DOLAR 32,2694 -0.23%
EURO 34,8408 0.05%
ALTIN 2.408,100,62
BITCOIN 2061272-0,09%
İzmir
22°

AÇIK

üst menü altı

HAYALLERİMİZİN GERÇEKLEŞMESİ KENDİ ELLERİMİZDE

ABONE OL
18 Nisan 2023 12:04
0

BEĞENDİM

ABONE OL

*- GELECEK NESİLLERİMİZ İÇİN

 

Serdar Köker, ‘Günaydın Dostlarım’ diyerek güne başladıktan sonra şöyle diyor:

‘Rüyalar hayallerin ve masalların uykumuzda bizlere görünen düşler yumağıdır,

Hayatınızda hiç masal dinlememiş olsanız bile gelecek için umutların aydınlık yarınlar olmuştur, onlar sizin yaşam kaynağınızdır!

Asla kaybetmeyin!

Eğer susmayıp mücadele ederseniz, uyanıp gerçekleri kucaklamaya başlarsanız, aydınlık yarınlar size gülümsemeye başlayacaktır.

Sen dilersen o hayaller ve umut senin kaderin olacaktır, mutluluk senin yolunda çiçekler olacaktır.

Her ne olursa olsun mücadeleye başlamak, umut ve sevgi olarak sana dönecektir.’

Serdar Bey, moral aşılamak istemiş satırlarıyla…

Hepimiz çoğu zaman, özellikle haberleri dinlerken umutsuzluğa kapılıyoruz. Ama yine de her türlü olumsuzluklara rağmen kendimizi toparlamak zorundayız.

Yalnız kendimiz için değil…

Bakmakla sorumlu olduğumuz kişiler, evlatlarımız, kısaca ailelerimiz için…

Bazı deyişler vardır;

İşte örnekleri;

‘Umut cesaretin yarısıdır!’ gibi…

Ya da,

‘En büyük başarı hiçbir zaman düşmemek değil, her düştüğünüzde tekrar ayağa kalkmaktır.’ gibi…

Bir iki güzel aklımızda kalan deyişleri sıralayayım, sonra da bir başka dosta Gürol Tulunay’a döneyim:

– Çıkamayacağın kadar yüksek hiçbir yer yoktur. Yeter ki tırmanmaya başla!

– Düşünmeyi bilmeyen insan, her zaman başkalarının kölesi olur

– Özgürlük düşlerde değil, kendi kendimize yükselttiğimiz çitlerin ardındadır.

 

*-  FARKINDA MISINIZ?

 

Zamanı geçmeden önce yine çok önemli bir noktaya değineceğim bir İzmirli olarak sporun içinden gelen Serdar Köker’in anlatımına…

‘Yerden göğe kadar haklı’ diyorum.

Söylediği şunlar:

‘Günaydın Dostlarım, bu gün haberleri izlerken kadın basketbolda final oynayan 2 türk takımından FB şampiyon oldu, diğeri Mersin belediyesi takımı eurolig 2. si oldu.

Neden ise Mersin Takımından hiç bir bahis yok!

Sizce nedendir acaba?

Yoksa Mersin takımı başarısız mı?

Her iki takımımızı kutluyorum, ilk defa Avrupa’nın en büyük kadın basketbol şampiyonasında iki TÜRK takımı final oynadı işte gerçek başarı bu bence…

Kadın basketbolunda 3 adet kupa şampiyonası düzenleniyor, 3 finalde 6 takım olması gerekiyor ve bizim üç takımımız 6 takım arasına giriyor.

Belirttiğim gibi, bence EN BÜYÜK BAŞARI bu!

Tabiki şampiyonluk gerçekten çok önemli, ama finale çıkmak da çok önemli.

Tüm takımlarımızı, yani; FB, GS, MERSİN kutluyorum.

Ayrıca FB’yi Avrupa Şampiyonu olduğu için kutluyorum.

 

*- BÜYÜK BAŞARI

 

Kadınlar Euroleague finalinde iki Türk takımı karşı karşıya gelecek.

FIBA Kadınlar Avrupa Ligi'nde şampiyon olan Fenerbahçe Alagöz Holding ve finalde mücadele ederek Avrupa'nın zirvesine Türk ambargosu koyan diğer temsilcimiz ÇBK Mersin Yenişehir Belediyesi'ni tebrik ederim. Galatasaray, Kadınlar Eurocup  finale adını yazdırdı, avrupa 2. cisi oldu.

Düşünün bu sene bir Avrupa şampiyonu, iki Avrupa 2.si var ülkemizde. Ne büyük başarıdır.’

 

*- 10’UN ADI GÖZTEPE

 

Madem araya spor konusu girdi, devam edelim.

Bu kez sözü, alçakgönüllü spor yazarı Sinan Genç’e veriyorum.

Geçenlerde ‘Göztepe’ ile ilgili öylesine önemli bir kitap yazdı ki, şöyle diyebilirim:

‘Böylesi daha görülmedi, yazılmadı…’

Adam üç satır kulaktan duyma bir yazıyı ‘kitap’ ya da ‘araştırma’ diye koyuyor.

Ordan burdan alıntıları da sayfalara yerleştirdikten sonra, yine ordan burdan topladığı fotoğraflarla, yani hiç emek vermeden yayınlıyor.

Sonra da ‘İşte eser!’ diye yüksek fiyatla satıp haksız kazanç sağlıyor.

Böyleleri de aramızda ‘Yazar’ diye geziniyor.

Bakın günün Göztepesi ile ilgili ne diyor, Sinan Genç kardeşimiz;

‘Göztepe,'nin ayak sesleri;

İnce bir hesap yaptığınızda Göztepe kalan 5 maçı da kazanırsa (aslında dört maç Adanaspor maçı hükmen 3 puan yazılacak) büyük ihtimalle ya ikinci olup direkt Süper Lig'e çıkacak ya da ligi üçüncü bitirip Play-off finalini garantileyecek.

Oldu ya 4 maçın birini kaybettin play-off garanti mi garanti.

O zaman da finale kadar 5 maç var bu 5 maçı kazanıp seri yaparsan merhaba Süper Lig.

Olur mu olur!

Ben derim ki oynadığı son 9 maçta bileği bükülmeyen ve 6 maçını kazanarak 6'da 6 yapan Göztepe 10'da 10'u da yapar.

Çünkü ne demişler 10'un adı GÖZTEPE!…’

Bu arada İzmirsporlu Ali Kıray’a teşekkür ediyorum.

Hediye ettiği İzmirspor bayrağını aracıma taktım…

Spor meraklıları ‘Nerede bu mavi şimşekler, İzmirspor?’ diye soruyorlar…

Umarım İzmirsporumuz da layık olduğu yere gelir.

 

*- BİZİM EKSİĞİMİZ YOK

 

Bazen ‘Bahsetmesem olmaz!’ dediğim yazılar oluyor.

Bunların çoğu da, bana göre ‘kendini satmayı bilemeyen’ daha doğrusu ‘Sessiz sedasız ama doğru yolda giden’ bir dost, bir meslektaşım, araştırmacı Gürol Tulunay…

Yazdıklarından hangisinden söz edeceğimi bile seçemiyorum, hepsi birbirinden önemli.

En iyisi gece yarısı, uyku gözümden akarken bile okumadan bırakamadığım “Ben de ‘eski İzmir nasıl olmalı?’yı hayal ettim!" başlıklı yazısından bir iki satır da olsa söz edeyim:

‘Neredeyse batı da her ülkenin bir eski şehri var… insan hayal ettiği müddetçe yaşarmış!’ diyerek İzmir’in neredeyse her semtini ele alan ve gözümüzün önüne getiren Gürol Tulunay, Üstat Yahya Kemal Beyatlı ne güzel söylemiş;  ‘İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar’  diyerek…

Bende zaman, zaman hatta çoğu kez yazılarımla ulaşamadığım konuları hayal ederek yaşarım ve bunu da yazarım o makaleden de büyük keyif alırım…

Hep batı ülkelerinde olduğu gibi neden bizim bir ‘Eski Şehrimiz’  yok diye hayıflanırım…

Çünkü olmaması bile garip.

Binlerce eski dokun bulunacak ve onlar sebil olacak ama senin kentinin  (ESKİ ŞEHRİ)  olmayacak.

Bizim eski şehrimiz varda, yüzüne bakılacak halde mi diye de düşünmeden de edemem,

Aslında eski dokumuz, eski evlerimiz, tepemize indi inecek gibi duran cumbalarımız,  eski akmaz çeşmelerimiz, eski bir bakkal amcanın tarihi dükkanı ve diğer dükkanlarımız…

Üstü çardaklı ve asma sardırılmış bir eski kahvede, açık havada bir demli ve limonlu bir çay içmenin keyfini ben hiçbir yerde bulamam…

 Ayrıca eski türbelerimiz, kabristanlıklarımız, köprülerimiz küçük, küçük menfezlerimiz epey bir miktarda kentimizde varlar.

Bu eski dokuları sarıp sarmalamış mahallelerimiz o kadar çok ve onlar o kadar büyük bir alanda bulunuyor, belki de elden geçip restore edilirse;

‘Dünyanın en büyük Eski Şehri olabilir’…

Düşünsenize, bir gözlerinizi kapatıp bu eski sokakları benim gibi bir hayal etsenize…’ diyor.

Gürol Tulunay’a ben de birçok okuyucusu gibi teşekkür ettim.

Hatta birkaç gün önce, facede bir dostumuzun yıllar öncesi İzmir ile ilgili fotoğraf paylaşımından söz ettim.

Urla – Çeşme eski yolunda yüzlerce araç tatil dönüşünde, uzun saatlerce süren araç kuyruğunun fotoğrafıydı bu…

Binlerce kişi her hafta sonu çile çekiyordu, saatlerce…

Ama o kadar beğeni almış, yorum yapılmış ki, hacyret edici sayıda.

Demek ki, her şeye rağmen eskiye bir özlem var, insanlarımızda…

Neden?

İşte bu sorunun yanıtı çok önemli…

Belki Gürol Tulunay bu sorunun yanıtını da ele alarak bizlerin düşüncelerini irdeler, uzmanların görüş ve belirtileri ile…

Bence bu konuda Namık Kemalli, Kahramanlar çocuğu, Şair Doç. Dr. Suavi Tuncay’dan da istifade eder.

Bir süre önce ‘Gül Hanım’ a, yani Gürül Tulunay’ın sevgili eşine ‘Hatıralarını yaz!’ önerisinde bulunmuştum.

Şimdi de Gürül Tulunay’a, İzmir ile yazdığın, her biri mücevher gibi önemli araştırma yazılarını, makalelerini ‘kitap haline getir’ önerisinde bulunuyorum.

Sizler de yazın…

Durmadan, çalakalem de olsa…

Herkesin düşüncesi, görüşü, gelecek nesillere yol gösterici olacaktır.

*-

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP