savaşı isteyen maceraperestler ve ganimetçiler var, bazı ülkeler gibi…

Bunlar da büyük para babaları ve sanayiciler gibi kandan besleniyorlar.

Biz ne dedik?

’60 yıldır Avrupa Birliğine tam üyeliğimizi bekliyoruz!’

Konuyu, AB’de telekonferansla bir konuşma yapan ve ayakta alkışlanan Zelenski’ye söyleyeyim:

‘Avrupa Birliği’ne de alınmayacaksınız… Çünkü tüzük açık ve net… Mağdursun diye dileğin yerine gelmez…

Baksana 2 milyon 800 bini geçen savaştan kaçanları meyve suyu ile karşılıyorlar.

Hatta bazı yerlerde çocuklara oyuncak da veriyorlar…

Hepsi bu kadar…

Nasıl çiçek yağı gemileri bizim bazı insanlarımız davul zurna ile karşılayacak kadar seviniyorlarsa, sessiz sinema seyircileri de ‘Amanın ne güzel!’ diye bazı kişileri alkışlıyorlar…’

Artık zaman ve enerji kaybına gerek yok…

‘Geçmiş olsun’ bile denilmeyen önceki Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ nin Türkiye’nin kendi kendine yetecek önemli bir projesi vardı…

Bu ne oldu?

Devlette daimilik vardır…

Acaba büyük masraflar yapılarak işleme konulan, partili partisiz hemen herkes tarafından da olumlu bakılan bu proje ne oldu?

Sanıyorum birçok kişinin bundan da haberi yok…

Çünkü yazan çizen anlatan yok…

Herkes maalesef ‘Kral öldü yaşasın kral’ diyerek kendi çıkarlarını korumaya çalışıyorlar…

Konuşun be kardeşim, konuşun…

Bu memleket bizim…

*- BÜYÜYÜNCE BÖLÜNDÜLER

Şimdi bizim bölgemizi yakından ilgilendiren bir konuya daha değineceğim.

Bir zamanlar Motosiklet ve Bisiklet Federasyonları tek çatı altında idi.

O kadar büyüdüler ki, ayrılmak zorunda kaldılar, milyonlara daha iyi hizmet verebilmek için…

Şimdi hem motosiklet tutkunları hem de bisiklet meraklılarının sayıları milyonları aşıyor.

Bunların keyfini gençler biliyor…

Özellikle Türkiye ve Avrupa turunu motosikletleriyle yapan kızlı erkekli guruplarımızın sayısı hiç de az değil…

Ve de yaş sınırı da yok…

Bugün açıklandı:

57. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nda 25 profesyonel takım ve 175 bisikletçi, Bodrum'dan İstanbul'a 8 günde 1303 km kat edecek.

Türkiye Spor Yazarları Derneği tarafından duyurulduğuna göre:

57. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda 25 profesyonel takım ve 175 bisikletçi, Bodrum’dan İstanbul’a 8 Günde 1303 Km kat edecek.

‘Tarihe, Doğaya Saygı…

Bodrum’dan İstanbul’a… Kıtalararası Rekabet’ olarak adlandırılan, tanıtılan bisiklet turunun parkurları da şöyle:

10 Nisan : Bodrum –  Kuşadası,

11 Nisan: Selçuk (Efes) – Alaçatı

12 Nisan: Çeşme – İzmir (Karşıyaka)

13 Nisan : İzmir (Konak) – Manisa (Spil)

14 Nisan : Manisa – Ayvalık

15 Nisan : Edremit (Akçay) – Eceabat (57.Alay Şehitliği)

16 Nisan : Gelibolu – Tekirdağ

17 Nisan : İstanbul – İstanbul

*- TANITIMDA ÇOK ÖNEMLİ

Özetle;

Dünyanın en önemli profesyonel takımlarının, Dünya ve Olimpiyat madalyalı sporcular ile Türk sporcular ve genç yeteneklerin yer alacağı organizasyonda 14 ülkeden 25 takım ve toplam 175 sporcu yarışacak. 7 WorldTour takımının yer alacağı Tour of Türkiye’de 12 Pro Takım ve 6 Kıta Takımı pelotonda mücadele verecek.

Katılımcı sporcular arasında Fransa Turu, İtalya Turu gibi önemli organizasyonlarda etap ve genel klasman liderliğine ulaşan, Olimpiyat madalyalı isimler de yer alacak. Bunun yanında Türk sporcuların yarıştığı Türk ve 2 yabancı takım de parkurda olacak.

*- NASIL BİR DÜZEN

Geçenlerde konuşuyor, şu sorunun karşılığını arıyorduk!

Soru şuydu:

‘Bir mafya düzeninde esas olan nedir?’

Herhalde filmlerden olan konulardan esinlenerek bu konu açıldı.

Şu karara vardık:

‘Baba’dır!’

Herhalde meşhur ‘Baba’ filminden etkilenerek böyle düşündük…

Bizde de ‘Baba’ filmleri var ama çoğu komedi…

Güldürmek için yapılmış…

Bizdeki ‘Kabadayı’ kültürü de ele alınıyor filmlerde…

Bu düzende, ‘Baba’ için herkes ve her şey feda edilebilir…

Hem karşıdan hem de kendi tarafından…

Peki neden?

Söyleyeyim:

‘Haksız ve haram bir zenginliği bırakmamak için!’

Bu sonucu belirtenler de genelde araştırmacılar ve akademisyenler…

Biraz da bu işin içinde olanlar…

Ama bizler ‘Baba’ sözcüğünü kutsal sayarız…

Evini, ailesini, çevresindekileri himayesine alırlar…

Peki; normal insani bir yönetim sisteminde esas olan nedir?

Yine tek sözcükle yanıt şu:

‘Yönetilenlerdir!’

Yöneticiler yönettikleri için kendilerini feda ederler.

Başarısız olurlarsa rahatlıkla bırakırlar.

Yanlış yaparlarsa cezalandırılırlar.

Haksız bir zenginlik olmaz!

Çünkü sistem izin vermez…

Sonuç ‘Mafya sistemi’ hiçbir zaman ‘insanı bir yönetim sistemi’ değildir…

*- ÇİLLER DOSYASI

Bunları anlatırken ‘90’ların karanlığı Çiller’in enkazı’ diye bir tv programı izledim.

‘Faili meçhuller, devalüasyonlar, yolsuzluklar…’ yani bazı dosyalar konuşuluyordu.

Canlı yayına, bir de Salih Önel isimli kişi katıldı…

Tansu Çiller Başbakan iken partinin genel sekreteri imiş…

Sonra Salih Önel ‘Aydınlık Türkiye Partisi’ni kurmuş, ‘Cumhuriyetçi ve Atatürkçüyüz’ diyerek partinin politikasını açıklamış…

41 ilde teşkilatlanmayı sağlayınca da, önce CHP’yi ziyaret ederek ‘Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayımız olsun, partimizi de 6 partinin arasına alsın’ demiş…

Bu arada diğer parti başkanları ile görüşürken ‘Hemşehrim’ dediği önceki genel başkanı ve başbakan Tansu Çiller’i de ziyaret ederek çalışmalarını, görüşmelerini anlatmış…

İşte bundan sonra bir tuhaflık yaşanmış…

Eski sağcı milletvekilleri teşkilatlarını arayarak, ‘Biz Tansu Ciller adına konuşuyoruz’ deyip talimatları ve sözlerini vermişler.

Sonuç; Salih Önel istifa etti,

Bu ayın 26’sında, secime girme hakkı olan Aydınlık Türkiye Partisi yeni başkanını seçecek.

En çok adı geçen de, ‘Altın tepsi ile sonuldu’ denilen Tansu Çiller…

Sonucu yakında öğreneceğiz…

Şimdi size İzmir’de tanınmış bir isim olan Fevzi M. Gültekin’den bir alıntıyı paylaşayım:

 

*-  BİR KADIN DÜŞÜNÜN…

 

Oğlu; alkol ve uyuşturucu kullandıktan sonra gelinini o gece her zamankinden fazla, kum torbasını döver gibi dövüyor ve kıyameti duyan komşuları hemen polis çağırıyor.

Kadın olayı öğrenince hemen avukatlarını alıp oğlunun evine yetişiyor ve gelininin halini görmezden gelip, polislerin zabıt tutmasını engellemeye çalışıyor ama zabıt tutuluyor.

Bunun üzerine gelinine dönüp şikâyetçi olmamasını, eğer olursa 2 çocuğunu bir daha göremeyeceğini söylüyor.

Gelin, olaydan sonra iki çocuğunu komşulara emanet edip, zabıt tutan polislerle birlikte hastaneye gidiyor ve neredeyse 10 ayrı başlıkta tanımlanan şiddet izi raporu alıyor.

Sonrasında mahkeme kadının oğluna gelinin yaşadığı eve yaklaşmama ve evden uzaklaştırma kararı veriyor.

Sonra ne mi oluyor?

Ev, kadına ait olduğu için hemen tahliye kararı aldırarak gelinine evi boşalttırıyor ve gelin iki çocuğu ile kapı dışarı ediliyor.

Peki;

Oğlunun gelinine yaşattıklarına göz yuman ve torunlarının annesine eziyetten kaçınmayan bu kadının kim olduğunu biliyor musunuz?

Maalesef ki bu kadın;

Adı da,; T.Ç.

Kısacası; kadına, çocuğa, hayvana ve doğaya şiddetin, eğitim ile görgü ile adap ile para ile alakası yok.

Merhametli olmak ile insan olmanın erdemini taşımak ile, vicdanlı olmak ile alakası var.

Çocuklarınızı en iyi okullarda, başarılı olma hırsı ile okutabilirsiniz…

Ama onlara iyi, dürüst, vicdanlı, ahlaklı, merhametli olmayı öğretemedikten sonra aldırdığınız eğitimin hiçbir anlamı yok…

Bu arada belirteyim benzer konularda çok dosya var…

Belki ‘Star Gazetesi’ olayını ve bankalara el konulması ile ilgili bazı kulis konuşmalarını da anlatırım…

 

Yaşar Eyice

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

seventeen + 9 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ