DOLAR 32,6018 0.34%
EURO 35,0081 0.09%
ALTIN 2.449,760,57
BITCOIN 2094026-0,06%
İzmir
18°

AZ BULUTLU

üst menü altı

IŞIKLARI ÇOĞALTABİLİRİZ

ABONE OL
1 Aralık 2021 11:58
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye'de çocukların özellikle de kız çocuklarının okula gitme oranının arttırılması için pek çok Sivil Toplum Örgütü (STÖ)  çeşitli proje, etkinlik ve burs programları ile çalışmalar yapıyor. Geleneksel nedenlerin yanında sosyal ve kültürel sebeplerin de etkisiyle kız çocuklarının okullaştırılmasının önünde çok sayıda engel hala mevcudiyetini koruyor. Ulusal ve Uluslar arası pek çok kurum çok sayıda etkinlik ve kampanya yürütüyor.

Bu yazıyı sadece kız çocukları üzerine kurgulamak istemezdim ancak bana göre kız çocuklarının okullaşma oranının istenilen seviyelere gelememesi yakıcılığını sürdürüyor. Kızların okullaşmasına yönelik pek çok girişim ve çabaya karşın önemli bir oranı hala okul dışında. Dolayısıyla kız çocuklarının okullaştırılmasına yönelik bir toplu ikna ve güçlü kampanyalara ihtiyaç var.

Eğitim her birey için temel bir insan hakkı. Bu hak ulusal ve uluslar arası hukuki düzenlemelerle güvence altına alındı. Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, kadın hakları için uğraş veren Sivil Toplum Örgütlerince önemli bir reformist olarak kabul edilmelidir. Çünkü belki de hiçbir ülkede, hiçbir lider kız çocukları ve kadın hakları için bu kadar duyarlı olmadı ve böylesine mücadele etmedi.

Birçok alanda atıl kalan, hak ettiği değeri göremeyen kadınların toplumun her alanında erkeklerle birlikte yürümesi, çalışması ve ilerlemesi gerektiğine yürekten inanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yeni kurulan Cumhuriyet'in ilk yıllarından başlayarak kadını erkekle eşit bir birey olarak ele alarak, Cumhuriyet Kadını vizyonuna uygun çok önemli adımlar attı. Laiklik ilkesi, Medeni Kanun'un kabülü gibi adımlarla kadınların sosyal ve siyasi haklarının tanınmasında döneme göre ilerici, devrimci atılımlar gerçekleştirdi.

Kadınlara gerekli eğitimi veren bir toplumun ilerleyemeyeceğini düşünen Atatürk, “Dünya yüzünde gördüğümüz herşey kadının eseridir” ve “Bir sosyal topluluk, bir millet erkek ve kadın denilen iki tür insandan oluşur. Kabil midir ki bir kitlenin bir parçasını geliştirelim, diğerini müsamaha edelim de kitlenin bütünü ilerletilebilmiş olsun? Mümkün müdür ki bir camianın yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı semalara yükselebilsin? Şüphe yok, terakki adımları, dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmalı ve gelişmeyendik alanında birlikte kesin bir tavır almak gereklidir. Böyle olursa devrim başarılı olur” diyerek vizyonunu ortaya koydu ve bu yönde hızlı ve dev adımlar attı.

Nitekim çıkardığı Tevhid-i Tedrisat Kanunu’yla eğitim ve öğretimde birlikle karma eğitime geçilmesini sağladı. Kız ve erkek çocuklarının bütün kademelerde eğitimden yararlanmasının önünü açtı. Kız erkek herkese eğitimi Anayasal bir zorunluluk haline getirdi. Kadınların eğitim yoluyla meslek edinip toplum yaşamına katılması belki de Cumhuriyet'in en önemli dönüşüm ve kazanımlarından biri oldu.

Kız çocuklarının, kadınların eğitimine büyük önem veren Mustafa Kemal Atatürk, kadının toplumsal hayatın eşit bir paydaşı olarak gördü ve kadınların toplumsal hayatta hak ettiği yeri alması için sosyal, kültürel, hukuk ve eğitim alanında devrimler yapan önemli bir lider olarak tarihteki yerini aldı. Cumhuriyet Kadını'nın doğuşunun mimarı Atatürk'ün ardından günümüze gelirsek…

Eğitim, her birey için temel bir hak olarak kabul edilmektedir. Bu hak, hem ulusal hem de uluslararası hukuki düzenlemelerle güvence altına alınmıştır. Bununla birlikte eğitimin farklı kademelerinde bu temel hakkın elde edilmesine ilişkin çeşitli sorunlar yaşanmaktadır. Bunlardan biri, okullaşma (okula erişim) ve devam sorunudur. Kız çocuklarının okula gönderilmesi yönünde,

Kız Çocuklarının Okullulaşmasına Destek Kampanyası, Haydi Kızlar Okula, Kız Çocuklarının Okula Devam Oranlarının Artırılması Projesi, Kız Çocuklarının Okullulaşma Oranının Artırılması Projesi gibi çok sayıda proje yürütüldü.

Kız çocuklarını okula göndermek istemeyen ailelerin başta kültürel, ekonomik olmak üzere pek neden sıraladığı görülürken, başat nedenlerden birinin de maddi yetersizlikler olduğu ortaya çıkıyor. Özellikle Anadolu'da küçük kentler ya da kırsal kesimde yaşayan aileler okullaşmaya karşı direnç gösterirken, sosyal ve kültürel nedenlerle birlikte ekonomik imkansızlıklarını gerekçe olarak ortaya koyuyor. Kız çocuklarının okula erişiminde ya da okula devamında ikna teknikleri, aile ziyaretleri yapılmasının yanısıra ailelere maddi imkanlar sağlanmasında çözüm için önemli bir anahtar rolü görüyor.

İşte bu noktada devreye sivil toplum örgütleri (STÖ) giriyor. Pek çok Sivil Toplum Örgütü (STÖ) ve iş insanı kız çocuklarının eğitime devamı için burs projelerini hayata geçiriyor. Bu STÖ'ler içinde 1989 yılından bu yana faaliyette olan kurucusu değerli bilim insanı  Prof. Aysel Ekşi olan ve yine çok değerli bilim insanı Prof. Türkan Saylan'ın da önemli katkılarıyla yoluna devam eden Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD). 1995 yılında 500 üniversite öğrencisine verilen burslarla çalışmalarını arttıran ÇYDD bugüne kadar kız ve erkek toplam 37 bin 614 üniversite öğrencisinin eğitim hayatını tamamlamasına verdiği büyük destekle öne çıkan STK'lardan biri oldu..

Bu kez ekonomik krizin giderek derinleştiği son yıllarda pandeminin de etkisiyle okulu bırakan ya da gidemeyen kız ve erkek öğrencilerin sayısındaki endişe verici artışa dur demek için harekete geçen ÇYDD, Bir Işık da Siz Yakın başlıklı bağış kampanyası başlattı.

ÇYDD yönetici ve gönüllüleri, N Kolay 43. İstanbul Maratonu'nda Bir Işık da siz Yakın isimli bağış kampanyası için koştu. 120 şubeden gönüllü, üye ve bağışçıların katıldığı koşuyla başlayan kampanyada, kısa süre içinde 4 bin 95 bağışçının desteğiyle 852 bin 345 TL bağış toplandı ve bu bağışlar 270 öğrencinin daha alacağı bursla eğitim hayatını sürdürmesine katkı sundu.

ÇYDD İzmir Şubesi'nin kampanya öncesi düzenlediği toplantıya elbette koşa koşa gittim. Çünkü ben de bir ÇYDD bursiyeriydim. Henüz 17-18 yaşında bir kız çocuğu olarak, bundan tam 20 yıl önce Türkiye'nin en önemli kurumlarından Ege Üniversitesi'ni kazanmış ve ailenin yaşadığı büyük maddi sarsıntı nedeniyle ÇYDD İzmir Şubesi'nin kapısını çalmıştım. O günü unutmam hiç de mümkün değil. Kitap okumayı hobi olarak değil hayatının merkezine almış bir kız çocuğu olarak daha fazla kitap almak, tiyatroya, sinemaya, konsere de gidebilmek istiyordum üniversite yaşamım boyunca. Ancak yaşadığımız ekonomik sarsıntı buna imkan verecek gibi görünmüyordu. O gün görüşmeye çağrıldığım ÇYDD şubesine gidip uzun bir masada oturan çoğu öğretmen kurum yetkilisinin karşısında oturup, kendimi onlara son olarak okuduğum kitabı anlatmakla başlayıp kitap önerilerinde bulunurken bulmuştum. Son olarak da, üniversiteye devam edebilmem için sizin bana burs vermeniz gerekiyor, cümlesini kurarak ayrılmıştım. Sonrası mı? 'Çok sayıda başvuru var, sanırım verilmez' diye düşünürken, kısa süre sonra gelen yanıtla ÇYDD bursiyeri olmuştum.

İlk bursu aldığımda ne mi yaptım? Önce gidip bahsettiğim kitaplardan birini satın alıp hediye ettim. ÇYDD ile başlayan ve eğitim hayatımı tamamlamaya yardımcı olan bu süreç sonunda, gazeteci olarak başladığım ve 21 yıl sürdürdüğüm meslek yaşantımı şimdilerde Demokrat Gündem Gazetesi'ni (www.demokratgundem.com) kurarak sürdürüyorum. Hayalim bu kurumun başta kız çocukları olmak üzere başarılı, gazeteciliği 'canla, başla, aşkla' yapmayı isteyen gençlerin çalıştığı, büyüdüğü, güçlendiği bir kurum olarak yoluna devam etmesi. Herşey önce hayal etmekle başlar ne de olsa…

'Bir Işık da Siz Yakın' diyerek, yine ve yeniden gençlere, öğrencilere ulaşmak için bağış kampanyası başlatan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (ÇYDD) başta İzmir Şube başkanı Onur Ertürkan, Gönül Kaya, Aslı Tamtürk olmak üzere tüm yönetici, üye ve gönüllülerine sevgi, saygı ve teşekkürlerimle. Teşekkürler ÇYDD. Teşekkürler Prof. Aysel Ekşi, teşekkürler Prof. Türkan Saylan. Bir teşekkür de bu kampanyanın her aşamasında bizzat bulunan, koşuya da katılarak İzmir'den maddi ve manevi destek veren İzmir Köy Koop Başkanı Neptün Soyer'e. “Elimden geldiğince ben de bir ışık yakmak istedim. Bu zamana kadar olduğu gibi, bundan sonrasında da olmam gereken her yerde her platformda elimden geldiğince destek vermeyi sürdüreceğim. Işıkları çoğaltmak için çalışacağız" diyen Neptün Soyer'in dediği gibi, 'ışıkları çoğaltmak' dileğiyle….

 

 

 

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP