DOLAR 32,3883 0.21%
EURO 35,0898 -0.02%
ALTIN 2.325,280,26
BITCOIN 2280357-0,35%
İzmir
23°

AÇIK

üst menü altı

VEKİL POLAT ÖNDERLİĞİNDE CHP'DEN KOZAK ÇIKARMASI

ABONE OL
1 Ağustos 2021 09:18
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kendisine bağlı 17 köyü ve dünyaca ünlü fıstık çamları bulunan Kozak Yaylası’nın geleceği büyük tehdit altında. Kozak için tehlike çanları bundan 10-15 yıl çalmaya başlamıştı.

Olağanüstü güzelliklere ev sahipliği yapan Kozak Yaylası’nda bulunan asırlık fıstık çamları on beşe yıla yakın bir süredir tespit edilmemiş bir sorun nedeniyle kuruyor. Ucu bucağı olmayan fıstık çamlarıyla kaplı Kozak’ın bu sorununun çözümü için uğraşan CHP Milletvekili Mahir Polat, bölgeye yaptığı sayısız gezinin ardından bu kez yanına Sözcü Gazetesi’nden Saygı Öztürk meslek büyüğümüzü ve Habertürk’ten Bülent Aydemir’i de alarak Kozak’a deyim yerindeyse çıkarma yaptı.

‘YILLAR SONRA YENİDEN BERGAMA’DA’

Tesadüfen öğrendiğim bu geziye katılan ben  bölgeye yıllar önce altın madeni direnişleri sırasında gelmiş ve çok sayıda köyü de gezerek durumu yerinde gözlemlemiştim. Yıllar sonra bu kez fıstık çamında yaşanan nedeni bilinmeyen hastalık nedeniyle yeniden gelmek istemezdim. Ancak sorunun taraflarıyla biraraya gelerek onları dinlemek de önemli. Bu araştırma gezisini planlayan ise CHP YDK Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat.

Aynı zamanda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı da olan İzmir Milletvekili Mahir Polat, beraberinde CHP Genel Başkan Başdanışmanı Veli Özdemir, CHP TBMM İklim Değişikliği Komisyonu Üyesi, İzmir Milletvekili Murat Bakan, Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, Bergama Ticaret Odası Başkanı Fikret Ürper, Bergama Belediyesi eski Başkanı Mehmet Gönenç olduğu halde köyleri tek tek gezen Polat, son olarak Yukarıbey Köyü’ndeki bir köy kahvesinde 17 köy muhtarı ile toplantı yaptı.

""

‘FISTIK ÇAMLARINI KURUTAN SEBEP NE?

On beş yıla yakın bir süredir göz göre göre kuruyan asırlık fıstık çamlarının neden kuruduğuna, rekoltenin neden yüzde 10’lara kadar düştüğüne dair bir tespit çalışması yapılmış değil. İnanılır gibi değil ama gerçek böyle! Bu doğa harikası yerdeki çam fıstıklarının neden hastalandı? Neden, Aliağa-Foça’daki sanayi kurumlarının yarattığı hava kirliliği mi, sayıları hızla artan taş, granit ve andezit madenleri mi? İklim değişikliği mi, dışarından gelen bir hastalık mı?

Bergama, Dikili, Kınık, Ayvalık, Balıkesir’in güneyini kapsayan Kozak Yaylasındaki yaklaşık 5 milyon fıstık çamı on bin köylünün geçim kaynağı. Çam fıstığının yüzde 80’inin Kozak Yaylası’ndan karşılanıyordu. Ancak on beş yıla yaklaşan sürede ortaya çıkan ve yavaş yavaş fıstık çamlarının içini boşaltan nedeni bilinmeyen hastalık nedeniyle köylüler geçim kaynaklarından oldu.

""

‘KÖYLÜLER FISTIK ÇAMLARINI KESMEK ZORUNDA KALIYOR’

Hal böyle olunca gelir kaynakları ellerinden giden ve ne yapacaklarını bilemeyen, CHP milletvekilleri dışında seslerini duyuracak bir mecra bulamayan Kozak Yaylası’ndaki 17 köyün sakinlerinin fıstık çamlarını ya kestiği ya da arazilerini sattığı haberini duyunca çok üzüldüm. Ankara ve İstanbul’dan gelenlere arazilerini satıp kentlere gidiyormuş artık köylüler. Gençler ise iş bulmak için ya madenlere başvuruyor ya da kentlere göçüyor.

CHP Milletvekili Mahir Polat’ın organize ettiği buluşmaya katılan Bergama Ticaret Odası Başkanı Fikret Ürper, beş milyonu aşkın çam fıstığının bulunduğu Kozak Yaylası’nda sorunun ne olduğunun tespiti için Çam Fıstığı Araştırma Enstitüsü kurulması gerektiğini belirtiyor.

""

BERGAMA TİCARET ODASI BAŞKANI ÜRPER, TESPİT VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ ANLATTI

Köy muhtarları ve biz gazetecilerin bulunduğu toplantıda bir değerlendirme yapan Bergama Ticaret Odası Başkanı Fikret Ürper, tespit ve taleplerini, “Şu andaki verim 300 birime düştü. Yüzde 10 verim şu anda mevcut. İki bin tonluk bir önceki hasatla bugünkü hasat arasındaki farkı düşündüğünüzde arada çok büyük bir fark ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan rakam bu 17 köyün gelirini ve refah düzeyini çok ciddi bir biçimde aşağı çekerken, diğer taraftan da Ayvalık, Dikili, Bergama’nın da gelir seviyesini düşürüyor, etkiliyor. Bu köylerden göç başladı kente doğru. Nüfus yapısı da bozulmaya başladı. Ağaçlar kesilmeye başlıyor bu sefer. Biz oda olarak yaklaşık bu hastalık başladığından beri birçok toplantının  düzenlenmesine vesile olduk. En son birkaç yıl önce yaptığımız toplantıda bir Çam Fıstığı Araştırma Enstitüsü kurulması fikri öne çıkmıştı. Bu da çok doğru olacağını düşündüğümüz bir karar. Önümüzde bir hastalık var. Çam fıstığıyla ilgili sorunlarını aslında ikiye bölmek gerekiyor. Bugün yaşadığımız sorunlar bu hastalığın acil çözümü ve tekrar eski günlere geri gelecek bir çam fıstığı üretiminin olması. Bu hastalığın hızlı şekilde giderilmesi gerekiyor. Ancak bundan daha öte bizim bu hastalığı ya da buna benzer hastalıkları yaşamamak için orta ve uzun vadede böyle bir enstitü-kurumun kurulması gerekiyor. Bergama merkezli olup tüm Türkiye’deki çam fıstığı üretim bölgelerinde de etkili olur. Bu hastalıkların önceden tespit edilmesi, önlenmesi çok önemli. Yurtdışıyla bağlantılı olması gerekiyor. Akdeniz havzasında çok fazla çam fıstığı var. Ve bize gelen bu hastalık da dışarıdan gelen bir hastalık. Bunu sürekli bizim sürekli takip eden bir kurumumuz olsaydı, belki çok hafif atlatabilirdik. Böyle bir kurumun varlığı ve çalışmasının bu hastalığın engellenmesi kadar önemli olduğunu düşünüyorum” şeklinde sıraladı.

ESKİ BAŞKAN GÖNENÇ KÖYLÜLERİ YALNIZ BIRAKMIYOR

Toplantıda bulunan ve köylüleri yalnız bırakmayıp fıstık çamlarının yeniden eski günlerine dönmesi için elinden geleni yapmaya çalışan Bergama Belediyesi eski Başkanı Mehmet Gönenç ise, fıstık çamında yaşanan büyük rekolte düşüşünün köyden kente göç ve vahşi madenciliği körüklediğini anlattı.

""

‘KOZAK VAHŞİ MADENCİLİK VE HASTALIĞIN PENÇESİNDE’

Mehmet Gönenç’in yaptığı tespitler ise şu şekilde oldu: “Fıstık madenciliğinden gelir elde edemeyince hoyrat, vahşi madenciliğin de önü hızla açılıyor. Taş ve granit ocakları hızla kapasite artışına gidiyor. Hastalığın ne olduğuna dair tanı konmadığı için reçete de yazılamıyor. Bergama Altın Madeni biliyorsunuz kayyuma devrildi. Kayyumun başında da işletmenin başında da devlet var yani. Vatandaş kimi kime şikayet edecek?

‘KÖYLÜLER TOPRAKLARINI SATIP KENTE GÖÇÜYOR’

Şu anda orman yangınlarıyla içimiz yanıyor. Ama Kozak’ta burada maşallah yıllardır biz yangınla karşılaşmadık. Çünkü buradaki insanlar çevreyi, doğayı ve bu ağaçları sahiplendiler. Çok ciddi bir ekonomik gelirleri vardı. Burada yıllar önce uygulanan çok başarılı kırsal kalkınma projeleri var. Köy tüzel kişiliklerine tahsis edilen alanlarda çam fıstığı dikildi. Dolayısıyla Türkiye’nin sahipli ormanlarının olduğu ya da en büyük ölçekli olduğu yer Kozak. Fıstık çamının üretimindeki verim kaybı çok üzücü. Aslında bu model tüm Türkiye’de örnek bir kırsal kalkınma projesi olarak uygulanabilir. Çünkü bu coğrafyada ve yakın bölgelerde çam fıstığının yetişmesine uygun başka alanlar da var. Şimdi buradaki mevcut yaşamı sürdürememeye başladık. Kozak göç vermeye başladı. Pandemiden sonra çok sayıda kişi Ankara, İstanbul gibi büyük kentlerden gelip köylülerin arazilerini satın alarak, buralara hobi bahçesi ve bina yapmaya başladı. Bu da önemli bir tehlike. Belki on yıl sonra burada Kozaklı insanlar değil büyükşehirlerden gelip bungalov evler yapan şehirli çiftçiler olacak.  Buradaki insanlar ise üretimlerinden ve köylerinden uzaklaşmış olacak. Çünkü toprağını satıp kente gidiyor.

‘ÇAM FISTIĞI ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ KURULMASI ÇOK ÖNEMLİ’

Çam Fıstığı Araştırma Enstitüsü kurulması çok önemli. İzmir Büyükşehir belediyesinin ormancılık derneğinin gerek üniversitelerin yürüttüğü çalışmaların hepsi palyatif çözüm oldu. Burada konuşlanan tek uğraşısı bu olan bir araştırma enstitüsü kurulmalı. Bu işin sürdürülebilir bir açıdan gözlemlenmesi gerekiyor çünkü. Belirli dönemlerle kısa çalışmalı durumların sonuç verilmediği görüldü çünkü. Bu merkezin yaşama geçmesi gerekiyor. Bakanlığı maalesef şu ana kadar ikna edebilmiş değiliz.

‘TANI KONAMADIĞI İÇİN REÇETE DE YAZILAMIYOR’

Burada yaşayan insanlar fıstık çamından gelir elde edemeyince sahiplenmeleri de azalıyor ve hoyrat-vahşi madencilik yapılıyor. Farklı çed’lerle alanlarını genişletiyorlar. Ovacık’tan daha büyük sorun var. Türkiye’nin belki en büyük altın madeni var. İnanılmaz bir felaket var orada. Yine Kozak’ta sayıları çok olan taş ocakları. Granit ocakları. Çok hızlı şekilde kapasite artışına gidiyorlar. Granit önemli bir ihracat kalemi. Ama sürdürülebilir üretim için sıkı bir denetim şart. Tanı tam konamadığı için reçete de yazılamıyor.”

Kozak’ta kime dokunsan, bir dokun bin ah işit durumu vardı. Sahipsiz bırakıldıklarını anlatan köylüler seslerini duyuracak mecra arıyor. Bakanlığın seslerini duymadığını, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendilerini yalnız bırakmayıp 2 yıl önce Karaveliler ve Aşağıbey köyüne iki adet hava kirliliği araştırma istasyonu kurduğunu anlatan Kozak Yaylası köylüleri, ön sonuçların Eylül açıklanacağı sonuçları merakla beklediklerini belirtti.

‘KÖYLÜLER EYLÜL AYINI BEKLİYOR’

Seslerinin duyulmasını ve soruna acil çözüm bulunmasını isteyen köy muhtarlarının anlattıkları ise kısaca şöyle: “15 yıl oldu. Sağ olsun Mehmet Başkan ve sayın milletvekillerimiz ilgi gösterip ilgileniyor bizimle. Fıstık çamlarındaki hastalık arı bahane edilerek ilaç attırılmıyor. Musallat olan hastalık mahsulün suyunu tüketiyor. Fıstık çamı üretimi yapan buradaki ailelerin yıllık 600 milyarlık kayıpları var. Kaderimize terk ettiler bizi. Ankara ve İstanbul’dan gelenlere arazilerini satmaya başladı köylüler. Çünkü başka gelir kaynakları yok.

Birileri elimizden tutsun. Hükümetin yanlış politikalarının sonucu bu. Gelirimiz yüzde 15’lere düştü. Kozak’taki on bin ailenin sesini duyurun. Hastalığın ne olduğunun tespiti için araştırma enstitüsü kurulması gerekiyor. Karaveliler ve Aşağıbey’de büyükşehir belediyesi tarafından iki adet hava kirliliği ölçüm cihazı kondu. İki yıl oldu. Ön sonuçların Eylül ayında açıklanması bekleniyor. Sonuçları merakla bekliyoruz.”

MURAT BAKAN: ‘FISTIK ÇAMINDAN DEĞERLİ MADEN YOK Kİ’

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) İklim Değişikliği Komisyonu üyesi de olan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Foça ve Aliağa’daki hava kirliliği ölçüm sonuçlarının açıklanmamasına dikkat çekti. Bakan, muhtarlara, “Foça ve Aliağa’daki hava kirliliği ölçüm oranları nedir? Neden yayınlanmıyor? Çam fıstıklarının rekoltesini kirli hava mı düşürüyor. Madencilik yapılırken çıkan tozlar da fıstıklara zarar veriyor. Fıstık çamından daha kıymetli maden yok burada. Milli Parklarda ve ormanlarda madencilik yapılmaması için önerge verdik mecliste. Siz yeter ki bizimle olun, biz sizin yanınızdayız” çağrısında bulundu.

TOPLANTININ ORGANİZATÖRÜ POLAT SORUNU MECLİSE TAŞIYACAK

Sorunun Bakanlık başta olmak üzere hükümet yetkililerince çözülmesi için büyük uğraş veren CHP YDK Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, aldığı notları Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere genel merkez yöneticileri ile de paylaşacağını ve köylülerin sesini mecliste de duyurmak için elinden geleni yapacağı sözünü verdi.

MAHİR POLAT: ‘SÜS BİTKİLERİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ VAR AMA….’

Önceliğin on yılı aşkındır süren bu hastalığın ya da sorunun ne olduğunu tespit edecek olan Fıstık Araştırma Enstitüsü kurulması olduğunu kaydeden CHP Milletvekili Mahir Polat, “Fıstık Araştırma Enstitüsü kurulmalı. Araştırılmalı. İlaçlama için köylünün imkanı var, kendileri de ilaçlayabilir. Mahsul olmadığı için araziler tapularıyla birlikte satılmaya başlandı. Bakanlıkça çalışma grubu kuruldu sorunun tespiti için, sonra kaldırıldı. Tarım Bakanlığı’ndan bir ümit olmayınca büyükşehire gittik. Büyükşehir belediye başkanımız geldi buraya. Bütün imkanlarını zorlayarak bir araştırma istasyonu kurdu. Araştırma istasyonunda da bilim insanlarını çağırdı, bir yatırım yaptılar. Bugünlerde onlardan ön sonuçları bekliyoruz. Ama sadece büyükşehirin çabası yeterli olmaz. Bir devlet politikası olmalı. Türkiye’de üretilen fıstık çamının yüzde 70-80’inini burada üretiyoruz. Dünya rekoltesinin yüzde 10’u buradaydı. Bugün verim yüzde bire düştüyse sorunun çözümü için derhal harekete geçilmeli ve bu bir devlet politikası haline gelmeli. Sorunu Türkiye ve TBMM gündemine taşıyalım. Belki artık çare bulurlar. Hala sorun tespit edilebilmiş değil. Süs bitkileri araştırma enstitüsü var ama bu kadar önemli sorun için enstitü kurulmuyor. Bu mantığı anlamak zor. Çam fıstıklarını kurtarmak için birlikte hareket edeceğiz.”

Kozak Yaylası köylüleri ve muhtarları can çekişen fıstık çamlarının kurtarılması için sorunun tüm cephelerinin, muhalefet partilerinin temsilcilerinin konuyu sürekli dile getirerek, harekete geçilmesini sağlamalarını bekliyor.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP