Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yaşar Eyice

SOĞANIN CÜCÜĞÜ

‘Dolar düşüyor, yem yükseliyor. Bizim halimiz ne olacak?’

Bu soruyu Torbalı’dan bir çiftçi söylemiş.

Aslında geçen hafta içinde konu özellikle üreticiler tarafından dile getirildi.

‘Raflardaki etiketler neredeyse saat başı değişiyor!’ diyerek şikayetlerini belirttiler.

Bu kez bazı bakanlık yetkilileri duydular.

Hatta yandaş basında büyük büyük beyanatları çıktı;

‘İzin vermeyeceğiz!’ diye…

Kime ne izini verildi ya da verilmedi?

Ya da kimlere nasıl hesap soruldu?

Bilmiyorum, öğrenemedim!

Söylenen ve bilinen, daha doğrusu muhalefetin söylediği şu:

Market raflarında etiket kovalıyor, patates soğan deposu basıp kendi hatalarını yüklemek için soğanın cücüğünden lobi yaratıyorlar.

Tüm çiftçilerimiz şunu bilsinler; kısa bir süre sonra iktidara geldiğimizde, hızla dışa bağımlı bu politikaları sonlandırıp, iklim krizinin bilincinde olarak uygulayacağımız politikalarla, verimli Anadolu topraklarında sürdürülebilir tarımı hâkim kılacak, yerli üreticiye yatırım yapacak ve tarımdan zenginlik üreteceğiz.

Çünkü üretim ideolojik bir anlayış, politik bir duruştur.

Bu cümleleri İzmir Milletvekili Murat Bakan’ın açıklamalarından öğrendim.

Hatta bu konuda Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için sorular da sormuş.

Söylediği şu:

‘Yüksek gıda fiyatları, ülkemizin temel gündem maddelerinden biri haline gelmiştir. 

Covid-19 nedeniyle başlayan kısıtlamaların tarım ve gıda üretimini olumsuz etkileyeceği, dünyada gıda fiyatlarının artacağı öngörülmüştür. İklim krizinin uzun yıllar süren etkisinin pandemiyle birleşmesi, hammadde üreticisinden esnafa kadar; üreticiyi, aracıyı, pazarlamacıyı, satıcıyı zincirleme şekilde etkilemiş durumdadır.

Bu durum, üretim, pazarlama ve satış piramidinin de zarar görmesine neden olmuştur.

Sektör bileşenleri, küresel anlamda ani gelişen bu sürece karşı aktif müdahale imkanı bulamamış, hükümetin süreci yönetememesi, gerekli maddi desteği verememesi ve kararsız, gelecek planlamasından yoksun adımlar süreci içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir.

Ekonomik kriz ve gıda fiyatlarındaki önlenemez yükseliş, vatandaşlarımızın yaşadığı buhranı derinleştirmiş,  hükümetin almaya çalıştığı önlemler gıda fiyatlarını düşürmeye yetmemiştir. 

Raflardaki etiketleri suçlayan çözüm anlayışı, işin temelinde yer alan, tarımda üretim planlaması yapılmaması, tarım alanlarının daralması, gübre ve mazot başta olmak üzere çiftçinin üretim yapmasını engelleyen yüksek girdi fiyatlarına çözüm bulunamaması, tarladan sofraya kadar olan sürecin doğru yönetilemediğini de göstermektedir.

Çiftçilerimiz yüzde 80'nin üzerinde artan gübre fiyatlarının tarımsal üretim için en büyük tehdit olduğunu belirtmektedir. Yüksek fiyat nedeniyle çiftçilerimiz ihtiyaç duyulan gübreyi kullanamazsa verimin, üretimin azalması nedeniyle gıda fiyatlarının daha da artacağı öngörülmektedir.

YENİ YILLA BERABER

Aslında ben Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne (FAO) göre, Ocak ayında gıda fiyatları hızla yükseldiğini örnekleriyle anlatacaktım.

Şu kadarını söyleyeyim:

Küresel gıda fiyatları Ocak ayında, tahıllar, bitkisel yağlar ve şeker kaynaklı olmak üzere, üst üste sekizinci ayda da arttı.

Yaşar Eyice

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

17 − two =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ