DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN
BITCOIN 20770991,43%
İzmir
18°

AÇIK

üst menü altı

GERİ KALMAMIZIN NEDENİ

ABONE OL
16 Nisan 2023 16:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Vildan Kara Ankaralı ama İstanbul’da sevgili kızı ile oturuyor.

Geçenlerde Boğaz’da karşılaştık…

‘Gerçek Hayvansever’ birisi…

Yalnız kendi sokağında değil, çevresinde ne kadar sokak hayvanı varsa her türlü ihtiyaçlarını karşılıyor.

Tabii ki kendi bütçesinden…

‘Yazılarını okuyorum!’ dedi Vildan Hanım, sonra da, sanki inanmamı ister gibi, birkaç örnek verdi.

Gerek yoktu…

Ama belki de haklı!

İzmir’de Kordon’da yürürken bir eski tanıdığa rastladım…

‘Gazetedeki yazılarını keyifle okuyorum!’ demişti…

Sözünü ettiği gazeteden Aydın Bilgin ile birlikte ayrılmamız en az 10 yıl geçmişti.

Doğru, dürüst, duyarlı, dost ve demokrat bir başka gazetede idik…

Ses çıkarmadım!

Aslında ‘Yalana ne gerek var?’ diyerek, kendisine ‘Bunu söylemeye mecbur musun?’ diye sormam gerekiyordu.

İnsanlar hiç yoktan neden böyle davranıyor, anlamak zor!

Yalan işte böyle başlıyor…

 

*- ‘BU HALLERE DÜŞTÜK!’

Şimdi çok rastladığımız bir olaya Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924 yılındaki bakışıyla bakalım;

‘Efendiler;

Dinsiz bir milletin idamesine imkan yoktur!

İslam dini öyle yüce bir dindir ki; ‘İlim Çin’de de olsa alınız!’ diyen bir peygamberin ümmetiyiz.

Biz İslam olduğumuz için geri kalmadık!

Yüce dinimize ne zaman ki, hurafeler ve bidatler ilave yapıldı; o zaman gerçek İslam’dan uzaklaştırıldık.

Onun için bu hallere düştük!..’

 

*- TEKRAR ve TEKRAR!

Bazı bilgileri haberleri zaman zaman paylaşmak şart.

Hiç unutmuyorum;

Turgut Özal ANAP’ı yeni kurmuştu…

İzmir’de yönetici arıyordu.

Konak Belediyesi’nin kurucu belediye başkanı Süha Baykal, ben Yaşar Eyice ve Turgut Özal sohbet ediyorduk, İzmir’i konuşuyorduk.

Turgut Özal, büyük sermaye çevrelerinin de desteğiyle siyasete sokulmak isteniyordu, öncesinde…

İlk geldiği ve nabız yokladığı şehir Balıkesir idi…

İstanbul’dan Balıkesir’e geldiği andan itibaren kendisini yani toplantılarını takip etmeye başlamıştım, gazetem görevlendirmişti.

İşte bu takiplerden birinde idim, az önce belirttiğim konuşma sırasında.

Mealen şöyle demişti:

‘Millete bir şeyi anlatmak ve kafasına yerleştirmek için en az 10 kere tekrarlayacaksın!’

Aslında bu sözün önü arkası var.

Aziz Nesin gibi her cümleyi, ya da cümlenin içindekilerini yazsam bazı çevrelerde kesinlikle sıkıntı yaratabilir, benim de canım sıkılır.

Geldi geçti!

Ama dikkat edin bakın, şu günlerde bile, sözde solcular, sözde muhalifler ya da kendilerini sosyal demokrat gösterenlere bakın!

Millet ittifakını parçalamak için ellerinden geleni yapıyorlar.

‘Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçtirmemek için AKP’den daha doğrusu iktidardan yana neler yaptılar neler?

Ne ‘tiyolar’ verdiler…

Halâ diretiyorlar…

Neymiş efendim, ‘şu isimler!’ ‘Demokrasi için’ parlamentoya girmesinlermiş…

Ben de, halkımıza, insanımıza ne şekilde olursa olsun kötü ve haksız davranışlarda bulunanlara kesinlikle karşıyım…

Ben ki, ‘Bugün git yarın gel!’ diye görevlerini yapmayanlara bile hesap sorulmasından yanayım…

Kaba gelecek ama şu atasözünü unutmayalım:

‘Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı diyeceksin!’

Her şeyin sırası gelir…

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da dün gece, CHP’li Özgür Özel’in yaptığı açıklamanın benzerini yaptı:

‘Millet ittifakına bağlı 6 parti, anlaşma gereği CHP listesinden seçime giriyor. Her parti kendisine tanınan liste sıralamasında kendi milletvekili adayını gösterecek, diğeri buna karışmayacaktır…’

Tek tek ele alınırsa, mutlaka ‘üzümün çöpü’ gibi, bir şeyler bulunur.

Zaten bulunduğunuz şehirde, ister AKP, ister CHP ya da hangi partiye uğrar biraz etrafa dikkat ederseniz şu anda genel merkezler tarafından aday gösterilen isimler için neler neler söylendiğini duyacaksınız…

Acı gerçek bu…

Sonuç; herkes kendini üstün ve dev aynasında görüyor, ama karşısındakini küçümsüyor, kusur arıyor…

 

*- İLK TÜRK PARASI

Sevgili okuyucularım:

Anımsatayım:

1927’de basılan ilk Türk Parası (lirası) 103.73 Amerikan Doları etmekteydi.

Sık gündeme gelir;

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Ben traktörleri Amerika’dan bir avuç paraya aldım!’ demişti.

Peki o zamanlar, bir Türk lirası ile ne alınırdı?

1927 yılında basılan, Türkiye’nin ilk ve en küçük kağıt parası olan bu 1 lira ile 0 yıllarda 2 bin 300 ekmek, 142 kilo et, 10 bin adet yumurta ya da 400 kilo süt alınabiliyordu.

Yani;

1927 yılında basılıp piyasaya sürülen 1 TL. alabilmek için 103,73 ABD Doları ödemek gerekiyordu.

Bilmem anlatabildim mi?

Peki şimdi ne durumdayız?

Bakanın biri çıkıyor, ‘Biz TOGG diyoruz, onlar soğan diyor!’ diye konuşma yapıyor partililere…

Bir diğeri Bayram’da da geçiş ödemeleri yapılacak köprülerden, otoyollardan söz ediyor.

Günümüzün konusu ne?

Depremzedeleri, mağdurları unuttuk!

Tam kayıplarımızı da bilmiyoruz…

Ama kimimiz bir milyon liranın üzerinde bir fiyatla satışa sunulacak TOGG’u konuşuyor bir kısmımız da fiyatı her gün yükselen, yemeklerimizin olmazsa olmazı ‘kuru soğan’ ı…

Geçenlerde Karacabey’den geçiyordum…

Yol kenarında alıcı bekleyen soğan çuvalları vardı…

Şimdi ‘Keşke alsaydım!’ diyorum…

Ama alsaydım nereye koyacaktım?

Bakarsınız beni de ‘stokçu’ diye yakalayıp, hakim karşısına çıkarırlardı…

Yazımın bu bölümünü şöyle noktalayayım;

Nereden nereye?

 

*- TANIK; NAMIK KEMAL LİSESİ LABARATUARLARI

Şimdide sözü Mehmet Ali Bodur’a veriyorum:

Bakın ne diyor, ilk paramız ve eski zamanlarla ilgili;

‘O yıllarda ulusal kurtuluş savaşın da SSCB 60bin ruble altın para, top mermisi, silah mermisi mühimmat gönderdi,

Mustafa Kemal bunları unutmadı.

Bir de ulusal kurtuluş savaşında, danışman göndermişti.

Taksim Meydan’ında Büyük heykelin içinde kıyafetiyle görebiliz.

1937 de CHP’nin kongresinde Atatürk ‘SSCB’ğiyle ilişkilerini bozmayın’ diye konuşmuştur,

1950’den sonra Dış siyaset ve politika değişime uğramıştır.’

Ben de ilave edeyim:

İzmir Namık Kemal Lisesi’nde, yani bizim okulumuzun kimya ve fizik labaratuarlarında çok yıllar önce SSCB’den armağan edilen kitler ve labaratuar malzemeleri vardı. Hala duruyor mu? Bunu bilmiyorum.

Biz o labaratuarları derslerimizde kullanıyor ve bunlarla deneyler yapıyorduk.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP