Fotoğrafları çekip gönderen altına da şunları yazmış:
‘Görüntülere ilk baktığınızda burasını, İsrail işgali altındaki Gazze halkına su verildiğini sandınız değil mi?’ diye sormuş ve devam etmiş:
‘Burası Türkiye ve en önemli turistik kentlerimizden Bodrum!’
Bu görüntü ve notlar beni çok eski yıllara götürdü:
Bodrum bildim bileli susuz!
Sadece bazı evlerde ve bazı yeşilliklerin bulunduğu alanlarda, örneğin turunçgillerin olduğu bahçelerde ‘su kuyuları’ vardı.
Zaten Bodrum’a girişti;
‘Yel değirmenleri’ ve tarihten bu yana yaşayanlar tarafından yapılmış ‘sarnıçlar’ vardı.
Birkaçı her nasılsa günümüze kadar gelmiş…
Sanıyorum ilk kez 1980 yılları öncesinde gündeme gelmişti Bodrum’un susuzluğu…
Yine anımsadığım ve fotoğraflarını çekip haberini yaptığım günleri anımsıyorum:
Mumcular denilen yerleşim alanından ince ve asbestli borularla su getirilmeye başlanmıştı.
Aynı zamanlarda, İzmir’e de, Menemen yöresinden içinden ‘araba geçecek’ büyüklükte özel döküm borularla su getirilmeye çalışılıyordu.
Hatta ‘Boksör’ lakaplı Efsane Belediye Başkanlarından İhsan Alyanak, açılışa Başbakan Süleyman Demirel’i de davet etmişti.
Süleyman Demirel’in, çok yıllar sonra tedavisini üstlendiği İzmir Belediye Başkanı İhsan Alyanak’ı, ‘Seni bizim partiye alalım!’ diyerek Adalet Partisi’ne (Doğruyol) davet etmiş, İhsan Alyanak da, ‘Sayın Başbakanım sen bizim partili, CHP’li olmalısın!…’ yanıtını vermişti.
Düşünün İzmir’e nasıl su getiriliyor, Bodrum’a nasıl?
Bodrum o zamanlar sağ görüşlü belediye başkanları tarafından yönetiliyordu…
Kaç zamandır ise CHP’li başkanlar tarafından…
Aynen İzmir gibi…
Bodrum için de ‘Demokrat Kent!’ adını verebiliriz.
Bodrum’u su sorunu nasıl çözülür?
Marmaris- Köyceğiz hatta Fethiye yöresinden…
Bugünkü teknik imkân ve teçhizatlarla olmayacak iş değil…
Birkaç kuyu açmak, ya da yağmurları beklemek sorunu çözemez…
Tabi bu iş için de Bodrum ya da Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin gücü ve imkanları yetmez.
Bu devlet işi…
Bu hükümetin ve bakanlıkların işi…
Umarım işe siyaset karışmadan sorun çözülür…
Çünkü bizim için Bodrum gözbebeğimizdir…
Bodrum’da yaşayan İstanbul Beşiktaş’tan tanıdığım bir emekli hostes tanıdığım var.
THY’de kabin amiri idi…
Çok yıllar önce, Bodrum daha ‘Bodrum’ olmadan buraya yerleşmişti.
Geçen yıl mı, önceki yıl mı ne, bu kez Muğla’nın bir başka ilçesi Gökova’yı mesken edinmiş…
Haber göndermiştim;
‘Sen Bodrum hayranıydın nasıl oldu da neredeyse kimsenin bilmediği bir yere, dağ m ova mı, kuş uçmaz kervan geçmez bir yere villa yaptırdın? Burada kiminle yaşayacaksın?’ demiştim.
Meğer geleceği görmüş…
Yine bir ortak tanıdığımdan öğrendim:
‘Bodrum’daki evinin bahçesine de su tankı yaptırıyormuş…
Arazözlerle, tankerlerle bilmem kaç liraya getirilen suları kullanacakmış!’
Sorun büyük…
Herkesin maddi imkanı yok ki?
Herkes bahçesine su depoları yaptırıp, büyük paralarla ve tankerlerle su getiremez ki!
Umarım acil yani ivedikli olarak bu su sorunu çözülür…
Yoksa Bodrum’u elimizle yok ederiz…
Unutmayalım:
Su yoksa hayat da yoktur!
YORUMLAR