Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Prof. İrfan Palalı

YIKILASI PARADİGMALAR 3

Senin en sevdiğin şeylerden biri basit ev işlerine dalmak ve etrafına o sakin gönül hoşluğunu yaymaktı. Bu tür sakin zamanlarda sadece varlığın dahi beni rahatlatırdı. Şimdi böyle bir pazar günü. Hava kapalı. Yoğun bulut yorganının altında ha yağdı, ha yağacak, yağmuru bekliyorum ve kafam karışık. İşte böyle, ben şimdi aklımdakilere döneyim…

Yalan cahil insan işidir. Aydınlık insanlar az yalan söyler, hele uygar kişi hemen hemen hiç yalan söylemez. Bunlardan yalan kelam edenler de korkudan, ikbal  beklemekten değil, ihtiyaçtan yalan söylerler. Çünkü yalan söylemek bazen bir ihtiyaç olabilir. Örneğin bazen ben “Küsümado” gibi insanlara bile yakışıklısın demek zorunda kaldığımı, çirkef tipli insanlara, o sizin iyiliğiniz dediğimi hatırlarım. 

Ama bu kişinin yalanı çürütülmekte olan insanlık değerleri için hayat mamat meselesi. Böyle bir yalan söylenmemeli. Böyle bir yalan hırsızlığın, dolandırıcılığın, insana saygısızlığın yolunu açmakta, başkalarının hakkını yemenin yolunu meşrulaştırmakta. 

Adam hem gayrimeşruluğu yaptırıyor, hem ortaya çıkınca inkar edip restleşiyor, hem de yalan ortaya çıkınca ortalardan kayboluyor. 

"Bu iddia yalan, Man adası belgeleri doğru çıkarsa  istifa ederim" demişti. Doğru çıktı, yargı doğru olduğunu onayladı. Ama, istifa mistifa hak getire. Oldu mu bu sayın adam, olmadı, hiç olmadı. Derhal istifa etmelisiniz. Hemen bugünden tezi yok istifa etmelisiniz. Ve artık böyle büyük iddalı yalanlar yerine daha hafif yalanlar söylemelisiniz. Zaten sizin toplumdaki insanlık segmentinizin skoru düşük. Yalan sizin karınız. Ama bu kadar da büyük yalan demeyin artık. Bak sizi örnek alan bir sürü insan var. Bir kel var mesela. Etmeyin tutmayın bu kadar yalanı bu terazi çekmez. Değerli dostlar toplumlar uygarlaştıkça yalan daha az etkili olur, daha az oy tahviline dönüşür. 

Bu yalan gerçeğini hep birlikte yıkmalıyız.

Prof. İrfan Palalı

1950 yılında Şanlıurfa’da doğdum. Tıp eğitimimi tamamlayarak profesör unvanına ulaştım. Üniversite yıllarında başladığım edebiyat yolculuğum, özellikle toplumsal meseleleri ele alan romanlarla devam etti. 2002 yılında yayımlanan "Tehcir Çocukları" adlı ilk romanım, Türkiye’de tabu olan Ermeni sorununu gündeme taşıdı ve büyük yankı uyandırdı. Ardından "Taşların Ağıtı" (2005), "Sünnet Çocukları" (2008) ve "Özgürlük Düşleri" (2016) adlı romanlarımı yayımladım. Şu anda İzmir’in güvenilir gazetesi Demokrat Gündem bünyesinde yeni romanım "Testosteron" üzerinde çalışıyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 − 1 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER