Kiripto Para Platformları kapatılmalı mı, kapatılmamalı mı?
Bazı ekonomistler ‘evet’ diyor, çoğunluğu ise ‘Sakın ha*’ diyor…
Aslında önemli nokta şu:
‘Turistin kripto parasının kabul edilip, edilmemesi…’
Mutlaka kabul edilmesi konusunda ortak anlaşma var…
Örnek olarak Filipinler gösteriliyor.
Bilmem kaç tane şirketin böylece milyarlarca doları ülkelerine getirdiklerini örnekleriyle veriyorlar.
Önemli bir noktaya girmek istiyorum;
Hani ‘Çiftlik’ olayından sonda ülkemizdeki en büyük vurgunu yapanların ünlenmiş bir şirketi var Thodex mi ne?
Ne adını söyleyebiliyorum, ne de yazabiliyorum…
Adamlar hakkında Van’da bir vatandaşımız geçen yıl, Cumhuriyet Savcılığına ‘Suç duyurusunda’ bulunmuş…
Hatta geleceği görmüş olmalı ki, bu genç kişinin aynen ‘Çiftlik’ teki tosuncuk gibi yurt dışına kaçabileceğini duyurmuş..
Tık yok…
Adam benim milyonlarca liramı bir günde ‘hiç ettiler’ deyip, başkalarının aynı duruma düşürülmemesini istemiş…
Yine tık yok…
Şirket isim değiştirmiş…
İsimler aynı…
Adres aynı…
Telefonlar aynı…
Ama şirket başka?
Olur mu?
Vanlı kişi, bunu da belirleyip yine savcılığa başvurmuş…
Yine tık yok..
Belki de yasalarda boşluk var…
Yani savcı da bir yolsuzluk ya da kanunsuzluk yanını bulamıyor…
Bu daha mantıklı…
Tabii ki yoğunluğu da buna ilave etmeliyiz…
Benim merak ettiğim;
Bakanlıklar ne yapıyor?
Onlarca kişi çalışıyor, büyük paralar alıyor, ama bu boşlukları nasıl görmüyorlar?
Milletvekillerini dikkate almıyorum…
İçlerinden yüzde biri bile bunu bilmez, ilgilenmez, çünkü bu işleri yapanlar ya arkaları güçlü kişiler, ya da paralılar…
Hatta onlar da bazı bakanlar gibi ‘hatıra fotoğrafları’ çektirirler…
Onlar çektirmese bile bu sahtekâr ve dolandırıcılar mutlaka fotoğraf karelerine girerler…
Küçük olarak görülen memurlar bunlarla mı ilgilenecek?
Akıllarına şu atasözü geliyor:
‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!’
*- VAY BAŞINA GELENE…
Ben Türkiye’nin acı gerçeğini söyleyeyim:
İzmir’de bile birçok firma borçlarını ödememek, senetlerinin ya da çeklerinin karşılığını vermemek için isim değiştiriyorlar…
Birçok aile bu nedenle parçalanırken, onlar keyiflerini sürdürüyorlar.
Daha açığını söyleyeyim:
Şu anda bu sahtekârların içinde sözde gazete patronları ve de gazeteler de var…
Elindeki senetle mahkemeye başvuranlar, alacaklarını alamıyorlar, icra takibi bile yapamıyorlar…
Çünkü karşılarında böyle bir şirket yok…
Kanunlardan yararlanarak ‘kendilerini tesviye etmişler’
Yani kapatmışlar…
Ama aynı yerde, aynı adreste, aynı katta, aynı masalarda, aynı koltuklarda oturuyorlar…
Hâkime söylüyorsun, elinden bir şey gelmiyor…
Belki ticaret yasasını iyi bilmiyor, ya da bilirkişiler taraflı davranıyor…
‘İyi insan’ diyerek, şikâyetçiyi dikkate almıyorlar…
İzmirli olduğumuza göre önce İzmir ve Ege’den başlayarak tüm isim değiştiren şirketlerin, gazetelerin yöneticileri, sahipleri, mali müşavirleri, muhasebecileri hatta avukatları için tahkikata geçilmelidir.
Böylece bu kripto para örneğinde olduğu gibi başkalarının canları yanmaz…
İşte buradan ifşa ediyorum:
Bu hatayı…
Hatadan yararlananları…
Hatta çalışanlarını dolandıranları…
Bakalım yöneticiler, milletvekilleri, belediye başkanları yine bunlarla birlikte poz poz fotoğraf verip, övücü sözler edecekler mi?
Ya da kendilerine biraz çeki düzen verip, halktan ve doğrudan yana mı olacaklar?
KONUNUN ÖZETİ:
Dolandırıcılar (bunların içinde bazı medya kuruluşları da var), bir şekilde paralarını aldıkları ya da borçlandıkları ya da çalışanları bir şekilde borçlandırdıkları kişilerin haklarını ve alın terlerini ödememek için en kolay ve emin yolu seçiyorlar.
Bu da şirketin ismini değiştirmek…
Kendilerini iflas etmiş gibi göstermek…
Tasfiye işlemlerini usulüne uygun göstermek, yapmak…
Ama;
İşyeri aynı, telefonlar aynı, kişiler aynı, ya da yakınları…
Yakın komşusu bile bundan habersiz…
Sadece sıkıntıya düşen, bu namussuzlar tarafından dolandırılan, ya da parasından, malından edinenler biliyor…
Bir de bu işlemleri yapan, yardımcı olanlar…
Vay garip insanlarımıza, bizlere…
YORUMLAR