Anonim bir türkümüz var.
Sahibinin kim olduğu bilinmeyen eser, ‘Aman avcı vurma beni!’ diye başlıyor.
Müzeyyen Senar’dan Barış Manço’ya kadar birçok sanatçımız icra etti bu şarkıyı…
Birçoğumuz terennüm etmiştir bu eseri.
Birlikte terennüm etmek için anımsatayım:
‘Aman avcı vurma beni!
Ben bu dağın aybalam maralıyam
Maralıyam hem yaralı
Avcı vurmuş aybalam yaralıyam…’
Böyle başlıyor ve hüzünlü şekilde sürüp gidiyor.
Anadolu insanı bir zamanlar böyle düşünüyormuş, ama ya şimdi?
Havada, karada, denizde ‘keyif’ için ‘avcılık yarışmaları’ yapılıyor.
Kim daha fazla vuracak, ya da tutacak?
Hakemleri bile var…
Tabii ki seyircileri ve meraklıları da…
Kimisi ‘geçim’ için bu iişi yani avcılığı yapıyor….
Ama bir de madalyonun şu yüzü var!
Nasıl ‘avcılık ve atıcılık’ dernekleri varsa, ülkemizde karşı dernekler de var.
Örneğin Vegan Derneği!
Bana ‘Gezme ceylan, bu dağlarda seni avlarlar!’ başlığı ile dikkatimi çekmek için bir mektup göndermişler.
Şöyle diyorlar;
‘Merhaba Yaşar,
Her yıl ‘av turizmi!’ adı altında çok sayıda ‘av ihalesi’ düzenleniyor.
Parayı veren, hayvanları öldürebiliyor.
Bu ihaleler uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu için, Vegan Derneği açtığı pek çok davayı kazandı.
Buna rağmen bu yıl da 9 ihale açıldı.
Vegan Derneği, ihalelerin iptali için davalar açtı ve kampanya başlattı. Bize sen de destek olabilirsin.’
*- SÖZLEŞMELER ÇİĞNENMEMELİ
Vegan Derneği yöneticileri özetle şöyle diyor;
‘Özellikle soyu tükenme tehdidi altındaki hayvanların ihaleyle avlatılması, Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere aykırı.
Bu nedenle yıllardır yaban keçileri, kızıl geyikler, Anadolu yaban koyunu, karacalar gibi hayvanlarla ilgili olarak hak savunucuları olarak yaptığımız hukuki girişimler sonucu alınmış iptal kararı var.
Öte yandan Tarım ve Orman Bakanlığının elinde Türkiye’de yabanda yaşayan hayvanlara dair yeterli somut veri yok.
Buna rağmen bu ihaleler açılmaya devam ediyor.
Biz de mücadelemizi bırakmıyoruz.
Vegan Derneği Türkiye olarak ihalelerin tamamına iptal davası açtık. Ancak katliam yalnızca ihaleler aracılığıyla da sürdürülmüyor.
Talimat ile “av acentelerine” satılan bu öldürme kotaları dışında yerli avcılara, devlet misafirlerine ve diplomatlara da kotalar ayrılmış durumda.
Merkez Av Komisyonu Kararında üveyik ve elmabaş (ördek) gibi IUCN koruma listesinde olan ve soyu tehlikede olan türler de var.
*- İNSAN ELİYLE TAHRİFAT
Ancak bir türün yaşam hakkını savunmak için belli kurumların onları koruma altına almasının da gerekmediğini, soyu tükenme tehdidi altında olsun olmasın tüm hayvanların yaşam haklarının dokunulmaz olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Aynı zamanda insan eliyle yaratılan bu tahribat sonucu, bozulan doğal denge ile birlikte birçok afet ve felakete giden sürecin daha da hız kazanacağı unutulmamalıdır.
*- EN BÜYÜK PAY AVCILARIN
İnsan türünün ortaya çıktığı son 250 bin yılın, özellikle son 500 yılında soyu tükenen yüzlerce kuş, memeli, amfibi ve diğerlerinin soyunun tükenmesinde en büyük pay avcılığa aittir.
İnsan öncesi milyonlarca yıllık süreçteki soy tükenmeleri ile kıyaslanınca canlıların soyunun tükenmesi hızı günümüzde 300-1000 kat artmış durumdadır.
Yaban hayatı insan talanından derhal kurtarılmalıdır!
*- EĞLENCE DEĞİL KATLİAM!
‘Avcılık spor, hobi, eğlence değil katliamdır; dünyanın sahibi veya efendisi insan değildir!’ diyen Türkiye Vegan Derneği yönetiminin isteği şu:
‘Tarım Orman Bakanlığı ihaleleri iptal etsin, avcılık tamamen yasaklansın!’
Bakalım ‘Ava ne zaman dur!’ denilecek?
*- ARKA ARKAYA İKİ İPTAL KARARI
Son zamanlarda ağızlardan düşmeyen önemli bir söz var, ‘Adalet!’ üzerine…
Klişeleşmiş ünlü sözü anımsatayım ve önemli bir gelişmeyi anlatayım:
Söz şöyle:
‘Adalet herkese lazım!’
Hem de her zaman her yerde…
İşte bir örnek?
Mahkeme İzmir’de, Buca Cezaevi arazisinde yapılaşmaya ‘dur’ dedi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın planı iptal edildi
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve meslek odalarının itirazı üzerine açılan davanın görüldüğü İzmir 4. İdare Mahkemesi, alanla ilgili plan değişikliğinin iptali yönünde karar aldı.
Geçtiğimiz günlerde Bakanlığın ‘Rezerv Yapı Alanı’ kararı da yine yargıdan dönmüştü.
Peş peşe gelen iptal kararlarının İzmirlilerin zaferi olduğunu söyleyen Başkan Tunç Soyer, “İktidar paydaşlarının hayallerini süsleyen rant planlarının hukukun ve yaşamın gerçekleriyle örtüşmediği bir kez daha ortaya çıktı. Mahkemenin aldığı bu kararla Buca Cezaevi arazisinde yapılaşmaya gidilemeyeceği kesinleşti. Karanlık duvarların enkazından beton filizleri değil Türkiye’nin en aydınlık parkı doğacak. Buca Cezaevi umudun rengi yeşile bürünecek’ dedi.
YORUMLAR