DOLAR 32,3782 0.16%
EURO 34,9963 -0.29%
ALTIN 2.324,080,21
BITCOIN 2260128-0,77%
İzmir
18°

AÇIK

üst menü altı

Karaburun’a öneri!

ABONE OL
16 Aralık 2020 14:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir önceki ‘Hikâye değil gerçek!’ başlıklı yazımda, ‘İzmir için ne yapabiliriz?’ sorusunun yanıtını okuyucularımızla birlikte aramaya çalışmıştım.

Bu sorunun yanıtını ‘gurme’ olarak kabul edebileceğim hassas insan Nadide Apaydın Akbulut, ‘Gelen turisti nasıl daha fazla İzmir'de tutmalı, daha fazla beğenisini ve daha fazla para harcamasını sağlamalı?’ dediğini ve önerilerini belirtmiştim.

Tabii ki bende, hem kendi önerilerimi belirtmiş, diğer yandan Nadide Hanım’ın bir önerisini destekleyen Bornova Küçükpark’te kuş pişirmek için yaktığımız ateş ile bir kiliseyi nasıl yaktığımızı, yabancı misyon yetkililerinin de takip ettikleri mahkemede çocuk yaşta yargılandığımızı ve klişenin bahçesindeki bir kuyudan dıştaki bir kuyuya geçit olan tünelde oynadığımızı ve bu kuyunun bizden öncekilerden duyduğumuz gibi Kadifekale bağlantılı olduğunu ‘hikaye’ tadında anlatmaya çalışmıştım.

Yazımın sonunda belirtmedim ama sözü İzmir’in son zamanlarda CHP’li kadın belediye başkanı ile parlayan önemli bir ilçesinden bahsedeceğimi ifade etmeye çalışmıştım.

Önce bir anımsatma yapayım:

 

BEKLENEN OLDU!

Yaşama dair yeni bir sözü, fikri ve projesi olan herkesi İzmir’de buluşmaya davet eden ‘İzmir Zamanı!’ ortak akıl çağrısının Haluk Bilginer tarafından seslendirilen İngilizce tanıtım filmi yayına girdi.

‘İzmir Zamanı’ ortak akıl çağrısı İngilizce tanıtım filmiyle şimdi dünyaya açılıyor. 

Film, İzmir’in tanıtım kanalı ‘VisitIzmir YouTube’ kanalında yayına girdi. İzmir’in 8 bin 500 yıllık mirasını günümüzle bütünleştiren film, tarih boyunca sayısız felaketi atlatmayı başarmış İzmir’in kalıcılığına vurgu yapıyor. 

Filmin Türkçe versiyonu iki hafta önce yayınlanmıştı.

Daha dirençli bir kent için yaptığı ortak akıl çağrısına iki haftada Türkiye’nin farklı yerlerinden 111 proje önerisi ve 150’den çok gönüllü katılım başvurusu geldi.

İzmir Zamanı ortak akıl çağrısı, doğa olaylarının yıkıcı felaketlere dönüşmediği bir hayat için İzmir’de bir düşünce ve üretim meydanı oluşturmayı hedefliyor. 

Yaşam hakkını odağına koyan İzmir Zamanı, daha iyi bir yaşam için yalnızca binaları, park ve caddeleri değil; ticareti, tarımı, turizmi, kültür ve sanatı, yaşamın tüm alanlarını tasarlamaya yönelik, çığır açan fikirleri İzmir’e davet ediyor. 

Biz de dün bu konuyu ele alarak görüşlerimizi ortaya koymuştuk..

Ama söyleyeyim:

Bu işten para kazanacaklar eminim ki bunların hiçbirini ne değerlendirmeye alacaklar, ne de ilgilenecekler.

Çünkü onlar çocukların bile söyledikleri bir cümleye odaklanmışlardır:

‘Elma piş, ağzıma düş!’

Yazımız üzerine İstanbul’dan Greenactive’nin kurucusu İzmirli Gazeteci Ertuğrul Kale aradı..

‘Benim de İzmir için düşüncem ve projelerim var!’ dedi.

Sormadım…

‘Büyükşehir’i ara!’ dedim…

Ertuğrul Kale kimdir?

Gençler için söyleyeyim:

Öncelikle o da birçok ünlü gibi Namık Kemalli…

İkincisi İzmir’in bir zamanlar üç önemli gazetesinden biri olan ‘Ege Ekspres’ de, spor yazarlığından başlayıp, basamakları hızla tırmanan, Hürriyet ile Haber Ajansı’nın İzmir ve Ege temsilciliğinden başlayıp dünya çapında birkaç önemli proje ile birincilik kazandığını söyleyeyim…

Yani İzmir’in gururlarından biri…

Tabii ki İzmir için herkesin mutlaka ve mutlaka bir önerisi vardır.

‘Akıl akıldan üstün’ bunu unutmamamız lazım.

Ama bugünkü konumuza geliyorum, Karaburun’a…

 

KARABURUN’A YOĞUN İLGİ

Doğal güzellikleri, tertemiz doğası ve denizi ile büyük kentlerin keşmekeşinden kaçmak isteyenlerin sığınağı olan Karaburun, Türkiye’de konut kira bedelleri en fazla artan 4’üncü ilçe oldu. 

Bazı verilere göre, yüzde 61’lik ortalama kira konut bedeli artış oranı ile Karaburun; Döşemealtı, Kaş ve Sapanca ilçelerinin ardından 4’üncü sırada yer aldı. 

Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, ilçeye son yıllarda dikkat çekici oranda artan ilgiden memnun olduklarını belirterek, ‘Ancak bu ilginin ilçemizin doğal dokusunu bozmasına izin vermeyeceğiz. Zenginliklerimizi korumak için her zamankinden daha tedbirli davranacağız.’ diyor.

Ben kendimin anketini söyleyeyim:

Karaburun gibi; Çeşme, Urla, Foça, Selçuk, Tire…

Özetle İzmir’in her yerleşim alanı olağanüstü ilgi görüyor, bunun sonucu da fırsatçılara gün doğuyor…

İşte buna ‘dur’ demenin yolları da paralel olarak bulunmalı…

Göç önlenmeli…

Bir anımsatma yapayım:

Evka’ların kurulmasını sağlayan ve ilk adımı atan Dr. Burhan Özfatura belediye başkanlığı döneminde şöyle bir fikir ortaya atmıştı:

‘İzmir’e gelecek olanda bazı şartlar aramalıyız; Mutlaka ve mutlaka girişler izinli olmalıdır!’

Nasıl yurt dışına çıkılırken; bizlerden çok şey isteniyorsa onun gibi…

Tabii ki büyük tepki görmüştü bu görüşü de rafa kaldırıldı…

Şimdi Karaburun’a devam edelim:

 

‘KUŞADASI YA DA ALAÇATI OLMAYACAĞIZ!’

Koronavirüs salgını sonrasında yazlıkların kapatılmaması ile Karaburun’un kış nüfusunda önemli bir artış yaşadıkları bilgisini veren Başkan Erdoğan, 30 Ekim’de yaşanan deprem felaketi sonrasında ise ilçe nüfusunun daha da arttığını sözlerine ekledi. 

İzmir’in yanı sıra İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerden yoğun konut ve arsa talebi olduğunu kaydeden İlkay Girgin Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: 

‘10 bin 750 olan resmi nüfusumuza göre kaynak tahsisi almamıza rağmen, bu nüfusun en az üç katına hizmet üretmek zorunda kalsak da bu ilgi kuşkusuz bizi mutlu ediyor. 

Ancak Karaburun’un, Kuşadası gibi beton denizine boğulmuş bir ilçe ya da bir Alaçatı gibi fiyatların insan zekâsıyla alay eder noktaya savrulduğu bir belde olmasına asla izin vermeyeceğiz. 

Doğal olanı, saf olanı, sağlıklı olanı tercih edenlerin seçeneği olmayı sürdüreceğiz. 

Denizimizin kirlenmesine, vahşi yapılaşmayla betona boğulmuş bir Karaburun’a geçit vermeyecek, bakir güzelliğimizi koruyacağız. Karaburun’da yaşamak ya da ikinci konutlarını almak isteyen yurttaşlarımızın bu bilincimizi paylaşmalarında yarar görüyoruz. 

Tüm hemşehrilerimi ve Karaburun sakini olmayı düşünenleri ilçemizin değerlerine ve güzelliklerine sahip çıkmaya, doğayı yok etmeden, doğayla iç içe yaşamaya davet ediyorum.’

Yazımı burada noktalayacaktım ama bu kez Karaburun’la ilgili bir önemli masaj Bodrum’dan geldi…

Bodrum’da yıllarca önce çalıştığım 6 önemli gazetenin Bodrum temsilciliğini de yapan Mustafa Ali Çotura bakın ne diyor?

 

 

‘KARABURUN ÇALIŞTAYI YAPILMALI!’

‘Yaşar;

Karaburun belediyesi sorunlarının çözümüne katkı yapabilecek ilim bilim adamı, akademisyen ve üniversitelerin katılımıyla 7-10 günlük bir çalıştay yapıp bu çalıştayda elde edilen veriler doğrultusunda hazırlanacak uygulanabilinir bir Karaburun Anayasası hazırlamalı…

Bu anayasanın gereği A dan Z ye planlama yapmalı ve her adım bu planlamaya göre yapılmalıdır.

Bu planda her şey ofunku ve planlanan gündeki nüfusa gore yapılmalı.

Yapılaşma, göç, büyük alışveriş mağaza açımı, yatırımlar hep planlı bir şekilde yapılmalıdır

Karaburun turizm bölgesi ise bunların hiç birini yapabilme şansınız yok.

 

KENDİMİZİ PAZARLAYAMIYORUZ!

İzmir için de bir şeyler söylemek isterim;

Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak kendimizi pazarlayamadığımız için ne yaparsak yapalım hele de her şey dahil devam ettiği sürece biz Turizmde bir adım büyüyemeyiz.

Benden söylemesi…’

Emekli Mustafa Ali Çotura da Bodrum’dan Karaburun’a benim aracılığımla böyle sesleniyor…

Şunu söyleyeyim:

Bodrum daha bilinmez, Halikarnas Balıkçısı’nın ya da başkalarının kitapları daha okunmadan bu yana Bodrum’u bilen birisi…

Yani canlı bir tarih…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP