Yaz mevsiminin en sevdiğim anlarını yaşıyorum. Çarşafa sarılmış, karanlıktan maviliğe dönmüş şafağı seyrederken açık penceremden süzülen serinliği içimde hissediyorum. Açık yerlerimi ısıran esinti ile çarşaf içindeki sıcacık varlık dengede. Arpayı fazla kaçırmış sıpa gibi keyifliyim. Böyle keyif insana ya halvet yaptırır ya yemek yedirir. Ben düşünüyorum.
Aslında nasıl olmuşsa atalarımız ona da el koymuş; “Fazla düşünme” demiş. Bir de argoda buna laf üretmiş, “Düşün düşün boktur işin" deyivermiş. Bense ne yapsam düşünmemi durduramıyorum. Düşünmek; nefes almak, tuvalete gitmek gibi mecburi bir eylemdir. Volter… Hiçbir kral şimdiye kadar tebasına işemek yasak, sıçmak şu tarihe kadar durduruldu, düşüneni asarım diyememiş, ancak düşündüğünü söyleyeni asmakla kesmekle yetinebilmiştir. Dün yine Diyarbakır’da hiç bir gerekçe gösterilmeden bir grup gazeteci, yazar, söyler, tartışır kişi tutuklanmıştır. Alışageldiğimiz üzere bunların iddaanamesi mutlaka daha sonra yazılıp terör örgütleri ile ilişkilendirilecektir. Değerli dostlar, esas bu duruma toplum tepki vermeli, elinden gelenin fazlasını yapmalıdır. “Hayat pahalılığı var, Kılıçdaroğlu her gün sokağa dökülmeli” demek, istemek bu olayın arkasında durmanın yanında ucuz kahramanlık kalır.
Dostlar, sosyal medyayı düzenleyeceğiz diye düşünce özgürlüğüne getirilmek istenen sınırlamalar kabul edilemez ve gerçek protesto davranışlarına acil ihtiyaç duyulmaktadır. Benden yazması.
YORUMLAR