DOLAR 32,3338 0.24%
EURO 34,9837 -0.45%
ALTIN 2.307,231,32
BITCOIN 22855212,78%
İzmir
22°

AÇIK

üst menü altı

Var mı, Yorgun Savaşçı’ya, Kara Kitap’a yan bakan?..

ABONE OL
17 Aralık 2020 14:29
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bütün bu sayısız yorum içinde, biri çıkmış, ki Oscar Wilde’dir.. Demiş ki, “Ahlaksız kitap veya ahlaklı kitap diye bir ayrım olamaz. Kitaplar ya iyi yazılmışlardır, ya da kötü.. Hepsi bu kadar” diyerek her şeyi özetlemiştir.

Söyleyin bakalım. “Orhan Pamuk”un kitapları iyi midir, kötü müdür, ahlaklı mıdır, ahlaksız mıdır?.. Bence sorunu Oscar Wilde Bey’e göre çözmede yarar var. “Kara Kitap” başta ol­mak üzere, “Kar” romanı hariç olmak üzere, Pa­muk’un ki­tapları edebiyat açısından iyi yazılmış mı, değerli mi, yoksa berbat metinler midir, işte önemli soru budur. İşte bunun için adama “Nobel” veriyorlar. Kar romanı  kötü yazılmış siyasal çatıştırmacı bir metin olsa da, Pa­muk’un siyasi söylemleri ba­zen atma birader veya insaf kardeşim türünden tarafsızları bile irkiltecek şekilde dema­gojik çıkışlar olsa da, edebiyatı bir nakkaş gibi kullanıyor mu bu adam, işte yazar budur, kitap budur! Yaşamını bu işe adamıştır, sevmeseniz de saygı gös­termeniz gerekir.

Sorarım size.. “Yorgun Savaşçı” romanını çok eleştir­diler, kitabını toplatırlar, filmini yakarlar. Ama gerçek noktayı ya­kalayalım. “Kemal Tahir”, yazılabilecek en muhteşem İstiklal Savaşı romanını yazdı mı?.. Edebiyat ola­rak başarılı mı?.. Attila İlhan gibi bir büyük beyin, ne kadar Kurtuluş Savaşı ro­manı yazarsa yazsın, Yorgun Savaşçı’nın tırnağı olabilir mi?.. İşte sorun burada noktalanır.

Edebiyat bir sanattır, kitap ise ürünüdür!.. Bu bakım­dan “Atatürk”, edebi yazmadığı için, öyle bir derdi de ol­madığı için Nutuk’u yazdı diye yazar sayılmaz. “Nazım Hikmet”, rejim muhalifi olsa da, en muhteşem Kurtuluş Sa­vaşı Destanı olan “Kuvayi Milliye Destanı”nı yazdığı için, şairlerin şah ba­bası sayılır!

Siyaset başka, sanat başkadır. Sanatı erişilmez olan Orhan Pamuk’un siyaseti, kafa karıştırabilir, yazarımızın dünyanın egemen güçlerinin çıkarına söylemleri olabilir, Amerikan Üni­versiteleri’nde ders verip, New-York’ta ya­şayıp, Emperyaliz­min işgal ettiği ülkelerin kurban edilmiş gariban halklarının yanında bir saniye bile duruş sergile­memesine rağmen, sanatı üzerine konuşurken bu kişisel politik duruşundan sanatını ayırmamız gerekir. Ne yapa­lım?.. Kitaplarını okuyacağız, al­kışlayacağız, bir “Türki­yeli”ye Nobel kazandırdığı için kutla­yacağız ama politik konuşmaları karşısında abarttığı anlarda boş ver aslanım deyip, geçip gitmemiz gerekir.

Bir de,  babasına olan saygısına bravo çekmemiz la­zım.. İletişim’den basılan “Babamın Bavulu” kitabını oku­dunuz mu?.. Ana sevgisini en güzel Selim İleri yazmıştır, “Annem” diye muhteşem bir kitabı vardır, daha ilk sayfa­larından ağla­maya başlarsınız. Baba sevgisini de Orhan Pamuk yazdı, daha doğrusu Stockholm’deki Nobel ko­nuşması olan bu metin, usta bir yazarın mesafeli durduğu babasına olan tarifsiz gizli edebi sevgisini destanlaştırmış­tır, bir ağıttır. Ne mutlu ona.. Nobel’i alırken, rahmetli ba­basını anmış, dünyaya anlatmış. Orhan Pamuk, bu tavrı ile eli sıkılacak bir evrensel yazar katına, ken­dini katlayarak bir kez daha çıkmıştır. Ermeni, Kürt hezeyan­larına inan­mayın canım, olsun bitsin! Egemenlerin, emperya­listlerin, eski sömürgecilerin, kralların, kraliçelerin elinden aldığı ödüller, gerçekte Türkiye’nin kazancıdır. Böyle yorum­luyo­rum..

Bu arada bir haberi de dikkatinize sunalım. Paris mer­kezli “Sınır Tanımayan Gazeteciler Platformu”, Or­han Pa­muk’un da bulunduğu bazı yazarları Sri Lanka’da ka­tıl­dıkları edebiyat festivali nedeniyle, ülkedeki yazarlar ve gazeteciler üzerindeki baskıyı meşrulaştırmakla suçladı.

Plat­form, yazarlar ve gazeteciler üzerinde bu denli baskı varken edebiyat festivalinin kutlanmasının ürpertici olarak nitelen­dirdi. Sri Lanka’da ayrılıkçı Tamiller’e dönük olağa­nüstü hal uygulaması var, polis rejim aleyhtarı gör­düğü yazar ve gaze­teciye müthiş baskı ve sansür uygulu­yor, son on yıl içinde 17 muhalif yazar ve edebiyatçı öldü­rüldü.  (21 Ocak 2011, Cum­huriyet)

Ehh Orhan Pamuk’un,  Irak’taki zulmü görmediği gibi, Sri Lanka’daki zulmü de görmesi şart (!) mı yani?.. Bir gün sonra dediğim çıktı, Orhan Pamuk Sri Lanka’ya gitmekten vazgeçti ama, yaptığı açıklamada Sri Lanka’daki ifade öz­gür­lüğü kısıtlamalarını protesto etmek için değil, Hindis­tan’ın çok girişli vize kısıtlaması nedeniyle festivale katıl­mayacağını bildirdi, yazar sevgilisi Kıran Desai ile Jaipur Edebiyat Festi­vali’ne katıldı, kendine en zor gelenin kita­bını kendi ülkesinde yayınlatmak olduğunu söyleyerek taa oralardan yine Tür­kiye’yi küçük düşürdü ve sevgilisi ile Amerika’ya döndü. Wall Street Journal da internet site­sinde Pamuk’tan “Oldukça yakışıklı ve espirili” diye söz etti.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP