Son 3 yıldır, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden olayların ve ulusal kurtuluş savaşımızın tarihsel gelişmelerinin yüzüncü yıllarını yaşıyoruz. 19 Mayıs 2019, 23 Nisan 2020, 13 Eylül 2021. AKP iktidarı döneminde ve artık son 4 yıldır büyük oranda tek adam ve parti devletinde yaşanıyor olmasından kaynaklı olsa gerek, bu 100'üncü yıldönümlerinin çok coşkulu geçemediğini gördük. Oysa dile kolay 100 yıl…
9 Eylül 2022’deki İzmir’in kurtuluşunun ve Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın zafere ulaşmasının 100.'üncü yılında İzmir’deki görkemli kutlamaya kadar. Katılım, coşku, Türkiye’nin doğrultusu ile ilgili verilmek istenen mesaj, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in harika bir retorikle yaptığı, Atatürk’ün “Gençliğe Hitabe”sindeki sözlerine vurgu yaptığı konuşması. Bu görkemli kutlama ve Tunç Soyer’in konuşmasına AKP-Cumhur İttifakı'ndan gelen tepki de; kutlamanın ne kadar görkemli olduğunu tersinden okumamızı sağladı. Bu kutlama Cumhuriyet devriminden, aydınlanmadan yana kitlelerdeki kenetlenmeyi ve umudu arttırdı dersek sanırız yanlış söylemiş olmayız.
29 EKİM 2023'E HAZIR MIYIZ?
Önümüzdeki yıl yine çok önemli yüzüncü yıl kutlamaları barındırıyor, en başta da, Atatürk’ün 10.'uncu yıl nutkunda “En büyük bayramdır” dediği Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.'üncü yılını. O dönemden kalan fotoğraflar ile, nadir de olsa bant kayıtları ile, büyüklerimizden dinlediğimiz yurdun dört yanına yayılan heyecandan biliyoruz ki, Cumhuriyet’in 10.'uncu yılı büyük coşkuyla kutlandı.
Geçen gün bir araya geldiğimiz Ünsal Altunbaş Hocam ile sohbetimizden, 50 yıl önce ülkemizin ne kadar farklı bir yerde olduğunu bir daha anladım. Cumhuriyet’in 50.'inci yılı kutlamaları için harcanan emeği, tutkuyla çalışmayı, çekilen filmleri Ünsal Hocam’ın renkli sohbetinde dinlerken; 90 yıl önceki, 50 yıl önceki kadar olmasa da, 'Yakın bir idealizm yakalar mıyız?' diye düşünmekten alamadım kendimi.
Yıllardır verdiği bir mücadeleyi de anlattı Ünsal Hoca. Kendisinin de içinde bulunduğu Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gelen ekibin, Cumhuriyetin 50.'inci yılı kutlama etkinlikleri çalışmasını yürütürken; (Afet İnan ile Enver Ziya Karal’ın 1950’li yıllarda Demokrat Parti (DP) iktidarında Halkevleri tasfiye edilirken kitap ve eşyalarla birlikte kurtarabildikleri) Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi (TDCF) Atatürk ve Inkılap Tarihi Enstitüsü’nün bodrum katında tozlu dosya dolapları içinde buldukları filmleri…
Bu filmlerin içindeki Atatürk’ün 1937’deki son TBMM açılış konuşmasını içeren film o kadar önemli ki. İçeriğindeki öyle bir Nutuk ki, konuşmasını “Kuvvetin yegane kaynağı olan, Türk milletinin güzide vekillerini büyük bahtiyarlıkla eğilerek selamlarım” diye bitiriyor Atatürk. Öykü uzun, üzücü, can acıtıcı, hayal kırıklığına uğratıcı. Gelinen noktada ne yazık ki bu muhteşem arşive ve sembol 1937 TBMM açılış Nutku filmine sahip çıkılmayan bir süreç.
BİZE DÜŞEN
Ama bize bunları bir yana bırakıp, Cumhuriyetin 100.'üncü yılına yakışan ve aynı 9 Eylül 2022'de İzmir’de haykırıldığı gibi, Türkiye’nin doğrultusunun altını çizen kutlamalara hazırlanmak düşüyor. Zaman bu kadar daralmışken, en büyük görev de Cumhuriyet’i kuran ve 2023’de iktidarı hedefleyen CHP’ye düşüyor. Bir an önce Cumhuriyet’in 100.'üncü yılı için hazırlık çalışmalarına başlamak.
Yukarıda belirttiğimiz arşivden ve Atatürk’ün son TBMM açılış konuşmasını içeren filmden yararlanılarak çok kalıcı bir film de hazırlanabilir.
Gezi direnişinden başlayarak gördük ki; dünya tarihinde az rastlanacak biçimde 100 yıl önce iktidar olmuş, 15 yıl iktidarda kalmış Atatürk, yüzyıl sonra bugün muhalefetin simgesi haline geldi. İşte Cumhuriyet’in 100.'üncü yılı kutlamalarına hazırlık, tam bu amaçla da uyumlu. Belki de aynı 9 Eylül 2022’de olduğu gibi, bu konuda da öncülüğü İzmir yapar. Kimbilir…
YORUMLAR