DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 20724571,27%
İzmir
18°

AÇIK

üst menü altı

TÜRK NESLİNİ KURTARDI

ABONE OL
19 Şubat 2022 23:22
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Öncelikli iyi bir tatil günü diliyorum…

Bugün gerilerden bu yana bir gezinti yapmak, halimizi değerlendirmek istiyorum…

Tabii ki örnekler vererek!

Bazı hatırlatmalar yaparak!

Herkes yıkımdan söz ediyor kendine göre!

Ben de;

Sorma, sorgulama, okuma, araştırma olmazsa, yani ‘sadece itaat et!’ diyenler çoğalırsa insan ruhen yıkılır…

Bunun sonucu de memlekete gelir!

Aman dikkat edelim!…

Şunu da unutmayalım;

Bir ülkede yalakalığın getirisi, kesinlikle dürüstlüğün getirisinden fazla olmamalıdır.

Bunun için hep ‘liyakat’ demiyor muyuz?

 

*- ÇOK VE AZLAR…

 

Şimdi modern çağdayız, değil mi?

Ama;

Kelime çok, anlamı az!

Yasa çok, adalet az!

Geveze çok, konuşan az!

Yürüyen çok, ilerleyen az!

Herhalde bu yazdıklarıma ‘hayır’ diyecek fazla yoktur…

Şunu da biliyoruz;

Fakirin yemek bulmak için metrelerce yürüdüğü, zenginin yemeği sindirmek için metrelerce yürüdüğü bir tuhaf dünyadayız değil mi?

Sık sık mutluluktan söz ediyoruz…

Öyle ki TUİK bile bu konuya değindi…

Ben de ‘Mutsuzluktan’ söz edeyim..

Mutsuz bir ülkede ne yapılır?

Çok fazla televizyon izlenir, az kitap okunur, particilik fazladır, ön yargı çoktur, bilimden haber yoktur!..

Bir ülkede;

Düşünmeyen, konuşmayan, görmeyen insanlar olabilir;

Ama en vahimi nedir?

Olup biteni umursamayanların sayılarının çok daha fazlasının olması…

Bizler de çevremizdeki olaylara kesinlikle duyarsız olmamalıyız…

‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!’ dememeliyiz…

Birlik ve beraberlikten boşuna söz etmiyoruz…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne demişti?

‘Biz cahil dediğimiz zaman; mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz!

Kastettiğimiz; ilim irfanı, hakikati bilmemektir.

Yoka okumuş olanlardan, en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de, hakikati gören gerçek âlimler çıkabilir…’

Madem Mustafa Kemal’den söz ettik, devam edelim ki, bazılarına kapak olsun!…

Şunu da öncelikle belirteyim:

O’nun düşmanları hiçbir zaman, hiçbir savaşı kazanamadı…

Yeri gelmişken söyleyeyim:

Satır başında büyük ‘O’ harfi güzel Türkçemizde sadece ve sadece Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü belirtmek için kullanılır…

Acaba Tarkan’ın son şarkısında ‘Türkçe’ sözcükten söz eden, kendini alim görenlerin bundan haberleri var mı?

 

*- DÜNYA YILDIZI İDİ

 

Fidel Castro şunları söylemiştir:

‘Atatürk bir yıldızdı!

Kaydı ve tesadüfen ülkenize düştü..

Bu nedenle çok şanslısınız.

Yıllarca O’nu örnek almaya çalıştım, maalesef çeyreği kadar olamadım.

Atatürk olmak zor şeymiş!

O, ölümünden sonra bile ülkesini yöneten tek liderdir.

Ne yazık ki, ülkenizde, hâlâ O’nun önemini anlamayan bir halk kitlesi var!:’

Macar atasözünde ne denmiş?

Sarhoş ayılır, cahil ayılmaz!

Bu arada, adına ‘üniversite’ bile kurduğumuz ‘Sütçü İmam’ın ünlü sözünü belirteyim:

‘Her kim ki, Mustafa Kemal ve Kuvay-ı Milliye aleyhine fetva verip, düşmanlık yapar, bilin ki onların damarlarında ‘Kafir kanı’ akar!’

Kafirlikten söz edenlere ben de şunu anımsatayım:

İçimizde çok ama pek çok kâfir var!

‘Zenci’ sözcüğü birçok ülkede yasak ve aşağılayıcı kabul edildiği için ben de ‘siyahi’ diyeceğim Malcolm X bir zamanlar tarihe geçecek nutkunda ne demişti?

‘Bize hep yalan söylediler!

…Ve inandıkça daha fazlasını söylediler!’

Ahh bir de şu ‘yalan’ olmasa?

Bazılarımız ‘yalan’ı kurtarıcı olarak görmese, ne güzel olurdu!

 

*- ‘TÜRK NESLİNİ KURTARDI’

 

‘Atatürk olmasaydı;

Türk belki Özbekistan’da olurdu!

Ama; Trakya ve Anadolu’da kalmazdı!

100 yılda; tüm civar büyük coğrafyadan sürülmüş ve katledilmiş Türklerin Konya Ovası’ndan sürülmeleri ve atılımları ne kadar sürerdi sanıyorsunuz?’

Bu sözler, ünlü tarihçi Prof. Dr. Justin McCarty’ye ait.

…Ve Amerikalı tarihçi şöyle devam ediyor:

‘…Ne Türk ne de Türkiye kalırdı!

Mustafa Kemal sadece ülkeyi kurtarmadı; Türk neslini de kurtardı!’

Bunu kesinlikle unutmamamız lazım…

Hazreti Ali ne demiş?

‘Allah seni özgür yaratmışken, başkasının kölesi olma!’

Sizi bir gerçeğe götürerek güldüreyim;

İspanya’da eskiden rahip olan bir belediye başkanı, ‘Bana oy vermeyenin günahlarını açıklarım!’ demişti..

Peki ne oldu?

Ve ölünceye kadar koltuğunu bırakmadı!…

İbni Rüşd şöyle demişti:

‘Cehaletin yoğun olduğu toplumlarda din ticareti en karlı kazançtır.

Bir cahile tahakküm etmek istiyorsan, batıl meseleleri, dini bir kılıfa koyman yeterlidir!’

Şimdi de sözü ilk Diyanet İşleri Başkanı Rifat Börekçi’ye vereyim.

Bakın İlk Diyanet İşleri Başkanımız Rifat Börekçi ne anlatıyor:

‘Ata’nın huzuruna girdiğimde, beni ayakta karşılardı!

Utanır, ezilir, büzülü, ‘Paşam beni mahcup ediyorsunuz!’ dediğim zaman, ‘Din adamlarına saygı göstermek Müslümanlığın icaplarındandır’ buyururlardı.

Atatürk şahsi çıkarları için kutsal dinimizi siyasete alet eden cahil din adamlarını sevmezdi!’

Bu önemli ve tarihi açıklamayı Diyanet İşleri Başkanları yayınında bulabilirsiniz.

Ahmet Gürtaş, ‘Atatürk ve Din Eğitimi’ adlı kitabının 17’nci sayfasında da bu konuyu anlatıyor.

 

*- DÜŞÜK SEVİYELİLER

 

Montesquieu, ‘Bir ülkede yakalığın getirisi dürüstlüğün getirisinden daha fazla ise o ülke batar!’ demiş…

Ben de yazımın başında benzer bir laf etmiştim…

Herhalde bu sözler Montesquieu’den aklımda kalmış…

Daha yakın zamanda Jean Rostand’ın da sözlerine kulak verelim:

‘Bir gün atomun enerjisini serbest bırakacağız!

Gezegenler arası yolculuklar gerçekleştireceğiz!

Ömrü uzatıp, tüberküloz ve kanseri tedavi edeceğiz!

Ama; en düşük seviyeli insanlar tarafından yönetilmiş olmanın sırrını asla çözemeyeceğiz!’

Neden hep ‘seviyeli siyaset’ diyoruz…

Jean denilen bu adamı mahcup etmek için…

Haklı çıkarmamak için…

 

*- KUŞUN KANATLARI

 

Yazımı bazı kesimlerin karşı oldukları biri, Charles Darvin’in şu görüşü ile bitireyim:

‘Bilim ve sanat bir kuşun kanadı gibidir.

Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar.

Uçamayanlar ise tavuk olurlar!

Tavuk toplum;

Önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz.’

Geçen hafta Adana’da bir grup genç bir gazete matbaasının önünde gösteri yaptı…

Her zaman, her grubun, karşıt fikirlilerin birbirlerini suçladıkları gibi, ‘Satılmış, yemlenmiş!’ gibi sözcükleri kullandılar.

Sonra da yanlarında getirdikleri kuş yemlerini yola saçıp, ‘yemlenin’ dediler.

Herhalde Darvin’in sözlerini anımsamış, oradan yola çıkmış olmalılar…

Bugün hızımı kesemedim.

Bir de Hugo Chavez’den laf edeyim:

Hugo Boss’u biliyoruz, İzmir’deki serbest bölgedeki fabrikasını da..

Bir eklentı yapayım bu arada; Paris’te kıyafetlere bakıyordum, en pahalı ve değerli elbiselere baktığımda şu etiketi gördüm;

‘Hugo Boss – izmir’

Bakalım bu arada Hugo Chavez’i ve sözlerini anımsayan olacak mı?

Benim de benzetmem bu kadarcık;

 

*-  GÖZLERİMİ YAŞLANDIRAN ÇOCUK!

 

Yoksulluğun ilahi bir plan olduğu büyük bir yalandır.

Tanrı açlık ve tokluk isteseydi; denizde balık, ormanda meyveler armağan etmezdi.

Tanrı; insanların ulaşabileceği ve herkese yetecek kadar zenginliği tüm insanlara sunmuştur.

Ama birileri, bunların çoğunu almak için, ‘Tanrı sizlere yoksulluk karşısında sonsuz ve mutlu hayat verecektir!’ diyor.

Yoksulluk arttıkça, Tanrı’nın herkes için verdiği zenginliklere birileri daha fazla el koydukça, Tanrı adına konuştuğunu ileri sürerek, yoksulluk karşısında, yoksulluk karşısında ‘dur’ diyen din adamları da çoğalıyor.

Latin Amerika ‘yoksulluk karşısında susanların’ coğrafyası olmayacaktır.’

Hugo Chavez herhalde bizim imamlardan söz etmiyor, değil mi?

Geçenlerde Ukrayna’ya turistik gezi yapan İzmirli Gazeteci, Sözcü Gazetesi’nin önceki sorumlu yazı işleri müdürü Enver Kaya anılarını anlatırken, orada da papazların büyük saygı gördüğünü ama geçimlerinin kendilerinin de ihtiyaç sahibi fakir halktan olduğunu gözlemlediğini belirtmişti.

Chavez aklıma bunu getirdi…

Gözlerim yaşlanarak hep şunu anımsarım, bir tuhaf olurum:

3 yaşındaki bir çocuğun ‘CENNET’TE YEMEK VAR MI, ANNE?

VARSA ÖLELİM, KARNIMIZ DOYAR!’

Dediği bir dünyadayız, maalesef…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP