Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yaşar Eyice

HER ZAMAN ‘İYİYİM’ DİYORUM

İsim vermeden nakledeyim:

İlahiyatçı bir büyüğümüz (!) verdiği vaizde, ‘Fakirler ahirette Peygamberimize komşu olacaklar’ demişti.

Zaten birçok insanımızda dualarında böyle dilekte bulunur.

Ama dikkat çeken ve haberlere konu olan şu:

‘Bu kişimiz Arabistan’dan ne bileyim Mekke’den değil de, emekliliğini geçirmek için Londra’dan bir villa satın alması!’

Parası olan ister villa alır, isterse en lüks özel lokantalarda istakoz da yer, en pahalı elbiseleri giyer, saatleri takar…

Ama ‘Parayı nereden buldun?’ sorularına yanıt vermezler,

‘Helal para!’ derler.

Bizim gibileri biraz düşündürürler, ‘Demek ki, helal para ile almayanlar da varmış!’

‘Akıllı olun, günaha girmeyin!’ diyenlere de hak vermiyor değilim!

Tabii anlayanlar için…

Bir zamanlar gündem neydi, ya da zaman zaman gündeme getirilen;

‘Rüşvetin belgesi olur mu?’ sorusu ve bu konuta yapılan çeşitli yorumlar…

Bazı olayları hemen unutuyoruz…

İşte size bir anımsatma:

‘Rüşvetin belgesi olur mu, pezevenk!’ sözü nereden geliyor?

 

*- SİMGE CÜMLE

 

Daha doğrusu; ‘Rüşvetin belgesi olmaz pezevenk!’

Bu cümle, Türkiye’deki yolsuzlukların simge cümlesi gibi olmuştur.

Ancak yolsuzluklar ne bu cümleyle başlamıştı ne de bu cümleyle son buldu.

Politika tarihine ilk kez en çarpıcı haliyle Özal dönemindeki “Civangate” davasında giriyor.

Bu skandal, Eska İnşaat’ın sahibi Selim Edes’in Emlakbank’a yaptığı inşaat ve sattığı arsanın bedeli olan 120 milyon doları tahsil etmek istemesi ile başlamıştı.

Emlakbank Genel Müdürü Engin Civan, bunu 3.5 milyon dolar rüşvet karşılığında yapacağını söylemişti.

Ancak Civan’a istediği rüşveti veren Edes, yine de parasını alamamıştı. Dönemin yer altı isimleri araya girmiş ve Edes’in azmettirmesiyle Alaaddin Çakıcı’nın adamı olduğu belirtilen Davut Yıldız tarafından Engin Civan vurulmuştu.

Ve böylelikle tarihimize “Civangate” olarak geçen skandal patlak vermişti. O duruşmalarda söylenen ve dünya rüşvet tarihine geçecek söz de Selim Edes’in Engin Civan’a söylediği şu sözdü:

‘Rüşvetin belgesi olur mu pezevenk!’

Rüşvetin belgesi olmasa da tanığı olabilir.

Savcılar, rüşvet suçunun oluştuğunu kabul etmek için mutlaka rüşvet anlaşmasının yapıldığının ispatlanması gerektiğini belirtiyor.

Rüşvet, tarihimizin bir parçası ve mücadele edilmesi gereken bir sorundur.

Belgesi olmasa da adaletin sağlanması için tanıklar ve deliller önemlidir.

Son zamanlarda ‘şeffaflık’ ve ‘liyakat’ sözlerinin özellikle yöneticiler ve siyasiler tarafından sık söylenmesi, ‘rüşvete hayır!’ anlamına geleceğini düşünmek istiyorum…

Ama bu kadar!

 

*- SIK RASTLIYORUM

 

Şimdi her sıkıntıyı Suriyelilere bağlama dönemindeyiz.

Sosyal medyada rastlıyoruz:

‘Suriyeliler giderse; ev kiraları düşer,

Enflasyon düşer,

Kültür seviyemiz, normale döner,

İşsizlik azalır!

Huzur ve bereket gelir!’ iddialarına…

İş insanları, patronlar bu görüşe karşı…

Çünkü bırakın çırak, usta bile bulamadıklarından yakınıyorlar.

Açıkça söyledikleri;

‘Suriyeliler olmasa işlerimiz durur!’

Yani kazançları sekteye uğrar…

Kısa süre önce Suriyeliler, Çin’de olduğu gibi, yarı yövmiye alıyorlardı.

Şimdi ‘Bitleri kanlandı’ yani maddi durumları düzeldi.

Pazarlık bile yapmadan, ‘Şu ücreti alırım’ diyorlar, bir günlük işi iki günde tamamlıyorlar.

Ama sonuçta para senden benden çıktığı için, işveren durumunda olanlar mutlu…

Artık, ‘Çırak bulamıyoruz!’ diyenler de yok gibi…

Ama bu nereye kadar gider?

Zaten her yerde artık işyeri sahibi, patron olan Suriyelileri, göçmen ya da sığınmacıları da görüyoruz…

Hayat onlara güzel…

AKP’li Mehmet Metiner, ‘Soruyorum; Siz Suriye’ye sığınmak zorunda kalsaydınız, Suriye halkının size nasıl davranmasını isterdiniz?’

Oğuzhan Uğur’un yanıtı ise şöyle;

‘Hocam biz Türk’üz!

Ya özgürüz, ya da ölürüz!

En iyisi bu soruyu siz kendinize sorun!’

Bence durumu ve memleketimizin insanlarını anlatan en güzel dialog bu küçük örneğin içinde saklı…

 

*- KÜÇÜK MUTLULUKLAR

 

Şimdi biraz da zaman içinde daha gerilere gidildim…

Nilgün Eser anlatıyor:

‘O vakitler, hayat, küçük mutluluklardı.

Küçük mutlulukların büyüttüğü arkadaşlıklardı.

Küçük mutlulukların büyüttüğü arkadaşlıkların kahramanları,

Yıllarca sabırla örülmüş, derin acıların, örtük kaderlerin, sinsi hüzünlerin içinden doğmuş kitapları, metinlerin dibine dalarak ve içlerinde ne varsa üstlerine giyinerek, okuyup bitirdikten sonra, onları neşeli bir fotoğrafa dönüştürebilen ahir zaman büyücüleriydi…’

Daha sonra da, Ateş Akkor’a mı, yoksa Melih Dizdaroğlu’na mı kime çektirdiği Emel Kayın ile fotoğrafını da ‘Küçük Mutluluklar’ diyerek paylaşıyor…

Bırakın küçüğü, bir damlacık mutluluğumuz var mı, içimizde?

Burada araya gireyim:

Adnan Erbestler’ın de dediği gibi;

Moralim bozuk olsa bile, birisi ‘Nasılsın?’ diye sorduğunda, her zaman ‘İyiyim!’ derim.

Çünkü bilirim ki;

Ne canımın sıkkın olması onların umurunda, ne de onların yapmacık ilgileri benim umurumda!

Bu yüzden her zaman ‘iyiyim’ ben!

 

*- CAN KURTARAN CİHAZ İÇİN

 

AKUT Selçuk Ekip Lideri Dr. Tunç Tuncer NASA Tarafından üretilen Bir kaç Ülkede bulunan, Kalp atışından enkaz altında yaşayan kişileri tespit edebilen, Finder cihazını almak için AKUT Selçuk olarak yardım Kampanyası Başlattıklarını duyurdu.

AKUT’un yüzde yüz gönüllülük esasıyla işleyişine devam ettiğini Söyleyen Tuncer, ‘AKUT,  Mali kaynağını bağışlardan sağlamaktadır. Bu sayede olanaklarını, teknik alt yapı ve ekipmanlarını iyileştirerek her geçen gün daha çok cana el uzatıyoruz. Bu cihazın ekibimizde olması gerçekleşebilecek afetlerde canlı hayatlara ulaşmada bize yol gösterici olacaktır.’ Dedi.

Afet anlarında kullanılması için geliştirilen ve insanların göçük altında kalp atışından yerini tespit etmeyi sağlayan bir cihaz olan FINDER MK4, NASA-JPL tarafından geliştirildi.

Bu cihaz şu ana kadar Meksika ve Nepal gibi bölgelerde gerçekleşen afetlerde kullanıldı.

 

*- MARATON İZMİR’DE ÖDÜLLER DAĞITILDI

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl beşincisini düzenlediği “Türkiye’nin En Hızlı Maratonu” Maraton İzmir Avek, 38 ülkeden 600 seçkin atletin katılımıyla koşuldu.

42 kilometrelik yarışın ödül töreni Kültürpark’ta yapıldı.

Erkeklerde Kenyalı Vitalis Kibiwot 2 saat 11 dakika 8 saniye derecesi ile birinciliği alırken, Etiyopyalı Sendeku Alelgn 2 saat 13 dakika 42 saniye ile ikinci, Kenyalı Silas Kurui 2 saat 13 dakika 47 saniye ile üçüncü oldu. 42 kilometrelik koşuda kadınlarda Etiyopyalı Aamelmal Tagel 2 saat 37 dakika 26 saniye ile birinciliği elde etti.

Etiyopyalı Bekelech Bedada 2 saat 42 dakika 10 saniye ile ikinci, Japon Suguru Oktabe ise  2 saat 43 dakika 16 saniye ile üçüncü oldu.

42K Maraton İzmir Avek 2024 Genel Erkekler ve Genel Kadınlar’da  birinci 10 bin dolar, ikinci 5 bin dolar, üçüncü 3 bin dolar, dördüncü 2 bin dolar,  beşinci ise bin dolarlık ödülün sahibi oldu.

42 K Türk kadın ve erkeklerde toplam ödül 100 bin TL

42K Türk Kadınlar ve Türk Erkeklerde birinciye 14 bin TL, ikinciye 12 bin TL, üçüncüye 10 bin TL, dördüncüye 8 bin TL, beşinciye 6 bin TL ödül verildi

Toplamda her iki kategoride 50 bin TL ödülün verildiği yarışma töreni dans gösterileri ve konserlerle renklendi.

42K Türkiye Erkeklerde birinci Hakan Turan (2 saat 51 dakika 3 saniye), ikinci Serdar Sezer (2 saat 51 dakika 6 saniye), üçüncü Erkan Bacak (2 saat 52 dakika 5 saniye) oldu.

42K Kadınlarda ise  birinciliği Tuğba Türkgülü (3 saat 52 dakika 21 saniye), ikinciliği Selin Çimrin (4 saat 2 dakika 22 saniye) ve üçüncülüğü Pınar Doğan (4 saat 19 dakika 53 saniye) elde etti.

Maraton İzmir kapsamında bu yıl 10 kilometrelik koşu da 5 bin sporcu katılımıyla yapıldı ve dereceye girenlere ödülleri verildi.

Yaşar Eyice

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

seven + 15 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER