DOLAR 32,5763 0.17%
EURO 34,8800 0.55%
ALTIN 2.422,78-0,39
BITCOIN 21635461,00%
İzmir
28°

PARÇALI BULUTLU

üst menü altı

Cesaret ister!

ABONE OL
20 Aralık 2020 11:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kulaklarıma inanamadım, şu cümleyi duyunca:

‘ Biz siyasetle zenginleşen siyasetçilerden değiliz!’

Merak ettim araştırdım;

İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısında konuşan Başkan Tunç Soyer, ‘Biz siyasetle zenginleşenlerden değiliz.  Cebine giren haksız kazançla mutlu olan siyasetçilerden değiliz’ demiş.

Konuşmasını Mevlana'nın sözleriyle noktalayan Soyer, ‘Bizi bilen bilir bilmeyen de kendi gibi bilir’ ifadelerini kullanmış…

İşte özlediğimiz bir siyasetçi tipi…

Aslında ben tenkidi seven ‘aykırı’ biriyim..

Konuşmalar kadar vücut diline de bakarım…

Yalnız konuşmacının değil, izleyicilerin, dinleyicilerin ve de kendisine bağlı kişilerin de…

Bu yüzden hiçbir zaman önde, boy gösterenlerin yanında değil de, en arka ve köşede otururum…

Böylece rahatça kimlerin ne yapıp, nasıl tepki gösterdiklerini de belirlemeye çalışırım.

Bir kenara bırakın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nı, acaba kaç politikacı ya da herhangi bir partinin yöneticisini bırakın üyesi bu lafları göğsünü gere gere söyleyebilir.

Söylediği an bu cümleler onu hayatı boyunca yalnız bırakmayacaktır…

En küçük bir yanlışında, hatasında yüzüne vurulacaktır.

Çünkü biz nelere biliyoruz, neleri?

Şöyle bir düşünceye dalın ama yakın zamanı irdeleyin, ya da 25- 30 sene öncesini…

Hadi aklınıza bir şey gelmiyor, şöyle bir tur atın kapatılması zaman zaman gündeme düşen sosyal medyaya…

Zamanda yolculuk ederken nelere rastlayacaksınız…

‘Nasıl unuttum, nasıl unutturdular?’ diye başınızı sallayacak ya da bir yerlere vuracaksınız…

Tabii bunlar sıradan normal insanlar için geçerli…

Takım tutar gibi, ya da fanatik taraftar gibi körü körüne, burnunuzun dikine gidiyor, sağa sola bakmıyorsanız, düşence yetinizi kaybettiyseniz bir şey diyemem…

Çizgi filmlerde bile ‘araklamadan’ söz edilerek çakallar anlatılıyor…

İçimizde hiç ama hiç çakal yok mu?

Boşuna ‘Bal tutan parmağını yalar!’ denmemiş,,

Boşuna, hiç kimse koltuğunu kaybetmek istemiyor…

Koltuk deyince sadece belediye başkanlarını düşünmeyin…

Odalar var, dernekler var, sendikalar var, kooperatifler var…

Bir kalabalıkta ‘Başkan!’ diye bağırın…

Bakın kaç kişi dönüp ‘Efendim!’ diyecek…

Neden?

Evet neden bunlar açık ve net şekilde, ‘Koltuk sayesinde, makam sayesinde, ‘Zenginleşiyorum’ demiyorlar…

Diyemiyorlar…

Çünkü korku var…

Çünkü ve ‘çünküsü’ var çoğunun…

Dün yazmıştım:

Birileri çıkıyor, bir laf ediyor, belediyeler, belediye meclisleri, vakitlerini hizmet için, görevlerini yerine getirmek için harcamıyorlar…

Vakit çalınmaz..

Arada bu konuda Almanların ünlü sözünü yazarım:

‘Zeit ist geld!’

Yani vakit paradır…

BÖYLE OLUNMALI

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in şu sözlerine dikkat çekmek istiyorum:

‘Kentin merkezindeki otobüs garajını plazaya çevirip izin veren siyasetçilerle, yeşil alan planını değiştirip müteahhitlerle iş birliği içinde gökdelen diken siyasetçilerle, Sayın Cumhurbaşkanı'na ‘bu şehre ihanet ettik’ dedirten düzenlemeleri yapan siyasetçilerle ilişkimiz olmaz, onlara benzemeyiz.

Bizim bu tür siyasetçilerle hiçbir benzerliğimiz yoktur.

Biz ne zaman hangi kazanılan parayla mutlu oluruz biliyor musunuz? Eşinden şiddet gören kadına iş buluyorsak, kendi ekmeğini kazanıyorsa biz onun aldığı maaşla mutlu oluyoruz. ‘

İşte biz yalnız CHP’de değil her partide böyle düşünen siyasetçi istiyoruz.

FELAKET OLMADAN ÖNCE

CHP İzmir Milletvekili ve Deprem Araştırma Komisyonu Üyesi Kamil Okyay Sındır, deprem anında ve sonrasında GSM operatörlerinin önemine dikkat çekti, yani bize anımsattı

Biliyoruz:

Dünya ortalamasının çok gerisinde kalan Türkiye’deki fiber optik altyapısının sağlıklı bir iletişim için güçlendirilmesi gerekiyor.

Peki bunu tüm anlaşmalara ve verdikleri sözlere rağmen hangi şirket yapıyor?

Turkcell, Vodafone Türk Telekom, ELDER ve GAZBİR’ yani Kültür Turizm Bakanlığı ile bağlı birimler, acaba bakanlık bunları nasıl denetliyor?

Yönetimlerinde, çok yüksek maaşlı AKP’liler ile mi?

Olası afetlere karşı hazırlık çalışmaları masaya yatırılıyor mu?

26 Eylül 2019’da İstanbul’da yaşanan 5.8’lik deprem anında ve sonrasında GSM operatörleri çalışmadı.

Yurttaşlarımız iletişim kuramadığı için panik oldu.

Yüreklerimizi yakan İzmir’deki 6.9 deprem sonrasında da bazı operatörlerde de benzer durumlarla karşılaşıldığı şikayetlerini biliyoruz.

Sonuç olarak;

Yoğunluktan dolayı şebekelerin çekmemesi ya da çalışmaması kabul edilemez.

Elektronik Haberleşme Kanunu’nun, 'İşletmecilerin hak ve yükümlülüklerini' düzenleyen 12.maddesinin 2. fıkrasının (ğ) bendine göre; 'Afet durumlarındaki haberleşmenin kesintisiz devam edebilmesi için gerekli tedbirlerin alınması.' bir zorunluluktur.

Yaşanabilecek bir doğal afette ve Türkiye’nin deprem kuşağında olduğu gerçeğinden hareketle GSM altyapılarının güçlendirilmesi ivedilikle gerçekleştirilmeli.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP