Ülkemiz, tarih boyunca savaşlar, depremler, seller, yangınlar, kıtlıklar vb. gibi doğa ve insan kaynaklı pek çok felakete uğramış olup, bu felaketler büyük ölçüde can ve mal kayıplarına yol açarak, toplumda derin yaralar bırakmıştır. İçinde bulunduğumuz coğrafyanın jeopolitik yapısının bu duruma etkisi, elbette ki yadsınamaz.
Dünyanın en etkin ikinci deprem kuşağı üzerinde bulunup, Avrasya ve Afrika levhaları arasında sıkışmış olan Anadolu Levhası, tarih boyunca bir çok kez yıkıcı depremler üretmiştir. Bunlardan sonuncusu olup, hepimizi derin acıya boğan 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri, bir gerçeği topluma yeniden hatırlattı. Afetlere dirençli kentler. Depremin ilk günlerinde toplumsal duyarlılık zirvedeydi. Bu dönemde medya da konuyu sıkça gündemde tutuyordu. Taa ki birkaç hafta sonra yapılan yerel yönetim seçimlerine kadar. O süreçte televizyon programlarına çıkan yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, “afetlere dirençli kent” söylemini sıkça tekrarladı.
Depremin hemen ardından yapılan 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri sürecinin de önemli gündem maddelerinden biriydi. Özellikle de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim kampanyasının en çok konuşulan konusuydu. Ancak seçim sürecinde siyasi partilerin ve adayların sıkça kullandıkları “afetlere dirençli kent” sloganları, genel olarak kentsel dönüşüm ve imar rantı eksenindeki tartışmalarla sınırlı kalmış, bunun ötesine ise pek geçilememişti. Yani bu sözün altı tam olarak doldurulamamıştı.
Oysa kulağa çok hoş gelen ve önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Tunç Soyer’in de dilinden pek düşürmediği “kentsel dirençlilik” sadece yapı stoku envanteri yapmaktan veya binaların sağlam hale getirilmesinden mi ibaretti? Afetlere dirençli kentler sözünün ifade ettiği durum, salt kentsel dönüşüme endekslenebilir miydi?
Doğru cevaplara ulaşabilmenin yolu, elbette ki doğru soruları sormaktır. Sormak, sorgulamak, cevap aramak ise gerçeğe ulaşmanın yegane yoludur. Öyleyse biz de şu soruları sorarak konuyu irdeleyelim;
– Kentler afetlere karşı nasıl dirençli olacak?
– Afetler sadece yapısal hasara sebep olan depremden mi ibaret? Sel, su baskını, deniz taşkını, deniz kirliği, orman yangınları afet değil mi?
– Ya ikincil afetler? Mesela deprem afeti sonrası yapılan bina yıkımları ve ortaya çıkan kanserojen asbest. Bu tehlikenin çevre ve halk sağlığını tehdit etmesine karşı kurumların veya belediyelerin bir risk azaltma planı var mı?
– Kentlerin afetlere karşı dirençli hale getirilmesi, kimlerin görev ve sorumluğundadır?
– İzmir için kentsel dirençlilik ne anlam ifade ediyor? Nasıl sağlanabilir?
– 30 Ekim 2020 Seferihisar-İzmir Deprem afeti sonrasında İzmir’de bu konuda neler yapılmış veya yapılamamıştır?
– İlin Afet Risklerini Azaltma Planı (İRAP) nedir, neden yapılmıştır? Plan kapsamında hangi afet tipleri öncelikli olarak belirlenmiştir? Belirlenen bu riskleri azaltmak için hangi çalışmaların, kimler tarafından, nasıl yapılması gerekiyor?
– Belediyeler bu işin neresindeler ve neresinde olmalılar?
– Belediyelerin bünyesinde 2023 yılından itibaren kurulan Afet İşleri Müdürlükleri bu konuda ne yapıyor? Aslında ne yapmalılar?
Bu ve benzeri sorularla konuyu enine boyuna irdeleyerek, “afetlere dirençli kent” sözünün ne anlama geldiğine ve “İzmir’de kentsel dirençliliğin” gerçektenasıl sağlanacağına cevap bulabiliriz. Özellikle İRAP Planı bu konuda çok önemli bir unsur.
İzmir İRAP Planı, 2021 yılında yapılan çalıştaylar sonrasında İzmir Valiliğince oluşturuldu. Ancak o günden sonra neredeyse basında ve kamuoyunun gündeminde hiç yer almadı. Meslek odalarının ve STK’ların da gündeminde yoktu. Ne soran oldu, ne de sorgulayan. Sadece cesur bir gazeteci bu konuda ilk adımı attı. Demokrat Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Halide Demir Polatlı. Ağustos ayında İzmir’de meydana gelen orman yangınları sürecinde röportaj yaptığı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a İzmir-İRAP Planını sormuş, kendisinden bu konuda çarpıcı cevaplar almıştı. O cevabı ve İRAP İzmir Planına dair diğer konuları bir başka yazımızda ele alacağız. Çünkü söylenecek çok söz var. Konuya şimdilik bir virgül koyalım.
Sağlıklı ve dengeli bir çevrede, afetlere dirençli kentlerde, insanca koşullarda yaşamak umuduyla; herkese esenlikler diliyorum. 26.11.2024
(*) Servet ERTAŞ:
İZ-AFED(İzmir Afet Bilinci, Çevre ve İklim Farkındalığı Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı
Afet Bilinci Eğitmeni, Kent Çevre ve Yerel Yönetimler Y.L Prog. Mezunu
İzmir Kent Konseyi – Bütünleşik Afet Yönetimi Çalışma Grubu Kurucusu
YORUMLAR