Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yaşar Eyice

SOKAKTA ÇALIŞANLARIMIZI DÜŞÜNMENİN ZAMANI GELMEDİ Mİ?

Son zamanlarda moral bozmamak için zamlardan, yani etiketlerden söz etmek istemiyor, yazmıyordum.

Ama bugün bu kadarı olur mu olmaz mı?

Bunu size bırakacağım…

Hüseyin Bey telefonla anlattı;

Temizlik için evlerine gelen yardımcı hanım, görevine başlamadan önce paradan söz etmiş…

Yıllardır neredeyse akraba olacakları, iki odalı evin temizlik işlerine yardımcı olan kadın, ‘Arkadaşlarım yevmiyelerini asgari ücrete göre ayarlıyorlar, Yanı ben de 1300 lira alacağım!’ demiş.

Dikkatini çekmiş Hüseyin Efendinin;

‘Bu kadar artışı verir misiniz, verebilir misiniz?’ diye sormamış…

‘Eşim rahatsız, ben de ileri yaştayım!’ diyerek bir noktada temizlik görevlisi kadına muhtaç olduklarını da anlattı…

Hüseyin Bey emekli!

Eşi ev hanımı!

Asgari ücret almıyor ki!

Demek ki, alışverişte olduğu gibi evde de olsa çalışma ortamında anlayış yok!

6 ay kadar önce bir ünlü ismin bu konuda yazdıklarını şöyle böyle anımsadım.

Ne demişti?

‘Parayı istemeyi biliyorsun, alıyorsun ama görevini tam layıkıyla yapıyor musun?’

İşte önemli nokta bu..

Çalışana, emekçiye helal olsun…

Ama yardımcı bayan alan ev hanımlarına, ya da çalışan kadınlarımıza sorun bakalım memnunlar mı?

Ya da kaçı memnun?

İşte bu basit problemi bile çözebilirsek, ne mutlu bizlere…

Özetle;

Parayı seviyoruz…

Parasız bir iş olmadığını, hatta sağlığımızın bile paraya bağlı olduğunu da biliyoruz…

Ama nedense tembellik içimize, iliklerimize kadar işlediğinden çalışmalarımızda göz boyamaktan ileri gidemiyoruz.

Neresinden tutsak elimizde kalıyor, bazı konular…

 

*- BİZDE DE OLABİLİR

 

Çin Ulusal Sendikalar Federasyonu (ACFTU) tarafından düzenlenen bir toplantıda, ülkede açık hava çalışanları için 184 bin 200 hizmet istasyonunun kurulduğu, her gün 3 milyon 270 bin kişiye hizmet sağlandığı belirtildi.

Çevre temizlik görevlileri, kuryeler, trafik polisleri ve taksi ile kamyon şoförleri gibi açık hava çalışanlarının faydalanabildiği hizmet istasyonlarında sunulan olanaklar arasında dinlenme alanları, tuvalet imkanları, yemek ısıtma bölümleri, yağmurdan korunma alanları, cep telefonu şarj istasyonları ve kitap okuma köşeleri bulunuyor.

Bizde bu yapılamaz mı?

Nasıl ‘muhtarlık’ binaları yapılıyor, sokakta görev yapan resmi ve siviller bu hizmetten yararlanarak, çok daha güzel hizmet verirler.

Hatta engelliler ve ileri yaştakiler de bu güzelliklerden yararlanabilirler.

Mühim olan yapma becerisi olanların işbaşına getirilmesi.

 

*- 300 BİN NOKTADA SİVRİSİNEK MÜCADELESİ

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri sivrisineklere yönelik mücadelesini kış aylarında da sürdürüyor.

Özellikle Güneydoğu Asya kökenli Asya kaplan sivrisineğinin, bulduğu en küçük su birikintisinde dahi üreme potansiyeline sahip olması ekiplerin çalışma alanını genişletti.

300 bin noktada bakteri ve parazit taşıyan bu istilacı türe karşı 30 ilçede 380 personelden oluşan 27 ekiple 12 ay ilaçlama yapılıyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Koruma ve Kontrol Şube Müdürlüğü Vektör Mücadele Birimi ekipleri, küresel iklim krizi ve değişen yağış rejimi nedeniyle artan sivrisinek popülasyonuna karşı yoğun bir mücadele veriyor.

Çalışmalar, aralarında biyolog, kimyager, gıda mühendisi, ziraat mühendisinin de bulunduğu 380 personel ile 30 ilçede 27 ekiple 12 ay boyunca aralıksız sürüyor.

Hamam böceği, karasinek, fare, pirenin yanı sıra özellikle istilacı bir tür olan ve şehirlerdeki yaşam koşullarına uyum sağlayan Güneydoğu Asya kökenli Asya kaplan sivrisineğine (Aedesalbopictus) yönelik ekstra önlemler alınıyor.

 

*-BİR İŞPORTACI…

 

Bir süre önce yazmıştım…

Hatta Çankaya ve Basmane’de bu tipleri gördüğümüzü anlatmıştım.

Hem de 50 yıl önce…

Birçok kişiden de benzer anıları gelmiş, bazılarını paylaşmıştım.

Şimdi Halil Bey’den gelen, ‘Bir İşportacı!’ haberini ve arkasından yapılan yorumu paylaşayım, bazı okuyucularımızı o günlere götüreyim…

Şimdi söz Halil Bey’de…

İşportacının elinde bir şişe…

Şişede bir yılan…

İşportacı şişenin içindeki yılanın konuşabildiğini iddia ediyormuş…

‘Şimdi bu şişenin kapağını açacam ve ona sorular soracaksınız. O cevap verecek!’ dedikten sonra ‘Ancak şişeyi açmadan önce şu jiletlerden size hediye etmek istiyorum. Hediyesi 25 kuruş!’ diyormuş.

Çevresinde ağzı açık izleyenler, bir an önce yılana soru soracaklar ya; jiletler kapış kapış…

Adam bir yandan jilet satıyor, bir yandan da yavaş yavaş şişenin kapağını açıyormuş.

‘İşte açıyorum.’S

O arada biraz daha jilet…

Ardından ‘’Evvett!… Şişe açılıyor, yılan çıkacak, sizinle konuşacak.’

Biraz daha jilet…

‘İşte şişe açılıyor. Soruları hazırlayın!’

Biraz daha jilet…

Ve tam şişe açılacakken, kalabalığın içinden bir ses:

‘Zabıta… Zabıta geliyor!’

Yılancı adam elindeki şişeyi yerdeki çantaya koyuyor.

Şapkasını tutarak, ardına bakmadan kaçıyor.

 

*- DAHA ÇOK BEKLERSİN

 

Bunu anlatan arkadaşım dedi ki:

‘Bu nasıl bir tesadüf? Ben çok şanssızım. Adama kaç kez denk geldiysem hep şişeyi açacakken zabıta geldi.’

‘Sen bu kadar salak olduktan sonra o zabıta daha çok gelir’ diyemedim.

Memleketimde iktidarın 21. yılı…

Her seçim öncesi işportacı ortaya çıkıyor.

Elindeki şişede özgürlükler, demokrasi, insan hakları, refah…

Şişeyi açmadan önce oylar toplanıyor, seçim kazanılıyor.

Tam özgürlük, demokrasi, insan hakları ve refahı şişeden çıkartacakken dış güçler devreye giriyor.

Sen hâlâ zabıta geldiğini zannediyorsun di mi?

Sen bu işporta numaralarına kandığın sürece yılanın konuşmasını çok beklersin.

Sen bu yalanları yediğin sürece özgürlük, demokrasi, insan hakları ve refahın şişeden çıkmasını daha çok beklersin…

Yaşar Eyice

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

19 + ten =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER