Klasik edebiyat eserleri okumadan bir hayat geçirirsek, çok eksikli insanlar oluruz..
İnsan, önce klasik eserleri okuyarak olgunluğa erişmelidir, çünkü bu eserler insanlığın çarpıcı serüveninde en yüksek beyinlerin ürettiği, insanlığın faydasına sunulmuş en estetik metinlerdir.
Homeros’un İlyada, Cervantes’in Donkişot, Daniel Defoe’ nin Robinson Crusoe, Jonathan Swift’in Gulliver’in Seyahatları, Gogol’un Ölü Canlar, Henry Fielding’in Tom Jones, Turgenyev’ in Babalar ve Oğullar, Victor Hugo’nun Sefiller, Oscar Wilde’nin Bay W.H.’nin Portresi, Gustav Flaubert’in Madame Bovary, Tolstoy’un Harp ve Sulh, yine Tolstoy’un Anna Karenina, Üç Ölüm, Efendi ile Uşağı, Jack London’un Martin Eden, Mark Twain’in Tom Sawyer, Stendhal’in Kırmızı ve Siyah, Dostoyevski’nin Karamazof Kardeşler, Öteki, Honore de Balzac’ın Goriot Baba, Puşkin’in Yüzbaşının Kızı, Hemingway’in Silahlara Veda, John Stein-back’in Gazap Üzümleri gibi nice klasik edebiyat ürünlerini bilmeden hayat denizinde adam gibi uzaklara gidilebilir mi?..
Peki bunlarsız başarıya ulaşanlara ne demeli?..
Dünyanın düzeni bozuk demeli..
Dünya düzeninin ahlaklı, eşitlikçi, demokrat, hümanist, devrimci olabilmesi için klasik eserlerin verdiği mesajlara kulak kabartılmalıdır.
Aristokrasi döneminde üretilmiş klasik eserler bile, o aristokrat dünyanın havasını sunarken, yine de insanın özünü, hümanizmi, adaleti, aşkı, romantizmi, eşitlik idealini apaçık veya gizlece savunur..
Bir Honore de Balzac, tek başına, kendisinden sonra gelen Emile Zola, Marcel Proust, Charles Dickens, William Fulkner, İtalo Calvino ve Jack Kerauac’ı etkilemiştir.
Emile Zola, Balzac okunmadan, bilinmeden, yorumlanmadan “adam” olunur mu?.. Doğrusu bilmiyorum, bilemiyorum..
Klasikler’den vazgeçmemeliyiz.. Cervantes’in Don Kişot’ undan (1605) vazgeçilir mi?.. Virginia Woolf’un Deniz Feneri’nden (1927) vazgeçilir mi?.. Kafka’nın Dava’sın-dan (1913) vazgeçilir mi?..
Okullarımızda ödev verilince, çocuk veya velisi kitapçıdan kötü çevrilmiş bir klasik eser alıp ödevi yapıyor güya. Okumadan, incelemeden, anlamadan geçiştirilip gidiyor. Bizim zamanımızdaki herbiri bilgin olan Türkçe Edebiyat hocaları da artık ortalıktan çekildiler..
Bence daha orta okul sıralarında Klasik okumaya başlayıp, lise sona kadar bunu devam ettiren bir genç, üniversite bitirmiş kadar bilinçli olur. Kimse onunla baş edemez.
Bu konuda velilere çok görev düşüyor. Çocuklarımızı televizyon ve bilgisayarlardan uzaklaştırıp, sakin ve ılık odalarında birkaç saat klasik okumaya alıştırmalıyız.
Acelesi olanlar ve okuyup ta unuttum diyenler için Say Kitabevi, kolay okunan türden 90 Klasik Kitap yayınlamaya başladı. Amanın ne kadar çok sevindim. Don Kişot, Venedik’te Ölüm, Simyacı, Ulysses, Dava, Suç ve Ceza, Gülün Adı, Odysseia, Açlık, Koku, Hayvan Mezarlığı, Çıplak Şölen, Romeo ve Jülyet, Yüzyıllık Yalnızlık, Moby Dick, gibi yapıtlar öncelikle yayınlandı, gerisi gelecek.. Sevindirici haber.
Gelelim Türk Klasikleri’ne.. Dede Korkut Hikayeleri’n-den başlayalım.. Namık Kemal’in Vatan yahut Silistre’sine uzanalım. Yine, Namık Kemal’in İntibah ve Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşkı Memnu kitaplarından başlayıp, Zehra (Nabizade Nazım), Çalıkuşu (Reşat Nuri Güntekin), Eylül (Mehmet Rauf), Mürebbiye (Hüseyin Rahmi Gürpınar), Sinekli Bakkal (Halide Edip Adıvar), Üç İstanbul (Mithat Cemal Kuntay), Yaban (Yakup Kadri Karaosmanoğlu), 9.Hariciye Koğuşu (Peyami Sefa), Saatleri Ayarlama Enstitüsü (Ahmet Hamdi Tanpınar), Bereketli Topraklar (Orhan Kemal), Zübük (Aziz Nesin), İnce Memed (Yaşar Kemal), Yorgun Savaşçı ve Devlet Ana (Kemal Tahir), Küçük Ağa’ya (Tarık Buğra) uzanan bizim Türk Klasikleri de, daha birçok değerli yazarımızın eserlerini de kapsayarak muazzam bir kütüphane doldurur.
Benim bir Klasik Romanlar kitaplığım var. Yarım yüzyılda, 200 tane kadar okudum ve biriktirdim. Çok şey öğrendim onlardan. Dedim ya, ayrı bir üniversite diploması aldım. Ama son günlerimde, Hıfzı Topuz, İlber Ortaylı, Hasan Pulur, Doğan Hızlan, Altemur Kılıç, Halit Refig, Emre Kongar, Aydın Boysan, Sina Akşin gibi ustalarla yapılmış ırmak söyleşi kitaplarını daha çok okuyorum (Türkiye İş Bankası yayınlarından veya Remzi Kitabevi’nden). Biyografiler ve oto biyografiler, ırmak söyleşiler, bu yaşta Klasikler’in yerine geçer gibi..
Kitabımın bu bölümünü yazıp bitirdiğimde Tempo dergisi “Okunması Gerekli 50 Kitap” isimli bir kitapçığı ekinde verdi. Kitapçığı Ahmet Bülent Kahraman hazırlamış. M.S. 3000 yılından Gılgamış Destanı’ndan başlayan liste günümüze kadar uzanmakta. Hiç şüphesiz bir başka yazar, temel yapıtlar sabit kalmak üzere değişik bir liste de hazırlayabilir.
Doğan Hızlan, insan belleğinde iz bırakan kitapların özellikle edebiyat yapıtları olduğunu vurguluyor ve genç biri için ilk alınacak kitapların antolojiler olduğunu sözlerine ekliyor. Şiir, öykü, deneme, eleştiri antolojilerinin gençlere bireysel edebi beğeni geliştirme olanağı sağlayacağını belirtiyor.
Neleri okumalıyız, sorusunu soran çok olur. Oysa nasıl okumalıyız, sorusu da çok önemlidir. Batı edebiyatında şiir nasıl okunur, roman nasıl okunur, deneme nasıl okunur, otobiyografi nasıl okunur, sorusuna yanıt veren kütüphaneler dolusu kitap ve araştırma vardır.
Çalakalem kitap yazılamayacağı gibi, çalagöz (bu terimi şu anda ben uyduruyorum) kitap okunmaz..
Kitap anlayarak ve okuma yöntemleri uygulanarak okunmalı.. Nedir bu yöntemler?.. Notlar alarak, önemli bulunan cümlelerin altını çizerek, anlamlara anlamlar katarak, uygun ortam ve zamanlarda okuyarak, tekrar tekrar okumak gibi..
YORUMLAR