Önceki yerel seçimlerde CHP’nin kaybettiği en önemli ilçe belediyelerinden biri de bana göre İstanbul’un Beyoğlu ilçesi idi.
Bizim gibi uzaktan bakanlar için, ‘Eğlence kenti’ olarak bilinen Beyoğlu’nu AKP adayı kazanmışsa söylenecek bir şey yok!’ demekti.
Ama buna karşılık İstanbul, Ankara gibi birçok Büyükşehir ve il merkezi CHP’yi seçmişti.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerini, iddialarını ‘gülerek’ karşılayanlara tanık olmuştuk.
Ama yüzde bir ikilik yanılma payı ile söyledikleri olmuş, bu yerel seçimlerde olduğu gibi anketörler dahil herkes sonuçlardan yanılmıştı.
Yıllardır savunuyorum, ‘Anketlere inanmayın!’ diyorum…
Nasreddin Hoca’dan bu yana, ‘Parayı veren düdüğü çalar!’
Bu kadar basit!
Şimdi yine Beyoğlu’na gidelim;
Spiker çiçeği burnunda CHP’li Belediye Başkanı İnan Güney’e, ‘Anketler sizi gösteriyordu, değil mi?’ diye soruyor…
Biliyorsunuz;
CHP Genel Başkanı Özgür Özel kaç gündür konuşmalarında inatla ‘İl ve ilçelerde sayısız ve ısrarla yüzlerce anket yaptırdık!’ diyor.
Özel, ‘Bunda ölçme ve değerlendirmeye verdiğimiz önemin payının çok büyük olduğunun altını çizmek isterim’ diyerek bilime verdikleri önemi de hep dile getiriyor.
Bunun nedenini söyleyeyim:
‘İzmir başta olmak üzere birçok noktada aday gösterilmeyen ya da sonuçtan memnun ve mutlu olmayanlar ‘Nerede bu anketler?’ diyerek itirazlarını açıkça belirttiler!’
İşte spiker Beyoğlu’nun yeni başkanının da ‘Tabii’ diyerek, sözünü tasdik edeceğini umuyordu…
Ama hiç ummadığı bir yanıtı hem de saniyesinde aldı;
“Arkadaş ‘anket’ benim!
Dört ay boyunca sokaklardaydım.
Yaşadım, gördüm ve kesinlikle kazanacağıma inandım.
Başkalarının görüşleri, söylemleri, kağıt üzerine yazılanlara bakmadım.’
İşte bu!
Sokaklar her şeyi söyler, söylüyor…
Masa başında karar verenler, halktan uzak olanlar bunu bilmezler.
Dikkatimi çeken ve çok önem verdiğim konu ile ilgili bir iki örnek daha verdi yeni başkan İnan Güney…
Bence herkes, tüm belediye başkanları ve yönetici durumunda olanlar bunu örnek kabul etmeli…
*- 15 DAKİKA YETİYOR
Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney en önemli sorunlardan biri olan ‘otopark sorununa’ özel olarak ilgi göstereceklerini ve çözeceklerini anlattı.
Spiker, ‘Bunu nasıl çözeceksiniz? Ben de Beyoğlu’nu birçok kişi gibi biliyorum. Sizden öncekiler de aynı sözü verdi ama olmadı!’ deyince bence verdiği şu iki örnek herkesin kulağına küpe olmalı ve kıssadan hisse almalı…
Başkan İnan Güney söyledi:
‘Bir yerde esnafın çayını içerken konu her yerde karşımıza çıktığı gibi otopark sorunu geldi. Esnaf büyüğümüz, ‘Başkanım şu arkadaki alan yıllardır boş duruyor, değerlendirebilir!’ diyerek bize yardımcı oldu.
Hemen orada karar verdik, ‘burası ideal bir otopark olur!’ diyerek.
Aynı şekilde bir başka semtimizde yine vatandaşlar önerdi;
‘Caminin arkasındaki belediyeye ait bir dönümlük arazi boş duruyor!’ diye…
İşte size iki otopark!
Gezen, halkla iç içe olan, vatandaşla sohbet edip istek ve dilekleri ile önerilerini dinleyen sorunları birlikte çözme şerefini kazanır…’
Bu böyle…
Bırakın başkanları, deneticiler, kısım amir ve şefleri bile görevlerini yerine getirmiyor ki!
Herhalde bunun örnekleri çok…
Bunu her yerde, her işte, her zaman görüyor, yaşıyoruz.
Uyarıları da ‘Benden iyi mi bileceksin?’ diyen zihniyet ve düşünce karşısında hep çaresiz kalıyoruz…
*- İSTANBUL’UN KALBİ
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyüdüğü ve siyasete girdiği yer hepimizin bildiği gibi Kasımpaşa…
Kasımpaşa da Beyoğlu’nun bir büyük mahallesi…
Üstelik Beyoğlu’nun sahili (Haliç) en uzun yerleşim alanı…
Genç bir başkan adayı, CHP’li İnan Güney şöyle diyor:
‘Türkiye’nin kalbi İstanbul, İstanbul’un kalbi ise Beyoğlu!’
Doğruluk payı çok fazla…
Meşhur İstiklal Caddesi nerede?
Ya da yenilenen İstanbul’un Galata Port’u?
Beyoğlu sınırları içinde…
3 semavi dinin, camilerinden kiliselerine, havralarına kadar İzmir gibi, Hatay gibi, birleştikleri merkezlerden, tarih kokan bir yer bu Beyoğlu…
İstanbul’a yolu düşenlerin, mutlaka toprağına basacağı bir uğrak yeri olarak da söyleyebilirim.
Ama belediye başkanı şöyle diyor:
‘Galata Port’a gemilerle gelen turistlerin yüzde 12’si Beyoğlu’nda kalıyor. Diğerleri yarım ada’ya gidiyor…
Şimdi Beyoğlu’nun tarihi yerlerinin ve turistin ilgisini çekeceği yerlerin haritasını çıkarıyoruz. Rehberlere ve turizmcilerle paylaşacağız.’
Başkanın dediği gibi Beyoğlu yalnız İstiklal Caddesi değil ki!
Birçok semtimizde büyük geçim sıkıntısı var.
Uyuşturucu belası sarmış bir çok yeri…
Düşünün Beyoğlu’nda tam 110 park yeri var.
Ama birine bile aileler ve çocukları gidemiyor.
Bunun çeşitli nedenleri var, hepsi belirlenmiş durumda.
Şimdi başkan İnan’ın ilklerinden biri de bu…
Yenilerinin de ekleneceği bu 110 parkın ‘yeni nesil’ parklarla birlikte yaşanabilir hale getirilmesi…
*- KOMŞUNUN TAVUĞU GİBİ…
İzmir’deki gibi mahalleler arasında da yanlış düşünce hakim…
Tophane’de yaşayanlar AKP’li önceki belediye başkanının tüm hizmetlerini Kasımpaşa’ya yaptığını, Kasımpaşalılar ise Cihangir’liye hizmet verildiğine inanıyorlar.
Ama tarafsız bir gözle bakarsınız, hizmetin hiçbir yere ve orantılı gitmediğini görebiliyorsunuz.
1992 yılından beri hiçbir çalışma olmadığından yollar yürünecek gibi değil.
Kaldırım işgalleri almış başını gitmiş.
Şimdi kaldırımlarda ‘Hayat yolu koridorları’ yapılacak…
Belediyenin geliri olan; emlak vergileri, iskan ruhsatları harçları da ele alınacak.
‘Kaçak var mı?’ bakılacak…
Bunda amaç, bazılarına özel haklar tanınıp tanınmadığı ortaya çıkarmak.
Sokak aralarında, Beyoğlu’na yakışmayan pazaryerleri, kapalı alanlara taşınacak.
Ok Meydanı kentsel dönüşümde öncülük alacak. Burada ‘mülkiyet haritası’ karışık… Bu sorunun çözülmesi için çalışılıyor.
Bu arada anımsatayım:
Saraçhane, yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi de, İzmir’de nasıl Konak ilçesinde ise İstanbul’da Beyoğlu ilçesinde…
Yine anımsatayım:
Seçim öncesinde Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, seçimlerle birlikte Beyoğlu ve Şişli Belediyeleriyle ortak bir çalışma içinde olacaklarını ve yapacaklarını anlatmıştı.
Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, ‘Biz halkla birlikte olunca, tüm haklı projelerimizi kabul ettiririz. Gerekirse birlikte bakanlığın önüne yürüyerek gideriz. Halkın gücü ve isteği önünde hiç kimse duramaz!’ diyor.
Beyoğlu’nun alt yapı sorununu ben de biliyorum.
Umarım bu iş de çözülür.
Spor muhabirliğim zamanında İstanbul’a uçakla İnönü Stadındaki (Dolmabahçe) maça gidip İzmir’e döndüğüm zamanları Beyoğlu’nda geçiriyordum…
O zamanki Beyoğlu ile şimdiki arasındaki dağlar kadar farkı da anımsıyorum.
Bakalım Başkan İnan Güney, söz verdiği Kasımpaşa’nın Haliç kıyılarını parklar, bahçeler, yeşillikler içinde halkın istifadesine nasıl sunacak.
Birçok yer ise işgal edilmiş gibi…
‘Türkiye’nin kalbi İstanbul, İstanbul’un kalbi Beyoğlu’ yine beylerin, hanımların, çoluk çocuk herkesin özgürlük içinde sıkıntısız gezip alışveriş yapabileceği günleri görecek, yaşayacak mı?
Kasımpaşa’dan Zincirlikuyu’ya çıkan o uzun cadde ve bazı söz verilen yerler ‘Gezi alanı’ yapılacak mı?
Bekleyip göreceğiz…
*- BEYOĞLU BEYOĞLU DEDİKLERİ…
Şiirle ilgilenenlerin de belirttikleri gibi;
‘Beyoğlu… Beyoğlu!’ dedikleri İstanbul’un ta kendisidir.
Bir kahvenin soluklanmasında, eğlencedir, sohbettir, Başkan İnan Güney’in de belirttiği gibi…
Belki de bir soğuk içecek ya da dondurma yerken kafa dağıtmaktır.
Dünyanın birçok metropoliten şehirlerinde ülkeleriyle özdeşleşmiş, simgelenmiş caddeleri ve yaşamın farklılığı vardır.
Buralarda; Neşe, canlılık, eğlence, alışveriş, sanat, bar ve restoranlar iç içedir.
Şimdi AKP’li yönetimden Beyoğlu’nu geri alan Belediye Başkanı İnan Güney, buralarını, beyni kuş olmayan, birbirlerini ötekileştirmeyen, irdelemeyen, eleştirmeyen, barışı özümseyen, yalnızca anını ve bulunduğu makamın, zamanın, Beyoğlu’nun tadını çıkaran, stres yükünü sohbetleriyle azaltıp, keyif alanları haline getirmeye çalışacak.
Beyoğlu 16 yüzyılın ilk yarısında, tek tük bağ bahçeli bir yermiş.
1950’lerden sonra ise;
Yabancıların, bankerlerin, tüccarların, kozmopolittik çevreye yerleşmek isteyenlerin yaşadıkları, üç tiyatrosu, sinemaları, lokantaları, pastaneleri, sanat galerileri ve lüks mağazaları seçkin bir semt idi.
Daha sonra ise aldığı göçlerle ticaret merkezi haline döndü.
Bu durum da ‘ötekileşmiş’ olarak adlandırıldı.
*- BİLİNİYOR
Son zamanlarda ise bazı yerlerinde ‘Mahalle baskısı’ hafifçe de olsa kendini gösterdi.
Gürültü bahanesiyle müzik aletleri toplandı, ‘ucube’ olarak nitelenen masa ve sandalyeler depolara taşındı.
Şu kadarını yine yeni başkan, Beyoğlu’nun çocuğu İnan Güney’in ağzından duydum:
‘Turist yemeğini yerken, masası belediye tarafından toplandı!’
Bunu Ertuğrul Erdoğan isimli bir yurttaş şöyle yorumladı:
‘Gidin dört duvar arasında zıkkımlanın!’
İnanmakta zorlandım ama yine de başkan da belirttiği için yazmadan edemedim…
Ben yine tekrarlıyorum:
Sokaklar özgürlüktür.
Sokaklar çocukluğumuzun havası, suyu, oksijenidir.
Biz İzmirliler, dört duvar arasına sıkıştığımızda hemen balkon, bahçe ararız.
Sokak kapımızın önüne masa sandalye ya da yere bir şilte atarak otururuz.
Denize ya da evimizin bahçesindeki yeşilliklere, çiçeklere bakarız, arsada top oynayanları, ip atlayan çocukları seyrederiz.
Gökyüzünün berraklığına bakarak iç geçirir, kahvemizi yudumlar, ya da keyifle çayımızı içerken, komşumuza sesleniriz.
*- KARŞIYAKA…
Beyoğlu adının Fatih Sultan Mehmed tarafından yıkılan Trabzon Rum devletine mensup olan ve sonradan İslamiyeti kabul etmiş bulunan prens Aleksis buraya yerleştiği için verildiği söylenir.
Bizans devrinde buraya Peran bağları (Pera, Karşıyaka) denilirdi.
Bir surla kuşatılmış olan Galatanın kuzeyinde şimdiki Beyoğlu’nu meydana getiren alanda sebze ve meyve bahçeleri yer alıyordu.
İstanbul Türklere geçtikten sonra bu kesimde evler, Mevlevi tekkesi ve camiler (Asmalı mescit) ve kışlalar (Galata sarayı) yapıldı.
Bununla beraber XVI. yy.dan itibaren, daha önce Galata’da yerleşmiş olan yabancı elçilikler pek sıkışık hale gelmiş bulunan Galata’dan ayrılıp Beyoğlu’na geldiler.
Yabancı azınlıklar da onları izledi.
İşte böyle…
YORUMLAR