Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yaşar Eyice

PAZARTESİ GÜNÜ'NE HAZIR

7 yıllık aradan sonra sessiz sedasız dönüş yaptığı kanal34.tv ekranlarında fırtına gibi esen Türkhaberler 6 Eylül Pazartesi günü yine 3 çarpıcı konuyla seyircisi karşısına çıkmaya hazır.

Yapım ve sunuculuğunu Cemal Bilge'nin yaptığı TURKHABERLER 6 Eylül Pazartesi günü kanal34.tv'de saat 14.00'de yayınlanacak programında 3 özel ve çarpıcı konuya yer veriyor

Muammer Yaşar ve Vildan Görmez'in birlikte takibini yaptıkları ve takip sonunda Seydikemer'de ormanlık alanda yaşadığını tespit ettikleri bir şairin öyküsüyle başlayacak olan program Cemal Bilge'nin Bursa Osmangazi İlçesi Kent Meydanı'nda günlerdir kan verecek gönüllülerin yolunu gözleyen Kızılay kamyonunun haberiyle devam edecek.

Programın üçüncü ve renkli konusu ise Bodrum'dan geliyor. TURKHABERLER, Reşat Nuri Güntekin'in 1922 yılında yazdığı Çalıkuşu romanında adı geçen ve geçtiğimiz yıllarda hayata veda eden roman kahramanı Feride'nin öz yeğenlerinden Nurgül Vurucular'ın Bodrum'da kurduğu ve Çalıkuşu adını verdiği Kültür ve Sanat Derneği'nin fasıl grubunun geçtiğimiz günlerde bir otelde verdiği Atatürk şarkılarından oluşan konseriyle son buluyor.

Her hafta olduğu gibi önümüzdeki haftaya da bomba gibi 3 konuyla girecek olan TURKHABERLER 3 haftada elde ettiği başarısını bu hafta ikiye katlayacağa benziyor.

6 Eylül Pazartesi günü saat 14.00'de yayınlanacak programın hissedilir bir başarıyla yoluna devam ettiğini söyleyen program yapımcısı ve sunucusu Cemal Bilge, ‘Gelecek haftalarda daha çarpıcı konu ve konuklarla izleyicimizin karşısına gelecek ve TURKHABERLER'in 7 yıl önceki başarılı günlerine kısa zamanda dönmesini sağlayacağız’ dedi

 

*- HADİ ŞİMDİ BAŞKA KAPIYA…

Namık Kemalli, benim için ‘Şair ve yazar’ dostumuz Mehmet Ali Özeriç aklımızdan geçenleri kaleme almış:’’

‘Kız voleybol takımının başarısı tesadüf değildir.

Alın teri var, akıl var, cesaret var ve de inanmışlık…

Ve de; Atatürk kızları olmanın bilinci!

Bilirim!

Şimdi bu başarıdan birileri pay almak için sıraya girecekler…

Reddediyorum bu çakalları!

Siz ki: bu pırıl pırıl çağdaş sporcu kızlarımıza hakaret eden, aşağılayıcı sözlerle onların şevklerini kırmaya çalışan düşkünlere bir tek söz etmediniz!

Onların çakalların önüne atılmasına göz yumdunuz!

Bu başarıdaki tek payınız, lüzumsuzları memnun etmek için içinde olduğunuz suskunluktur…

Hadi şimdi başka kapıya!..

Ben de Mehmet Ali Özeriç’e bir ekleme yapayım:

Nedir o Federasyon Başkanının hali?

Ona mı kaldı, dakikalarca TRT Genel Müdürünü met etmek, aklamak…

Milletin parasıyla değil mi?

O lüks, şatafat ve belli zihniyet yayınları gözden kaçabilir mi?

Çok söylenecek söz var bu kadarı yeter!

""

*- DİZİNİ KIRMAYACAK

İnsanlık tarihinde ‘Güzellik’ önemlidir.

Her çağda da farklı düşünceler ve akımlar olsa da seçicilik bakımından dikkate alınmıştır.

Hürrem Hanım’dan öğrenmiştim;

İlk çağlardan bu yana güzellik ve güzelliğe bakış olgusu hep inceleme konusu olmuştur.

Tabii ki ilgi çekmek için, yazıların yanına, son derece fazla resim, yontu lazım.

Bu kitabı ya da araştırmayı görsel bir şölene dönüştürüyor.

Son zamanlarda öne geçen konular şunlar:

‘Eski Yunan’da Estetik İdeali’, ‘Apollon ve Dyonisos’, ‘Oran ve Uyum olarak Güzellik’, ‘Ortaçağda ışık ve renkler’, ‘Canavarların güzelliği!’

17 büyük başlık içinden bunlar dikkatimi daha çok çekti…

Özellikle Canavarların Güzelliği!

Hâlbuki bizler insanın özellikle yürek güzelliğinin yüzüne vurduğunu biliyoruz.

Ruh güzelliğinin güzelliğine de önem verenlerdeniz.

İçimizdeki ‘canavarların’ güzelliği olabilir mi?

Bu konuda çok alıntı yapacaktım ama geniş yerim yok.

Pandemi sonrasında Hürrem Sultan’la konuşunca çok daha fazla bilgi veririm…

Ben bu haftanın da günlerimizin de güzellikler içinde keyifli olarak geçmesini diliyorum.

 

*- ÇARKIN DİŞLİLERİ

19’ncu yüzyılla birlikte insanlık doğadan yani güzelliklerden kopmuştur.

Duygulara yer vermeyen kapitalist bir endüstri çarkının içinde özellikle kadınlar kaybolmuştur.

Afganistan örneğinde gördüğümüz, duyduğumuz, bildiğimiz gibi kadınların yapması gereken ilk iş, içlerindeki doğal sesi keşfetmek!

Peki bunu başarabilirler mi?

Ülkemizde ve özellikle İzmir’de görüyoruz;

Kadınların içlerinde yatan sınırsız güç ve yaratıcılık öncelikle sporla ortaya çıkabilir.

Bunu bizim kızlarımız, örneğin ‘’File’nin sultanları’’ gösterdi.

Hepsi düzgün Türkçe ve düzgün İngilizce (Yabancı dil) konuşuyor.

Kendilerini yemek isteyen Kurtlara da ‘İzmir Marşı’ ile yanıt verdiler.

Tabii ki bu güzellikleri yaşamak için sabır lazım…

Bir zamanlar ‘Karikatürist’ Gazeteci Erdoğan Özer büyüğümüz vardı.

Genç yaşta kaybettik…

İşte o ağabeyimiz bir karikatürü ile ‘dünya birincisi’ olmuştu, Usta Foto Muhabiri Mehmet Ali Okumuş’un Menemen’deki bir amatör maçta çektiği görüntü ile ‘Dünya Birincisi’ olduğu gibi…

Erdoğan Özer’e sormuştum;

‘Bu nasıl oldu?’ diye…

Yanıt ‘Sabırla’ olmuştu…

Aynı sahnedeki çizgileri günlerce ve binlerce kez yılmadan çizmişti.

Biliyorsunuz, ‘Yalı Çapkını’ kuş İzmir’in simgelerindendir…

Geçenlerde ‘Yalı Çapkın’ının suya dalış anının görüntüsünü gördüm…

Merakla inceleyince, bu dalış anı için, ödüllü yaban hayatı fotoğrafçısı Alan McFadyen’in, altı yıl boyunca, 720 bin fotoğraf denemesi yaptığını öğrendim.

Yani bu güzelliği yakalamak için ne kadar sabırlı davrandığını göstermiş oluyor.

Geçenlerde Bornova’da kadın forumu yapıldı, 30 ilçede sürdürülecek.

Ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı açık ve net şunu söyledi:

‘Kadınlar dizini kırıp evinde oturmayacak!’

Bornova’dan tüm dünyaya şu mesaj verilmişti:

‘Kadınlar dizini kırıp evinde oturmayacak, istediği yerde kahkaha atacak. Dilerse kariyer yapacak dilerse anne olacak, dilerse her şeyi başaracak!’

Şunu da belirteyim:

Geçtiğimiz on yılda üç binden fazla kadın, erkek şiddeti nedeniyle aramızdan ayrıldı. DHA

Yaşar Eyice

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 + three =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ