‘Bereket’ dediğimiz yağışlar geldi!
Biraz geç oldu ama olsun!
Kaç zamandır, özellikle bazı zamanlarda kentlerin en büyük ihtiyaçlarından birinin de, alt yapı olduğunu biliyoruz, görüyoruz.
Seçilmişler, ‘benden sonra tufan!’ anlayışında olduklarından, nedense alt yapıdan çok, üst yapı yani işin ‘süs’ ve ‘reklam’ tarafına önem veriyorlar.
Yani yatırımı kente ve insana değil, daha çok kendilerine yapıyorlar…
O da bu da lazım…
Ama her işin ‘Ehem’ ve ‘önem’ tarafı vardır.
Tek taraflı olmaz…
Plan, program ve sıra önemlidir, ama uygulandığı taktirde…
Bir zamanlar İzmir’de her yer kazıldı, neymiş efendim ‘yağmur suyu kanalları’ yapılıyormuş!
Beton dökümler yerleştirildi kaldırım kenarlarına…
Aynen evlerin çatısındaki kiremitlerin yarısı boyunda, tek kanallı…
Kullandığın şişe suyunun geri kalanını dökseniz, dışarı takacak cinsten…
Ne oldu?
Birileri zengin oldu, esnaf ve bodrum ve birinci kat sahipleri de en küçük bir yağışta ellerinde ve avuçlarından oldular, şimdi birçok ilimizde yaşanılanlar gibi…
Tabii ki, ‘işe yaramayan’ bu sözde çalışmalar da boşa gitti.
Nedense hiç kimse, ‘Ne oluyor? Bunun hesabını kim verecek?’ gibi soruları sormadı…
*- BÜYÜK AMA DAHA BÜYÜK OLMALI
İstanbul’da nasıl ‘İSKİ’ varsa, İzmir’de de yine belediyenin iştiraki, dev bir kuruluş ‘İZSU’ var.
İZSU’dan İzmir’in Torbalı ilçesine bir altyapı yatırımı daha başlatıldı; Yağmur suyu hatları genişliyor…
‘Cumhuriyet’in 100. Yılında İZSU’dan 100 Proje’ başlıklı yatırımlar arasında yer alan ve Temmuz ayında temeli atılan Subaşı Atıksu ve Yağmur Suyu Projesi kapsamındaki imalatların yüzde 50’dan fazlası tamamlandı.
İZSU ekipleri Torbalı Subaşı Mahallesi’nde 70 milyon liralık yatırımla su baskını sorununu tamamen ortadan kaldıracak.
Çalışmaları ve görüntülerini inceledim.
projede bugüne kadar 9 bin 200 metre kanalizasyon hattının yapımı tamamlandı.
Toplam 15 kilometre kanalizasyon hattı ile 2 kilometre yağmur suyu hattının imalatını kapsayan projenin İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü’ne maliyeti ise 70 milyon lirayı buluyor.
Hepsi güzel ama bence ‘imalat’ yani ‘Kanallar’ çok daha büyük olmalı…
Özellikle Amerikan filmlerinde, ya da Selçuk Efes tarihi kentinde gördüğümüz kadar büyük olmasa da, örnek alınmalı…
Bir şehir büyüklüğünde apartmanları ve gökdelenleri düşünün, aynı anda bütün musluklar açılsa bile kanallar dolar ve taşar…
‘Ben yaptım!’ ya da ‘istersen yersin!’ gibi absürt düşünce ve görüşler kentlerdeki insanlarımıza yakışık olmaz.
Şimdi önümüzde yerel seçimler var?
Adayların bu konuda görüşleri ve programları çok önemli…
Benden anımsatması…
Yoksa daha çok ağlar, başımızı taşa vururuz!
Sadece Torbalı’da bugüne kadar 54 kilometre atık su hattı tamamlandı. İZSU aynı zamanda 169 kilometre içme suyu ve 17 adet içme suyu sondaj kuyusu ile ilçenin sağlıklı içme suyuna kesintisiz erişimini sağladı.
*- ZEHİR ZIKKIM BİR MEKTUP
Geçenlerde bir okuyucum ‘çok ağır’ içerik taşıyan bir mektup yazmış.
6 yıldır tamamlanamayan Tire- Belevi bağlantı yolunu soruyor ve siyasiler kadar medyaya da ver yansın ediyor.
Çünkü çalıştığı bir mesai arkadaşını genç yaşta, (Mühendis ve işçilik hatalı) noktadaki trafik kazasında kaybetmiş…
Ben de ‘bildim bileli’ bu yoldaki hatayı ve sayısız kazaları bilenlerdenim.
Aynı hata, Aydın- Muğla yolunda, Yatağan yol ayırımından az sonraki bölümde vardı.
Yıllarca yazdık çizdik ve sonunda düzelttirebilmiştik.
Her yıl çok sayıda ölümlü ve yaralanmalı kaza meydana geldiği Tire- Selçuk arasındaki bağlantıyı sağlayan bu yolun temelleri, yani yenilenmesi için 2017 yılında temel atıldı. Ama nedense bölünmüş 20 km’lik yol çalışması bir türlü bitirilemiyor.
Nedeni, hangi nedenlerle tamamlanamıyor, bilinmiyor.
Bakalım vatandaşları çileden çıkaran Tire-Belevi bağlantı yolu hangi tarihte tamamlanarak hizmetine sunulacak?
Merak ettiğim milletvekillerinin ya da bakanlık yetkililerinin durumu bilip bilmedikleri…
*- YÜZDE KAÇI İZMİR’E
Öğrendiğime göre, İzmir’deki tüm yatırımlar için beş yılda 26 milyar lira ayrıldı…
Ama; İzmir’den devletimiz 5 yılda 890 milyar lira vergi topladı.
Şimdi İzmirli soruyor:
‘Derdimiz olmadığı için mi, yoksa para harcayacak alan mı yok?’
İşte size 20 kilometrelik bir duble ana yol…
İzmir – Ankara hızlı tren ve İstanbul gibi otoyolunu bir yana bırakıyorum…
Körfeze yapılacak tüp geçit ya da köprüyü de başka yana bırakıyorum…
İkinci ve üçüncü çevre yollarını da…
Ama mektubunda ağır hakaretler yapan bir işçimizin yakırışının artık duyulması gerektiğine inanıyorum.
Rakipleri çıkan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer bu konuda, Thomas More’nin sözlerini anımsatıyor:
‘Otoriter iktidarlarda korku iki yanlı büyür.
Bir, toplumun iktidarın gazabına uğramaktan korkusu ve bir de iktidarın iktidarı kaybetmesinin korkusu.
Bu iki korku birbirini büyütür ve toplumu çürütür…’
Unutmayalım:
‘Demokrasi 5 yılda bir sandığa gitmek değildir.
Demokrasi, eşitlik, özgürlük, hukukun üstünlüğüdür.
Ama demokrasinin teknolojiyle ilişkisinde, demokrasinin hayata uyarlanmasında zafiyetler olabilir.
Bunları gidermek de yerel yönetimlerin borcudur…
Bugün nüfusun yüzde 57’si kentlerde yaşamaya başladı.
Hayat yerelde akıyor, yerelde üretilen çözümler insanların dertlerine derman oluyor.
Çözülmez ve alt yapı ele alınmazsa ve gereken yapılmazsa sonuç hep birçok insanımız için hüsran oluyor.
Birbirimizi suçlamakla bu işlerin üstesinden gelemeyiz.
Kentlerdeki insanların yurttaşlık bilincinin ve demokrasi kültürünün gelişmesi de şart.
İnsanlarda bu bilinç artıkça sorgulama artar ve siyasi tercihini buna göre yapar.
*- İZMİR95 PROJESİ İLE
İzmir Büyükşehir Belediyesi, hamilelik döneminden başlayarak doğum sonrasındaki süreçte anneye destek veren İzmir95 projesi kapsamında yaklaşık 1500 anne adayına ‘Gebe Beslenme Paketi’ dağıttı.
Sağlıklı gıdaya erişimin zorlaştığı bu günlerde annelere kendini daha güvende hissettiren proje 30 ilçede uygulanıyor.
0-3 yaş arası bebeklerin sağlıklı gelişimi de destekliyor.
Bunun için, ‘İyi bir başlangıç her çocuğun hakkı’ düşüncesinden yola çıkıldı.
Sağlıklı gıdaya erişimin zorlaştığı bu günlerde İzmir’de yaşayan tüm gebeleri kapsayacak şekilde bebekler henüz doğmadan hem anneyi hem de bebeği Gebe Beslenme Paketi ile destekleniyor.
Gebeliğin 16. haftasından itibaren bulgur, zeytin, zeytinyağı, kuru üzüm gibi gebelikte ihtiyaç duyulan besinlerden oluşan paket annelere ulaştırılıyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 3 yaşındaki sağlıklı bir çocuğun boyunun 95 cm olması gerekiyor.
0-3 yaş arası çocuklara yönelik olarak geliştirilen programın adı bu nedenle İzmir95 olarak belirlendi.
YORUMLAR