DOLAR 32,6011 0.38%
EURO 34,8075 0.19%
ALTIN 2.488,140,16
BITCOIN 21150873,46%
İzmir
21°

PARÇALI BULUTLU

üst menü altı

KENDİNDEN SÖZ ETTİRMEYİ BECERDİ

ABONE OL
11 Mayıs 2023 15:17
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Seçimi gün değil, saat saymaya başlarken İlhan Selçuk’un şu sözü aklıma geldi:

‘Her şeyin yalan üzerine yürüdüğü bir ülkede, ‘1 Nisan’ şakası yapmak istiyorsanız, ‘doğruyu’ söyleyin!’

 

*- AKILDAN GEÇENLER

Valla hiç kimsenin sesi çıkmıyor!

Ne odalar birliğinden, ne mühendisler odasından, ne ticaret odalarından!

İzmir'i yok sayıyorlar!

Damarlarına basıldığında yaygarayı basıyorlar!

Bu güne kadar bu konularda nerede idiler, İzmir’in siyasileri…

Hani Ankara’dan selam getirenler…

Alaybey Tersanesi boşaltılmış, ne olacak orası?

Bilen çok!

‘TOKİ!’ diye duyumlar var.

Ama şimdilik resmi bir açıklama yok…

‘Gıda çarşısı taşınacak!’ deniyor…

Ne olacak?

‘Şehir garajı’ taşınacakmış Kemalpaşa’ya!

Ne olacak?

Buca cezaevi yıkıldı, yaygara figan ne oldu?

Yol yapılıyor!

Hani halk için yeşil alandı…

İlk akla gelenler bunlar…

Bakalım seçimlerden sonra neler görecek, neler duyacağız…

 

*- HAZIRLIKLARINIZA BAŞLAYIN

Güveç Dağüstün yazıyor:

‘Evimi taşıyorum!

Kaç gündür koli, paket yapıyorum…

Halâ, ‘pazardan önce nasıl yetişecek?’, diye düşünüyorum!

Benim ki sadece 90 metre kare bir ev…

Villa gibi evlerde oturan ve yakında taşınacaklara kolaylık diliyorum…’

Şunu da söyleyeyim:

Sakın son ana bırakmayın, çünkü yetiştiremezsiniz!

Şimdiden başlayın!

İnanın çok zor iş, çok zor gelecek size…’

 

*- OLMAZ OLSUN, BÖYLE ZEKÂ!

Müşteriyi kazıklamanın ‘Ticari zekâ!’,

Halkı sürekli kandırmanın, ‘Siyasi Zekâ!’,

Ambulans arkasına takılmayı, ‘Pratik Zekâ!’

Şike yaparak kazanmayı, ‘Sportif Zekâ!’,

Niyeti suiistimal etmeyi, ‘Kıvrak Zekâ!’,

Olarak algılandığı bir ülkenin ‘zekâya’ değil neye ihtiyacı olduğunu Enver Kaya da Aziz Sancar gibi değerlendirmiş;

‘Ülkenin, insanlarımızın ‘zekâya değil, ahlâka’ ihtiyacı var!’

 

*- BU DA HALİMİZİ ANLATAN BİR HİKÂYE!

Yönetim değişikliğinden sonra işten çıkarılan liboş bir gazeteci ile yeniden seçilemeyen bir milletvekili yurt dışına çıkmışlar.

Bir süre yiyip içip eğlenmişler.

Doğal olarak paraları çabucak tükenmiş.

Uzunca bir süre iş aramışlar ve bir çiftlikte hayvan pisliklerini ahırdan kürekle kazıyıp yük arabasına atma işi bulmuşlar.

Bir süre çalışmışlar, yaptıkları işte başarılı da olmuşlar.

Çiftlik kâhyası da onları sevmiş ve hallerine acıyarak, ‘Size daha kolay bir iş vereceğim!’ diyerek onları yumurta paketleme işinde görevlendirmiş.

‘Bunların irilerini ve iyilerini bu taraftaki kutulara, küçük ve kötülerini bu taraftaki kutuya koyacaksınız’ demiş.

 

*- İYİ ve KÖTÜYÜ AYIRAMIYORLAR

Fakat bizimkiler çok yavaş çıkmışlar, ‘Bu iyidir, değildir, küçüktür, büyüktür’ tartışmaları ile işi aksatmışlar.

Onları gözleyen kâhya yanlarına gelmiş, ‘Siz Türkiye'de ne iş yapıyordunuz?’ diye sormuş.

Bizimkiler ‘Gazeteci!’ ve ‘Politikacı!’ diye cevaplamışlar.

Kâhya, ‘Anlamalıydım!’ demiş.

‘Çok iyi bok atıyorsunuz ama iyiyle kötüyü ayırt etmeyi hiç beceremiyorsunuz!’

 

*- FRANSA’DA BİR SORUŞTURMA!

Le Figaro gazetesi yazdı!

Konu;

Fransa'da marketlerde satılan et, süt, çikolata, peynir gibi yiyeceklere raflarda kilit takılması ve bağlantılı olarak Fransa'da gündemde olan bir soruşturma…

Kahramanı;

22 yaşındaki mimarlık öğrencisi.

Suçu marketten yiyecek çalmak (hırsızlık).

Figaro'da konu ile ilgili köşe yazısının bir bölümü ise şöyle

 

*- ‘HIRSIZLIK!’ AKLINA GELMEMİŞ

22 yaşındaki genç bir kadın olan Camille, ‘Öğrenci bütçem kısıtlı ama bir gün hırsızlık yapacağımı düşünmemiştim!’ diyor.

Bu üçüncü sınıf mimarlık öğrencisi, Paris'teki mahallesindeki marketin raflarında dolaşırken makyaj malzemesi veya ‘tekstil’ değil, yiyecek çalıyor.

O gün öğrenci çantasının altına sakladığı jambon ve peynirle ayrılır.

Bu hırsızlıkla, menülerinin ana bölümünü oluşturan pilav, makarna ve reçellere kıyasla kendine daha iyi bir yemek yapabilecektir…’

Yani;

Yolsuzluk, rüşvet= Sistem…

Çark, her yerde aynı…

İnsanoğlunun nerede yaşıyorsa yaşasın, en büyük sorunu yolsuzluktur…

Adnan kardeşim böyle anlatıyor, konuyu…

 

*- NEDEN KARŞILAR

Atina ve Sparta arasında yıllardır süren savaşın sona ermesi için kadınlar birlik olur.

Hem kadına dair toplumsal algıyı değiştirmek, saygınlıklarını geri almak hem de devlet ve aile yönetiminde söz sahibi olmak adına bir grev başlatırlar.

Lysistrata, erkek egemen toplum düzenine bir son vermek için ülkenin dört bir yanından gelen kadınları toplar, erkeklere karşı direnişlerini başlatır.

Kadınlar tarafından ülke hazinesi ele geçirilir, savaş sona erene dek eşlerle yatakları ayırmaya ant içilir.

Şartlar her iki tarafı zorlasa da çetin bir mücadele verilir.

Kadınlar asla geri adım atmaz; peki ya erkekler?

Barış ve aşk uğruna acaba erkekler dize gelir mi?

Tiyatro tarihinin ilk savaş karşıtı oyunu olan Lysistrata, her yönüyle yaşamın odağında duran kadının gücünü ortaya koyuyor.

İşte bu nedenle bazıları sahne sanatlarına da tiyatroya da karşılar ve bunu başka türlü kullanıyorlar…

 

*- ‘BARDAK’ DEYİNCE!

Bir bardak nedir?

Ne anlatır?

Geçenlerde ‘mıhı’ anlatmaya çalışmıştım.

Atın ve memleketin kurtuluşunu…

Şimdi de konumuz bir başka, sıradan kelime, ‘Bardak!’

İşte bardağın akla getirdikleri;

Kimler ne diyor, nasıl düşünüyor?

‘Bardak dolu!’: ( Optimist ),

‘Bardak boş!’: ( Pesimist ),

‘Bardak yok!’: ( Nihilist),

‘Bardak benim olmalı!’: ( Emperyalist ),

‘Bardaktan seri üretime geçelim!’: (Kapitalist),

‘Bu bardak ne yenir be!’: ( Mazohist ),

‘Bardağı alın oradan kırarım yoksa!’; (Sadist),

‘Bi bardak su versene!’; ( Konformist ),

‘Bardağın güzelliğine bak, aynı ben!’; ( Narsist ),

‘Bu bardağı da bulamayanlar var!’; (Hümanist ),

‘Bardağı bize vermezseniz onu bir daha göremezsiniz!’; (Anarşist),

‘Bardağı yoldaşlarla birlikte kullanalım!’: (Komünist),

‘Bardağı yıkarken kırmayalım!’: (Sosyalist),

‘Yarısı dolu, yarısı boş bardak ne demek? Kırın gitsin!’; (Faşist),

‘Bazen öyle bi bardak düşlüyorum ki;..’; (Ütopist),

‘Kadın bardağı aldı ve narin dudaklarına götürdü!’ : (Senarist),

‘Bu bardak sadece benim!’: (Egoist),

‘Bi kere ince belli bardak ne demek?’: (Feminist),

‘Bu bardaktan bir gün öyle çok olacak ki!..’; (İdealist),

‘Bardak gibi görünüyor da test edelim bakalım, bardak mı?…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP